Şimdi İtalya’dayım… Hayallerimin peşinden koşmaya devam!

Soğuk ama güzel bi cumartesiden herkese merhabaaa… Nefis bi hafta sonu olsun hepimizeeee
.
Gri havayı dağıtacak, renkli, tutkulu, başarılı bir isimle karşınızdayım… Ebrar Karakurt!!! Milli voleybolcumuz, gururumuz, hepimiz bayılıyoruz ona… Son olarak Elidor’un reklamı filmi “Dedim Olabilir”le ortalığı yıktı geçti.
.
Ebrar’ın sık kullandığı, hayallerin önündeki engellere meydan okuyan “Dedim Olabilir” ifadesini, Tokyo Olimpiyatları boyunca, çokça duymuştuk. Şimdiyse reklam filmiyle daha geniş bi kitleye yayıldı.
.
Reklam filminden çok, bi manifesto gibi… Emeği geçen herkesi yürekten kutluyorum
.
Elidor genç kadınları hayallerine giden yolda destekleyen bir marka. Genç kadınlara güçlü rol modellerle ilham veriyor. Engelleri aşmaları için onlara destek olacak burs, eğitim, rehberlik içerikleri gibi destekler de sunuyor.
.
Bu hedefle hayata geçirdiği “Kendi Yolumuzda” projesi kapsamında Ebrar’ın da yer aldığı bir reklam filmi çekti. #DedimOlabilir etiketiyle sosyal medyada insanlar kendi hikayelerini anlattığı birçok paylaşım yaptı. Bunlardan biri de Dr. Elanur Yılmaz’ın tweet’iydi.
.
Elanur, küçükken çizdiği resme “Pembe saçlı kız mı olur?” denmesinin nasıl bir hayal kırıklığı yaşattığını anlatıyordu. Elidor, mural sanatçısı Ümit Şentürk, @kienart ile iş birliği yaparak Elanur’un yarım kalan hikayesini Kadıköy Meydanı’nda pembe saçlı kızların olduğu bir duvara taşıdı. Elanur’un hayal kırıklığı, mutlu bir anıya dönüştü…
.
NFT olarak da tasarlatan dijital resim, OpenSea platformunda açık artırmaya çıkardı ve elde edilen geliri “Kendi Yolumuzda” projesi kapsamında Toplum Gönüllüleri Vakfı’nın (TOG) Gençlik Bursları Fonu’na bağışlayacak.

Önce Ebrar’la İtalya’yı, pandemiyi, voleybolu ve hayallerini konuştuk. Sonrasında da Elanur’un hikayesini okuyacaksınız…


Ebraaaar! Hepimizin gururusun… Seni çok seviyoruuuuz! Şu an neredesin, neler yapıyorsun?
-Çok teşekkürler. İtalya’dayım. Geçtiğimiz mayıs ayında, İtalya Kadınlar Ligi voleybol takımlarından Igor Gorgonzola Novara’ya transfer oldum. “Filenin Sultanları”yla milli maçlarımızı tamamladıktan sonra eylül ayında İtalya’nın Novara şehrine geçtim. Hayallerimin peşinden koşmaya devam.

Pandemi, İtalya’da nasıl geçiyor?
-Aslında Türkiye’den pek farklı değil. Burada da aynı zorluklar var. Bir an önce bitmesini diliyorum, gerçekten artık rahat nefes almaya ihtiyacımız var.

Kaç aşın var? Kalabalık yerlere girdiğinde tırsıyor musun?
-İki aşım var. Yok tırstığımı söyleyemem, alıştık artık diyelim. Seyirci dolu salonlarda maça çıkıyoruz. Tüm önlemlerimizi almaya gayret ediyoruz. Kurallara maksimumda uymaya çalışıyoruz.

Ben geçenlerde Londra’daydım kimse maske takmıyordu. Sizin orda durum ne?
-Kapalı alanlarda maske takmak zorunlu, ama dışarıda çoğunluk takmıyor.

İtalya’da olmaktan genel anlamda memnun musun?
-Çoook. Her şey çok iyi gidiyor. Yeni bir kültürü deneyimlemenin heyecanı var. Yeni bir takım, yeni arkadaşlar… İlgimi de çeken bir ligdi. Biliyorsunuzdur, Milli Takım antrenörümüz Giovanni Guidetti de, bir İtalyan. Voleybolda bu ekole saygı duyuyorum. Sert bir lig, birbirine denk takımlar var, maçlar zorlu geçiyor. Ama hep İtalyan liginde oynamak istemiştim, bir küçüklük hayalimi gerçekleştirdim!

İTALYA’DA DA FANLARIM VAR, YOLDA “KARAKURT” YA DA “PINK” DİYE SESLENİYORLAR

Orda da buradaki kadar meşhur musun? Yolda filan durduruyorlar mı?
-Evet, burada da fanlarım var. Yolda ya “Karakurt” ya da “Pink” diye sesleniyorlar. Ve tabii ki sağ olsun, buradaki Türk arkadaşlar, içeride ya da deplasman fark etmiyor, maçlarıma geliyor ve beni destekliyorlar onlara müteşekkirim.

Türkiye’de, özellikle reklam filminden sonra neler oldu? Neler gözlemledin? Artık sokakta yürüyemeyecek hale mi geldin…
-Her zaman bir ilgi vardı, Milli Takım maçlarımızdan dolayı fanlarım ve diğer herkesin olağanüstü desteğine ve sevgisine şahit oluyordum. Fakat Elidor reklamından sonra bu katlanarak arttı!

Sen, genç kadınları, hayallerine giden yolda destekledin, Elidor’un “Kendi Yolumuzda” projesi kapsamında “Dedim Olabilir” dedin ve ortalık yıkıldı… Bence müthiş bir reklam filmiydi… İnanılmaz güzel tepkiler aldı. Herkes öldü, bitti, bayıldı… Sen, böyle görkemli bir geri dönüş bekliyor muydun? Şaşırdın mı?
– Elidor, genç kadınlara güçlü rol modellerle ilham vermeye çalışıyor. Hayallerine ulaşmalarında, önlerine çıkan engelleri aşmaları için destek olacak burs, eğitim, rehberlik içerikleri gibi destekler sunuyor. Bence çok değerli bir şey yapıyor. Severek kabul ettim. Proje güzel olduğu için iyi tepkiler bekliyordum, ancak bu kadarını değil! Biraz şaşkınlık oldu elbette.

KADINLAR ÇOK GÜÇLÜ! İÇLERİNDEKİ GÜCE İNANIRLARSA MUAZZAM İŞLER BAŞARABİLİRLER

Peki teklifi ilk geldiğinde ne hissettin?
-Acayip heyecanlandım! Bence kadınlar çok güçlü ve eğer içlerindeki güce inanırlarsa muazzam işler başarabilirler. Bu yüzden genç kadınların potansiyellerinin ortaya çıkmasını desteklemeliyiz. Sadece onları biraz cesaretlendirmemiz lazım. Elidor’un “Kendi Yolumuzda” projesinde de bu yüzden yer almak istedim. Onları cesaretlendirmek istedim. Elidor, genç kadınlara hayallerine giden yolda “yol arkadaşı” oluyor. Ebrar Karakurt Akademi’de yaptığım çalışmalarda da benzer amaçları destekliyorum. Bu yüzden reklam teklifi geldiğinde çok sevindim. Güzel hislerle tamamladığım, çok içime sinen bir iş oldu.

“DEDİM OLABİLİR” TOPLUMDA ÇOK KARŞILIK BULDU

Gerçi şampuan reklamından çok, bir manifesto gibi… Gençlere güç veriyor, “Güvenin kendinize! Hayal ettiğiniz her şey olabilir!” diyor. “Dedim olabilir” cümlesini duyunca ne hissettin?
-Bayıldım! Bu söz toplumda da çok karşılık buldu. Ben zaten çok kullanıyordum, reklamda da söyleyince daha çok kişiye ulaştı. Elidor’un mesajıyla da uyumlu bir ifade. Kalıp yargıları kaldırıp “Dedim olabilir” diyoruz, kızlara da bu mesajı veriyoruz. Çekimler de dâhil tüm süreç çok keyifliydi. İşin güzel bir boyutu da bu oldu.

Beni en çok şu etkiledi: Biz yıllarca Rapunzel saçlı kadınları gördük. Bu sefer, kanlı canlı, gerçekten başarılı, duruşuyla, sporculuğuyla, cesaretiyle, dirayetiyle, öz güveniyle, çalışkanlığıyla hepimize rol model olacak bir kadın vardı…
-Teşekkür ederim. Aslında bu reklam filminin arkasında “Pozitif Güzellik” bakış açısı var. Unilever’in Güzellik ve Kişisel Bakım kategorisinin, dolayısıyla da Elidor’un benimsediği bir yaklaşım bu. Güzelliğin daha geniş tanımları olduğunu savunuyorlar. Daha kapsayıcı ve eşitlikçi iletişim çalışmaları yapıyorlar. İşe başlarken, “Kısa saçlı bir kadın, şampuan reklamında neden yer alamasın ki?” dedik. Yeni bir yaklaşım getirerek birçok ön yargıyı da yıktık. İyi de yaptık. Reklamda da diyorum ya, “Dedim olabilir”. İnsanlar, beni pembe saçlarımla maçlarda görmeye çok alışkın ama bu sefer bir şampuan reklamında karşılarına çıktım ve onları biraz şaşırttık!

Reklam filminden sonra ne oldu?
-#DedimOlabilir etiketiyle sosyal medyada insanlar, kendi hikâyelerini anlattıkları birçok paylaşım yaptı. Bunlardan biri de Dr. Elanur Yılmaz’ın Tweet’iydi.
Elanur, küçükken çizdiği resme “Pembe saçlı kız mı olur?” denmesinin nasıl bir hayal kırıklığı yaşattığını anlatıyordu. Elidor bu hikâyeden ilham alıp, KienArt ile güzel bir duvar resmi çalışması yaptı. Şimdi Kadıköy Meydanı’nda duruyor. Merak edenler yıl sonuna kadar gidip görebilirler. Ayrıca bu duvar resmi burada da kalmayacak. Resmin bir dijital versiyonu oluşturuldu ve NFT olarak açık artırmaya çıktı. Satışın geliri ise Toplum Gönüllüleri Vakfı’nın (TOG), Gençlik Bursları Fonu’na aktarılarak daha çok genç kadının hayallerine ulaşması desteklenecek. İstersen topu Elanur’a atalım… Gerisini o anlatsın…

Yorum Bırak