Zaman Yolcusu Kreta

Bu bölümde konuğum Gülşah Özdemir Koryürek ve Nesra Gürbüz’ün projesi Zaman Yolcusu Kreta
.
Gülşah, yarattığı uzaylı ‘Kreta’ karakteriyle; bilimsel verilerden kopmadan, bir hikâye içinde çocuklara, iklim krizi ve küresel ısınmayı anlatıyor. Vee bu konuda farkındalık yaratıyor.
.
Gezegenimizi, gezegeni paylaştığımız tüm türleri ve kendi ırkımızı uzaydan gelmiş bir yabancı gözüyle gösteriyor. Ama çocukları kaygılandırarak değil. Pedagog desteğiyle çözüm odaklı kurgulamış hikayesini.

.
Çünkü Gülşah, “Gerçekleri saklayarak çocuklarımızı koruyamayız. Şu 4 ilkeye dikkat ederek, onlarla pek çok şeyi konuşabiliriz. 1- Doğru ama sindirilebilir bilgi vererek. 2- Çözüm odaklı olarak. 3- Mücadele becerisi kazandırarak. 4- Yaşa uygun anlatarak” diyor.
.
Şimdi Zaman Yolcusu Kreta, Borusan Sürdürülebilir Fayda Programı’nın desteğiyle kısa film oluyor. Amaç daha çok çocuğa ulaşabilmek. Veee onları bilinçlendirmek.

Yapılacak olan animasyon filminin detaylarını yapımcı Nesra Gürbüz’le konuştuk. “Nasıl bir dünyada yaşamak istediğimizi sorgulayan ve iklim krizinin ciddiyetine dikkat çeken fakat bunu yaparken Kreta’nın hallerine güldüğümüz, umutlu bir animasyon olacak” diyor. Kitabı çok sevdim, animasyon filmini de heyecanla bekliyorum. Siz de mutlaka çocuklarınıza okutun, izletin, bilinçlenmelerine destek verin. 

Gülşah’cım, iklim krizine dikkat çeken ‘Zaman Yolcusu Kreta’ isimli bir çocuk kitabı yazdın. Yarattığın ‘Kreta’ karakteriyle; bilimsel verilerden kopmadan, bir hikâye içinde iklim krizi ve küresel ısınma anlatıyorsun, çocuklarda farkındalık yaratıyorsun. Bir kere fikir süper. Kitabı da okudum, çok sevdim. Tebrik ederim…
-Teşekkür ederim.

Hangi gerekçeyle doğdu ‘Zaman Yolcusu Kreta’?
-Ömer Madra sayesinde, 2008’den beri küresel iklim değişikliğini takip etmeye çalışıyorum. Konuyla ilgili bir tiyatro oyunu da yazmıştım. Son yıllarda yaşanan gelişmeler; iklim değişikliğinin krize dönüşmesi, bilim dünyasının sorunu daha da net bir şekilde tanımlaması, konunun gençler arasında konuşulur hâle gelmesi ve çözüm arayışının başlaması, bir hikâyeci olarak hayal dünyamı harekete geçirdi. İklim krizinin hikâyesinin yazılması gerektiğini düşündüm. Ve çocuk edebiyatı alanına taşıyarak, yazmaya başladım.

Neden uzaylı bir karakter?
-Gezegenimizi, gezegeni paylaştığımız tüm türleri ve kendi ırkımızı uzaydan gelmiş bir yabancı gözüyle görmek ve göstermek istedim. Kanıksadığımız tuhaflıklarımızı bu şekilde fark edebileceğimizi düşünüyorum. Bir de tabii bir uzaylının gözüyle kendimize bakmak çok eğlenceli.

Peki iklim krizini neden çocuklara anlatmayı seçtin?
– UNICEF’in raporuna göre, dünyadaki 2.2 milyar çocuğun 1 milyarı, iklim krizinin etkilerine maruz kalıyor ve bu sayı artmaya devam ediyor. Çocuklarımızı iklim krizinin yıkıcı etkilerine karşı bilinçlendirmemiz, kuvvetlendirmemiz, hastalıklara karşı aşılar gibi aşılamamız gerekiyor. Bahsettiğim raporun tavsiye kararında benzer cümleler var. Bu konuyu çocuklara anlatmak, çözümün bir parçası aslında. Bir hikâyeci olarak, çözüme böyle katkı sağlayabileceğimi düşündüm.

Çocuklar için ağır bir konu değil mi? Onları kaygılandırmaz mı?
-Evet, çok ağır bir konu. Bu yüzden de hikâyemi pedagog desteğiyle kurdum. Onların da tavsiyeleriyle krizin çözümüne odaklanan, çıkış kapılarını gösteren bir hikâye oluşturmaya çalıştım. Gerçekleri saklayarak çocuklarımızı koruyamayız. Aksine, yaşlarına ya da hazır bulunuşluklarına uygun, sindirilebilir bilgilerle çözüm odaklı bir yaklaşımla anlatmamız gerekiyor. Sorun karşısında onları güçlendirmeliyiz. 1- Doğru ama sindirilebilir bilgi vermek. 2- Çözüm odaklı olmak. 3- Mücadele becerisi kazandırmak. 4- Yaşa uygun anlatmak. Bu dört ilkeyle yola çıktığımızda çocuklarla pek çok şeyi konuşabiliriz, konuşmalıyız.

Harikaymış! Tam kaç yaş grubuna sesleniyorsunuz?
-8 yaş ve üstü, okul çağı çocukları. Okul öncesinde krizi değil, doğayı anlatmak gerekiyor. Bu arada küresel ısınmayla ilgili, o kadar çok kulaktan dolma ve yanlış bilgi var ki… Bir de fazla bilgiye maruz kalabiliyor çocuklar. Zaman Yolcusu Kreta hikâyesindeki en büyük amacım, bilimsel doğruyu, seslendiğim yaş grubunun sindirilebileceği bir hâle getirerek aktarmak. Bu noktada da tıpkı psikoloji alanında olduğu gibi danışman desteği alıyorum. Hikâyeyle harmanladığım her bilgi, uzman gözüyle de değerlendiriliyor.

Kreta, uzaydan geliyor. Onun gözüyle ne hatalar yapmışız, çocuklarımıza nasıl bir gelecek bırakmışız…
-Hikâyeden koparıp sıralayınca kulağımıza hoş gelmeyebilir. Ama aslında komedi öğeleriyle anlatıyorum bu kısmı, okuyucularımızı korkutmasın. Havamızı bozmuşuz mesela, 2070’lerin dünyasında, insanlar oksijen fanuslarıyla geziyor ve bunun için para ödemek zorundalar. Çünkü oksijen üretilmesi, depolanması gereken bir metaya dönüşmüş. Okyanus üstünde plastikten yeni kıtalar oluşmuş ki ilk plastik adamız günümüzde var zaten. İçilebilir su, değerli madenlerin yerini almış. Kilitli dolaplarda saklanıyor. Yine su kıtlığı yüzünden evcil hayvanlarımız azalmış. Pek sevimli bir dünya değil maalesef ama hâlâ tür olarak hayattayız, uyum sağlayabilmişiz.

Şimdi de daha çok çocuğa ve gence ulaşabilmek için Borusan Holding’in de desteğiyle kısa filmini hazırlıyorsunuz. Nasıl bir film olacak?
Gülşah: Önce kahramanımızı tanıştırmak sonra da dünyanın üç farklı zamanına gidip, insanın bıraktığı izi göstermek istedik. Burada sözü, yapımcım Nesra Gürbüz’e devrediyorum, devamını o anlatsın.
Nesra: Nasıl bir dünyada yaşamak istediğimizi sorgulayan ve iklim krizinin ciddiyetine dikkat çeken fakat bunu yaparken Kreta’nın hallerine güldüğümüz, umutlu bir animasyon olacak. Kitabın görsel dünyasıyla uyumlu, çizerimiz Selin Saygılı’nın çizimleri gibi standart kalıplara sığmayan, yer yer kıpır kıpır hissettiren iki boyutlu bir animasyon tekniği kullandık. Ortak yönetmenimiz Ilgın Saçan ve animatörümüz Tuncay Çetin’le birlikte oldukça yoğun fakat çok keyifli bir üretim süreci geçirdik.

Filmin, kitaptan daha geniş kitlelere ulaşacağını düşünüyor musunuz?
Gülşah: Ben bu hikâyeyi becerebildiğim her disiplinde anlatmak istiyorum. Krizin çözümüne katkı sunacak buluşmalar yaratmak amacındayım. Kitabın ve filmin bu noktada birbirini destekleyeceğini, farklı kitleleri harmanlayacağını düşünüyorum.
Nesra: Kısa filmin olabildiğince geniş kitlelere ulaşmasını istiyoruz. Ulusal ve uluslararası film festivallerinin ardından dijital platformlarda da izleyiciyle buluşmasını hedefliyoruz. Ayrıca belediyeler, okullar ve sivil toplum kuruluşlarıyla ortak gösterimler yapmak ve hem çocuklarla hem de yetişkinlerle bir konuşma zemini oluşturmak hedeflerimiz arasında.

Borusan Sürdürülebilir Fayda Programı, ‘Zaman Yolcusu Kreta’ya nasıl destekler verdi?
Nesra: Kısa filmimize, hak ettiği koşullarda yapılmasını sağlayan maddi bir destek verdi. Borusan Sürdürülebilir Fayda Programı kapsamında da ihtiyaç duyduğumuz alanlarda eğitim ve mentorluk desteği sağladı. Kâr amacı gütmeyen, sosyal sorumluluk bilinciyle bir iş üretmenin oldukça zor olduğu bir dönemde, projemize inanmaları ve bizimle heyecanlanmaları çok kıymetli.
Sürdürülebilir Fayda Programı çok iyi tasarlanmış bir program. Tüm proje süreci boyunca program yürütücüleriyle yakın bir iletişimimiz oldu. Değerlendirme görüşmeleri yaptık. İhtiyaç alanlarımızı belirledik ve bu alanlarda eğitim ile mentorluk destekleri aldık. Çocuklarla farkındalık etkinlikleri yaptık.

Bir sonraki hedefiniz ne?
Gülşah: Zaman Yolcusu Kreta uzun bir hikâye. Kitap hâli bir seriye dönüşecek. İkinci kitabı yazıyorum şu an. Kitap ve kısa film için tasarladığım atölye çalışmaları var. Kitabınkiler hali hazırda devam ediyor, kısa filmin atölyesi de gösterimlerle birlikte başlayacak. Kreta’nın @zamanyolcusu_kreta isminde bir Instagram hesabı var, aynı yaklaşımla oradan da hikâyemizi anlatmaya başladık. Bir taraftan da bir animasyon dizi projesi oluşturduk, önümüzdeki günlerde onun da görüşmelerini yapmaya başlayacağız.

Yorum Bırak