Değer Deniz’in yaşam tarzına saldıran yalan haberler tazminata mahkûm oldu

BU köşede defalarca yazdım…
Değer Deniz cinayetini…

Hepimizin tüylerini ürperten korkunç bir vahşetti.

Allah’ın cezası bir tinerci, gecenin bir yarısı Değer Deniz’in evine girdi, genç kadına işkence yaptı, tecavüz etti, sonra da boğarak öldürdü. Bu vahşetin herhangi bir sebebi yoktu, önceden tanışıklıkları da. Gerçi sapık mahluk mahkemede, “O benim sevgilimdi!” gibi ipe sapa gelmez yalanlar söylemeye çalıştı. Ama mahkeme heyeti bu yalanlara itibar etmedi.

Gerekçeli karar 14 Aralık’ta açıklandı.

Ben de sizinle 37 sayfalık “ders niteliğindeki” gerekçeli kararı daha önce paylaştım.

Hiç değilse biraz içimiz soğudu.

Bu ülkede peş peşe kadınlar katlediliyor, katillerin hepsi hak ettiği cezayı almıyor.

Ama Değer Deniz cinayetinde verilebilecek ceza, en üst seviyeden verildi…

NE İNCELEME NE ARAŞTIRMA ÜFÜR GİTSİN!

Hepimizi mutlu eden bu karar sonrasında, kadın ve insan hakları savunucusu ve aktivisti Avukat Hülya Gülbahar’dan yine güzel bir haber geldi.

Aynı davada, birtakım gazeteciler, gazeteler ve internet siteleri olayı saptırmaya çalışmış ve Değer Deniz hakkında aslı astarı olmayan haberler uydurmuşlardı.

Yok, Sabetayistmiş!
Yok, yalnız yaşayan bir sanatçıymış!

Niye o semtte oturuyormuş!

Sanatçı olursan ve yalnız yaşarsan bunlar başına gelebilirmiş gibi hem gerçekdışı hem kasıtlı haberler yaydılar.

Oturdukları yerden…

Ne bir inceleme ne bir araştırma…

ASILSIZ HABER YAPAN GAZETECİLER CEZALANDIRILDI

Ama şimdi, İstanbul 17. Asli Hukuk Mahkemesi bu saptırmaları, yalan haberleri tazminata mahkûm etti.

Bu ne anlama geliyor?

Değer Deniz gibi yalnız yaşayan kadınları, müzisyenleri, sanatçıları, üfürme haberlerle karalamaya kalkarsan, onları küçülten, aşağılayan, ölümlerini haklı göstermeye çalışan, vahşice gerçekleştirilmiş bir kadın cinayetinin üstünü örtüp, bunu adli bir hırsızlık vakasına indirgemeye uğraşırsan bedelini ödersin…

Asılsız haberleri yapan o gazeteci ve gazetelere karşı açılan davada, 1 kuruş dahi indirim yapılmadı ve onlar tazminat ödemeye mahkûm edildi!

HAYATTA KALMAK İÇİN İLLE DE EVLİ Mİ OLMAK GEREKİYOR? 
Dikkatinizi çekerim…

Kendine “gazeteci” diyen bu arkadaşlar, tek başına yaşayan bir kadını aşağıladılar, sanatçı kimliğinin değerini ayaklar altına aldılar…

Ölmüş bir kadını bir kere daha öldürdüler…

Ne yani, bir kadın tek başına yaşayamaz mı bu ülkede?

Sanatçı olmak suç mu?

Ayıplanacak, kınanacak nesi var?

Hayatta kalmak için illa evli mi olmak gerekiyor? Kadının tek konumu, bu ülkede, anneliği üzerinden mi değerlendiriliyor?

Kadın olmak yeterli değil mi?

Biz hâlâ tek başına yaşayan bir kadının cinayetindeki “Ama…”ları mı konuşacağız?

Bunun aması maması yok işte!!!!

BU SON KARARLA GÖRÜYORUZ Kİ HÂLÂ UMUT VAR!
Bakın, burada ince bir nokta var…

Basın Konseyi de yapılan bu asılsız haberleri kınamış ve basın meslek ilkelerinin 8’inin birden ihlal edildiğini saptamıştı…

Ama maalesef, ‘Sulh Ceza Hâkimliklerince’, hukuka aykırı bir biçimde, bu yayınların kaldırılması engellenmişti.

‘Asli Hukuk Mahkemesi’nin almış olduğu bu son kararla görüyoruz ki, Türkiye’de hâlâ umut var…

Yeter ki, mücadeleden vazgeçmeyelim!

YAŞAM TARZLARIMIZ KORUNMALI
Bu karar, her şeye rağmen, bu ülkede, hukukun, yaşam tarzlarını korumaya çalıştığını kanıtlayan bir gelişme…

Şahsen ben çok sevindim.

Mahkeme heyetini, avukat Hülya Gülbahar’ı ve Değer Deniz’in ailesini tebrik ediyorum.

Yorum Bırak