Sağlıklı nefes hem hakkımız hem sorumluluğumuz

Geçtiğimiz günlerde, çevreye, topluma, astım ve KOAH hastalarına “Nefes Olmak” için hayata geçirilen çok anlamlı bir projeden bahsetmiştim. Adı: “Nefes Oluyoruz”

 Bu proje kapsamında alanlarında uzman sekiz bilim insanı bir araya geldi ve bir danışma kurulu oluşturdu. Hatta ilk buluşmalarına ben de katıldım. Hocalardan astım ve hava kirliliği konusunda farkındalık yaratan bilgiler öğrendim.

Bu anlamlı projenin fikir babası, Abdi İbrahim Solunum Direktörü Ömür Salman. Onunla bu sosyal projenin detaylarını konuştuk. Soluduğumuz havanın kalitesini artırmak için başlattıkları bu seferberlikle neler yapmayı hedeflediklerini anlattı. Sizi Ömür Salman’la baş başa bırakıyorum.

Bir sonraki konuğum, Nefes Oluyoruz projesinin danışma kurulu üyelerinden Prof. Dr. Arzu Yorgancıoğlu… O astım konusunda da Türkiye’nin en yetkin hekimlerinden biri…

Abdi İbrahim olarak, hepimizi yakından ilgilendiren çok değerli bir sosyal projeye başladınız. Adı: “Nefes Oluyoruz.” Alanlarının uzmanı 8 bilim insanı bir araya geldi ve bir danışma kurulu oluşturdu. İlk toplantınıza ben de katıldım. Hadi şimdi sizden bu projeyi dinleyelim. Nefes Oluyoruz neyin nesidir?
– Abdi İbrahim olarak biz yaptığımız işi, “hayatı iyileştirmek” olarak tanımlıyoruz. Evet, ilaç şirketiyiz ama sadece ilaç satmıyoruz. Dokunduğumuz insanlara iyi gelmek istiyoruz. Şirketimizin Solunum Direktörlüğü olarak da solunum kaynaklı hastalıkların tedavisi için çözümler sunuyoruz. Ama “solunum” dediğinizde, büyük resimde başka meseleler de var. İşte “Nefes Oluyoruz” projesi kapsamında, tüm bunları tek tek ele almak ve elimizden geldiğince çözüm önerileri sunmak istiyoruz. Uzun soluklu bir proje. Tüm toplumu ilgilendiriyor. Hocalarımız da biz de çok heyecanlıyız.

Neleri ele alacaksınız mesela?
-En önemlisi soluduğumuz hava. Dolayısıyla aldığımız nefesin kalitesi. Soluduğumuz havanın kalitesinin arttırılmasına katkı sağlamak istiyoruz. Astım ve KOAH hastalarının erken dönemde tanı oranlarının arttırılmasına katkı sağlamak, erken uyarı yöntemiyle hasta tedavi uyumunun iyileşmesine destek olmak, karbon salınımını azaltmaya yönelik uygulamaları hayata geçirmek, dernekler aracılığıyla bu yöndeki iyi projelerin ödüllendirilmesine vesile olmak, bireysel bilinçlenme çalışmaları yürütmek gibi pek çok ayağı olan bir proje. Her bir hocamızın çok değerli fikirleri var. Katkılarını çok önemsiyoruz.

Gerçekten tebrik ediyorum. Nefes, hayattaki en temel gereksinimimiz. Nefes almanın kıymetini, pandemide hepimiz çok acı tecrübelerle, kayıplarla anladık…
-Aynen öyle. Bizim işimiz, solunum hastalıkları. Hava kirliliği ve solunum hastalıkları arasında da kuvvetli bir ilişki var. Dünya genelinde hava kirliliği, özellikle büyük şehirler ile sanayi kentlerinde çok yaygın ve ciddiye alınması gereken bir sorun. Hava kirliliğinden en çok etkilenenler de astım ve KOAH hastaları. Ve bu hastaların sayısı gün geçtikçe artıyor. Hastalıkların tedavisi önemli ama ondan daha da önemlisi, bu hastalıkların önlenmesi.

Sizin işiniz aslında hastaların kaliteli bir yaşam sürdürmesi için tedavi seçeneği sunmak…
-Doğru ama sorumluluğumuz burada bitmiyor! Tam da bu yüzden, bunun ötesine geçmek istedik. Hava kirliliğiyle solunum yolları arasındaki ilişkiye dikkat çekmek için bu projeyi başlattık. Meseleye daha temelden ve çözüm odaklı yaklaşmak istiyoruz. Geniş kapsamlı bir proje olduğu için uzman hocalarımızla iş birliğini çok önemsiyoruz. O yüzden solunum hastalıkları alanında çok değerli çalışmalara imza atmış fikir önderi hekimlerimizden oluşan, bağımsız bir danışma kurulu oluşturduk. Onlar bize yol gösteriyor. Onların tecrübelerine danışarak ve görüşlerini alarak ilerliyoruz.


Siz, solunum bölümünün direktörüsünüz. Her şey, biraz da sizin başınızın altından çıkmış. Bu proje zihninizde nasıl şekillendi?

-Solunum bölümüne atanınca, bu alanı anlatan arkadaşlarım, önüme neredeyse bir çuval dolusu plastik inhaler cihazını serdi! İlk düşüncem, milyonlarca hasta ve bu kadar inhaler cihazın geri dönüşümü, çevreye verdiği zarar, karbon ayak izi oldu… Proje o anda zihnimde şekillenmeye başladı.

Peki size en çok ilham veren ne oldu?
-HEAL2030 stratejimiz! 111 yıldır hayatı iyileştirmek için çalışan bir kurumuz. Sürdürülebilirliğe kaynak, zaman ayırıyoruz. Şirketimizde üç kilit kelimemiz var: Cesaret, tutku, sorumluluk.
Cesur ol, hep daha iyiyi yapmak için tutkuyla çalış ve sadece bugünü değil, geleceği de iyileştirmek için çevreye ve içinde bulunduğun topluma karşı duyarlı ol.

Musilajla birlikte, Marmara Denizi’ndeki oksijen oranının ne kadar düştüğü artık hepimizin çok iyi bildiği bir konu. Diğer taraftan, astım, alerjik astım gibi hastalıklarla mücadele eden çocukların ve gençlerin, sporla hayata kazandırıldığını biliyoruz. Nefes Oluyoruz projesi kapsamında spor alanına da yönelmeyi planlıyor musunuz?
-Elbette! Çok önemli bir noktaya işaret ettiniz. Biz zaten Abdi İbrahim olarak, dünyada rekabet eden başarılı yüzücülerimiz Emre Sakcı ve Merve Tuncel’i destekliyoruz. Spor, bu anlamda zaten şirketimizin odağında yer alıyor. Nefes Oluyoruz projesi kapsamında da daha fazla farkındalık yaratmak için olası tüm açılımları, danışma kurulumuzda tartışarak, görüşerek, karara bağlayıp ilerleyeceğiz.

Peki bu röportajı okuyanlardan beklentiniz nedir?
-Bir kere şunun farkına varmalıyız: Daha iyi bir nefes hem hakkımız hem sorumluluğumuz! Soluduğumuz hava, yaşam kalitemizi ve en önemlisi sağlığımızı belirliyor. Burada devletlerin politikaları yanında, toplumdaki her bir şirketin, organizasyonun ve bireyin sorumlu davranması önemli.

Doğru söylüyorsunuz, peki daha kaliteli bir nefes için bizler birey olarak neler yapabiliriz?
-Pek çok şey! Mesela araçların yarattığı egzoz gazları, hava kirliliğinin önemli bir kaynağı. Mümkün olduğunca; toplu taşıma araçlarına veya bisiklet, yürüyüş gibi alternatif ulaşım yollarına yönelmeyi tercih edebiliriz. Evde enerji tasarrufu yaparak karbon salınımı azaltabiliriz. Bunun için enerji tasarruflu ampuller kullanabilir, elektronik cihazlarınızı kullanmadığınız zamanlarda fişten çekebilir, evimizi daha iyi yalıtabiliriz. Atık üretimi ve atıkların doğru şekilde yönetilmemesi de karbon salınımının bir diğer önemli sebebi. Evde geri dönüşüm yaparak atık miktarını azaltabiliriz. Evimizin bahçesini veya çevremizdeki uygun alanları yeşillendirebiliriz.

Yorum Bırak