Proje başarıyla devam ediyor… Yeni mercan kolonilerinin doğal olarak yerleştiğini mutlulukla gözlemliyoruz


Şimdi söz, İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nur Eda Topçu’da… Marmara Denizi’nin geleceğini korumayı hedefleyen Denize +1 Nefes projesinin danışmanlığını yürütüyor… Müthiş donanımlı bi bilim kadını…
.
Mercanlar neden denizin akciğeri deniyor? Neden toplu mercan ölümleri yaşanıyor? Denize +1 Nefes’in en önemli sonucu? gibi önemli konulara değindik onunla…
.
Marmara Denizi, biyolojikçeşitlilik ve mercanlar konusunda büyük bir farkındalık yaratan bu sosyal projede emeği geçen herkesi avuçlarım patlayıncaya kadar alkışlıyoruummm… Doğayı, yani evimizi, geleceğimizi koruyan böyle projelerin artmasını diliyorum.

Mercanların, denizlerin akciğeri olduğu doğru mu?
-Doğru. Çünkü fotosentez özellikleri var. Mercanlar, dokularında mikroyosuncuklar taşır. Fotosentezi gerçekleştiren bu yosuncuklar. Mercanlar, onların ürettiği besinden faydalanırlar. Yani kendileri doğrudan oksijen üretmez aslında. Ama en önemli özellikleri, çok yüksek biyolojik çeşitlilik sağlamaları. Bizim denizlerimizde, tropik-benzeri resif özelliği olan, “Kıymetli Taş Mercan” var. Marmara Denizi ise, “Gorgon Mercan” dediğimiz, fotosentez yapmayan türler bakımından çok zengin. Gorgonlar uzun ömürlü, hassas ve çok güzel mercanlar. Habitatın üç boyutlu karmaşıklığını artırarak, birçok canlıya ev sahipliği yapıyorlar. Balık ve başka deniz canlıları için yavrulama ve yavru bakım alanı sunuyorlar.

Tüm mercanlar, son yıllarda iklim krizi sebebiyle tehlike altında mı?
-Ne yazık ki öyle! Özellikle Batı Akdeniz’de toplu olarak ölüyorlar. Marmara Denizi’nde de durum farklı değil. Gorgonların tükendiği yerde, biyolojik çeşitlilik de azalıyor. Ekosistemi bir bütün olarak düşünmeliyiz. Bu kayıplar, uzun vadede denizlerimizin işleyiş ve sağlığını etkileyecek. Dahası hem Gorgonlar hem de Gorgonların bulunduğu yerlerde bulunan -başta süngerler olmak üzere- birçok canlı, henüz keşfetmediğimiz bir ilaç veya endüstriyel ürün olabilir. Süngerler ve mercanlar antibiyotik, antiviral özelliğe sahip. Bir de kardiyovasküler hastalıklar ve kanser tedavisinde kullanılabilecek metabolitler üretiyorlar. Bunları tartışan çok sayıda yeni bilimsel veri var. Kısacası, bu canlıları kaybettiğimizde çok çok önemli bir potansiyel kaybedilecek. Mercanların oldukça yüksek ekolojik, estetik ve ekonomik değeri var. Ekonomik önemleri, sadece balıkçılığa olan olumlu etkilerinden kaynaklanmıyor. Turizm için de önemliler. Örneğin; Gorgonların bol bulunduğu Ayvalık bölgesine, her yıl, sadece mercanları görmek isteyen dalıcılar akın ediyor.

“Marmara Denizi, iki katmanlı yapısıyla mercanlara, ideal bir ev sunuyor” diyorsunuz. Ne demek istiyorsunuz?
– Oldukça hızlı ısınan batı Akdeniz kıyılarında çok sayıda Gorgon öldü. Ama soğuk Ege suları, şimdilik hala güvenli.
Karadeniz’in altındaki serin sularda yıl boyu serindeler. Tabii tek sorun, artan sıcaklar değil. Balıkçılık malzemeleri, ağlar, misinalar ve çıpalama, her yıl ciddi sayıda mercanın kaybedilmesine, zarar görmesine sebep oluyor. Son yıllarda kıyı faaliyetleri sebebiyle artan sedimantasyon (karadan denize gelen tortu, çamur, vs.) ve kirlilik mercanları doğrudan öldürüyor. Yakın zamanda, Prens Adaları’nda buna bağlı toplu bir ölüm yaşadık zaten. Müsilaj kabusu da durumu beter hale getirdi. İklim krizinin böyle dolaylı bir etkisi de var. Müsilaj olaylarının sıklaşmasına ve yoğunluğunun artmasına sebep oluyor. Bu vesileyle konuya tekrar dikkat çekelim: Müsilaj, bozulmuş/kirli denizlerde, durağan koşullar ortaya çıktığında oluşuyor. Bu sene, müsilaj olmadı. Çünkü kış ayları soğuk, yağışlı ve rüzgârlı geçti. Kirlilikse devam ediyor. İklim krizinin etkileri farklı şekillerde ortaya çıkıyor, bir sonraki kış/bahar durağan geçerse yine korkunç bir müsilaj felaketi görülebilir. Durağan mevsimsel şartlara etki etmemiz zor. Tüm dünyanın iş birliğini gerektiriyor. Oysa Marmara’daki kirliliği önlememiz bütçe, kararlılık ve zaman meselesi.

Ben doğru mu anlıyorum: Prens Adaları bölgesinde, 2015 itibariyle, insan faaliyetleri sebebiyle, çok sayıda gorgon ve başka dip canlıları öldü…
-Evet. Sivriada’da inşaat olacağı anlaşıldığında, buradaki mercanları korumak amacıyla, gorgon dalları, Büyükada’nın güneyinde bulunan Tavşan Adası’na nakledildi. Dallarından bir parça alınan asıl gorgonlar, Sivriada’da yaşamını sürdürmekte. Olumlu bir gelişme olarak, Sivriada inşaatı -sanıyorum 2019’da- iptal edildi.

Mercan nakli için müthiş bir mücadele verildi ve denizde, küçük bir bölge de koruma alanı ilan edildi… Müthiş bir şey değil mi bu?
-Hem de nasıl! Bana göre bu sürecin en önemli sonucu, mercanların nakliyle birlikte, yerel STK’nın da çabasıyla bu bölgenin küçük bir koruma alanı ilan edilmesi! Korumaya alınan alan, bölgedeki tüm Gorgon türlerini barındıran zengin bir bölge. Bu bölge, başta gırgır ağları olmak üzere, yoğun balıkçılık baskısı altındaydı. Şu sıralarda devam eden mercan taşıma işlemi, müsilaj sonrasında kısmi ölüm sebebiyle ya da balıkçılık etkisiyle kopan veya kırılan mercan parçalarının bu küçük koruma bölgesine taşınması.

Hedefiniz ne?
-Hedef, Prens Adaları bölgesinde, dalıcıların, rastladıkça kırık/kopuk mercanları bildirmesi ve bu mercanların koruma alanına taşınarak, deniz zemine sabitlenmesi ve böylece yaşamlarını sürdürmelerini sağlamak.

Bu naklin sonuçları ne kadar zamanda görülecek?
-Etkilerini önümüzdeki yıllarda görmeye başlayacağımızı düşünüyorum. Korunan bölgeye yerleştirilen mercanlar, iyi durumda. Boylarında artış var. Yeni kolonilerin doğal olarak yerleştiğini de mutlulukla gözlemliyoruz.

Yorum Bırak