Tanzanya’dan mektup
Bu cumartesi yazı yok. Bir gazeteci kafilesiyle Sedventure ile Tanzanya’da safarideyim. Aslanlar, kaplanlar beni bekliyor, ardından da zürafalar ve zebralarla randevum var.
Setur, bu yıl 50. yılını kutladığı için gazetecileri davet etti. Ben de gazetemi temsilen Saffet Emre Tonguç ile birlikte buradayım.
Valla ne diyeyim, gök ayrı güzel, yer ayrı güzel, hayvanlar ayrı güzel. ‘Serengeti’ Svahili dilinde ‘sonsuz düzlük, sınırsız ova’ demek. Burada, muhteÅŸem bir coÄŸrafyada binlerce özgür hayvan yaşıyor. Benzersiz bir deneyimmiÅŸ.
Ben daha önce Kenya Masai Mara’ya gitmiÅŸtim, Tanzanya Serengeti benim için bir ilk. Bu iki bölge bir bütünün yarısı. Åžu anda da hayvanların göç mevsimi. Her an zürafalara, zebralara, kaplanlara, aslanlara rastlıyoruz.
Ve tabii fillere. Kaldığımız otelin bahçesine bile geliyorlar. Birkaç konuda uyarılıyoruz: “Cipten inme, seni Allah bile kurtaramaz! Gece yatarken odanın kapısını kapat, içeri geliyorlar.” Onun dışında her ÅŸey ÅŸahane. ÖğrendiÄŸim ve yaÅŸadığım her ÅŸeyi sizinle haftaya paylaÅŸacağım. Öptüm.
Fotoğraf: SÜHA DERBENT