48

BEN artık 48 Ayşe’yim. Hoşuma gidiyor yaşımı söylemek.
Çünkü yaş, vız geliyor tırıs gidiyor.
Benim için iki şey önemli:
1) Enerji.
2) Eskimemek.
Yeni kalabiliyor musun? Akıp giden hayata uyum sağlayabiliyor musun?
Enerjimde hiçbir azalma yok, çok şükür.
Tam tersine, eskiden Dubai’de yaşarken 4 saatlik uçuşlar yapıyordum. 7-8 sene sürdü o macera. Şimdi son bir buçuk yıldır Mumbai’de yaşıyorum, 6.5 saat uçuyorum.
Havaalanına gittisi, uçağa bindisi, indisi 10 saat. Ayda iki kere bu yolu tepiyorum.
Kimilerine göre kâbus, bana öyle gelmiyor, beni canlı ve diri tutuyor.
İki ülkede, iki şehirde birden yaşamak enerjimi azaltmıyor, tam tersine arttırıyor, kafamı açıyor.

MUMBAİ-İSTANBUL AKSARAY-TAKSİM’E DÖNDÜ!

Mumbai-İstanbul arasını, Aksaray-Taksim’e çevirmenin mutluluğunu da yaşıyorum.
Bir de zor bir lokasyon Mumbai.
Zürih’te, Londra’da, Cape Town’da, Berlin’de, Barcelona’da babam da yaşar (bu arada hiç itirazım olmaz yaşamaya, yanlış anlamayın) ama Mumbai her açıdan zor.
Burada bile yaşamayı becerdim ya, ayıptır söylemesi bir güven geldi bana (ayıptır söylemesi iki) kendimi daha çok beğenir oldum.
İki ayrı kadın yaşatıyorum bünyemde.
İki farkı ülkeye, iklime, kültüre bölünce hayatını böyle hissediyorsun.

Ev kadınlığını ve anneliği dibine kadar yaşıyorum, sonra hoop röportajcı oluyorum, iş peşinde koşturuyorum. Üzerine sahne röportajları, sosyal sorumluluk projeleri ve o projelerin peşinden Anadolu’yu gezmek eklendi. Bazen soruyorlar nasıl oluyor diye, oluyor işte. Son bir yıldır, bir milyon kişilik bir Instagram ailem de oldu. Yaşım ilerledikçe ilgi alanlarım çeşitlendi, genişledi, bu da enerjimin artmasına sebep oluyor. Eskiden sadece yazılı basındı ve belli bir profildi, şimdi sosyal medyayla birlikte okurlarım da, hayatım da çeşitlendi.

İYİLİK KOLYELERİYLE 180 BİN LİRA BAĞIŞ

Son birkaç aydır, Sakajewa adını verdiğim iyilik kolyeleri yapıyorum. Bayağı elimle tahta kolye diziyorum. Öğrendim nasıl yapılıyor, zaman içinde de geliştirdim modelleri. Tabii ki bir tasarımcı değilim, son derece amatörüm ama aşkla yapıyorum, çok eğleniyorum ve çok özeniyorum. Tahmin edemeyeceğiniz kadar da taliplisi var (ayıptır söylemesi üç)…
Sistem şöyle işliyor:

Şirketler kolyeleri kendi kadın çalışanlarına hediye ediyor ve bunun karşılığında ihtiyacı olan birine, bir derneğe, bir vakfa bağışta bulunuyor. 40 kolye için 15 bin lira.
Para direkt o kuruluşun, o vakfın hesabına yatıyor, KDV’si ve stopajı dahil.
Aslında kolye hikâye, iyilik yapmış oluyorlar. Bir iyilik hareketi bu…

İYİLİK BULAŞICIDIR! DÜNYAYI İYİLİK KURTARACAK
Şu ana kadar Tohum Otizim Vakfı, Toplum Gönüllüleri Vakfı, Parıltı Görme Engelliler Derneği, Pembe İzler Kanser Derneği, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği gibi şahane derneklere kendi çapımda fon sağladım.
180 bin lira sadece son birkaç ayda…
Müthiş di mi?
Önümüzdeki günlerde Darüşafaka Cemiyeti var sırada…
Bir tanesi Anadolu’da bir köy okuluna gitti… Bir tanesi bacağı kesilen pırıl pırıl bir gence…
Parolamız “iyilik bulaşıcı”dır.
Genellikle de kadınlarla çalışıyorum.
Kadın enerjisine ve dayanışmasına çok inanıyorum.
İnsanın eliyle bir şey yapması da bir tür terapi oluyor. On şirket var sırada iyilik kolyelerine talip olan (ayıptır söylemesi dört)…

OKUR DEĞİL OKUL OLDUNUZ BANA

48’in işte böyle bir faydası var, yaşım ilerledikçe “toplumsal fayda”ya daha çok inandım ve sürekli bir şey yumurtlar oldum. Bir de kadın meselesi üzerine yazdığım şeyler için çok mutluyum.
Doğum günleri tuhaf bir yüzleşme günü gibi. O kadar farklı insandan mesajlar aldım ki, çoğu da tanımadığım insanlar, bir şekilde hayatlarına değmişim, yazdıklarımla, yaptığım sosyal projelerle, paylaşımlarımla…
“Ulan ölüyorum muyum n’oluyor!” dedim.
Anladım ki, ne ekiyorsan gerçekten onu biçiyorsun ve bizler, yaptığımız her şeyle ortadayız… Çıplağız.
Ve görüyor insanlar, biliyorlar, bütün hıyarlıklarımızı da, yaptığımız iyi, güzel şeyleri de… Ben bu doğum günümde, kendimin bir yıllık sağlamasını yapmış oldum. Sayenizde şu son bir yılda yaptıklarımı ve kendimi beğendim.
Şimdi sıfırladık tabii, eskinin üzerine yatamayız… Ama devam… Hep devam…
Teşekkür ediyorum size.
Yazıyı da şu cümleyle bitirmek istiyorum:
Ben sayenizde daha iyi bir insan oldum!
Okur değil, okul oldunuz bana…

Yorum Bırak