Şimdi de güzel bi haberle karşınızdayımm
Geçtiğimiz günlerde, biliyorsunuz Türkiye’nin dört bi yanı alevlere teslim oldu. Binlerce hektar orman yandı, içimiz yandı. Öldük, öldük dirildik.
Dedik ki:
“Ağaç dikme seferberliği başlatılsın!”
Sosyal medyada zincirler kurduk.
“Sen de katıl” çağrıları milyonlara ulaştı.
Bana da pek çok mesaj geldi:
“Lütfen kurumlara, sanatçılara öncülük edin!”
Öncülük yapamadım
Ama bu işe gerçekten öncülük eden bi kurumun haberini yaptım, şimdi sizinle paylaşıyorum
ALJ Türkiye, sesimize kulak verdi.
Koskoca bi AĞAÇ DİKME SEFERBERLİĞİ başlattı
Tüm kurumlara, STK’lara, kanaat önderlerine de açık çağrı yaptı:
“Gelin, siz de katılın! Bu, hepimizin meselesi!”
Çok çok haklılar
Ne kadar sevindiğimi anlatamam
Bravoooo, bravoooo, bravoooo!
ALJ Türkiye, yılda yaklaşık 150 bin araç satıyor.
Her araç için, 10 fidan dikilecek.
Yani, 1 yılda 1.5 milyon ağaç!!!
Bu ne mi demek?
Yaklaşık 1000-1500 stadyum büyüklüğü demek
Karabük’te yanan ormanın 14 katı alan demek
Gerçekten helal olsun!!!
İçten, sürdürülebilir, anlamlı bir adım…
Üstelik sadece 1 yıllık bir seferberlik değil, önümüzdeki yıllarda da devam edecek
Bodrum Zai’de buluştuk, ALJ Türkiye CEO’su Ali Haydar Bozkurt ‘la ve bu ağaç seferberliğini konuştuk. O da heyecanlıydı. Ama heyecanlanılmayacak gibi değil!
Ağaçlar, OGEM Vakfı iş birliğiyle dikilecek
Ali Haydar Bozkurt diyor ki: ‘İstedik ki bu sadece bizim değil, bütün sektörlerin sahipleneceği bir seferberlik olsun! 85 milyon, hep birlikte bu işe el atalım. Çünkü AĞAÇLANDIRMA SEFERBERLİĞİ geleceğe yapılacak en kıymetli yatırım!!!
Haksız mı?
Yüzde 100 haklı
Siz de, bu seferberliğe bir yerinden mutlaka dahil olun derim.
Hadi Türkiyee 🇹🇷🇹🇷🇹🇷
@ahbozkurt001 @aljturkiye @toyota_turkiye @lexusturkiye @bydauto.turkiye #AğaçlandırmaSeferberliği 🌱 marka adları geçiyor diye #reklam #işbirliği #OGEMVAKFI #ALJTürkiye #AliHaydarBozkurt
HERKESİ BU SEFERBERLİĞE KATILMAYA DAVET EDİYORUZ
Ve karşımda Ali Haydar Bozkurt var… Ali Bey, duydum ki ALJ Türkiye olarak büyük bir seferberlik başlatmışsınız. Sizden dinleyelim: Neyin nesidir bu seferberlik?
Evet, bir Ağaç Seferberliği başlattık. Bugünden itibaren bir yıl içinde yaklaşık 1.5 milyon fidanı, toprakla buluşturacağız. ALJ Türkiye olarak bugünden sonra Toyota, Lexus ve BYD markalarımızdan satılan her bir araç için, 10 fidan dikmeye karar verdik. Yılda yaklaşık 150 bin araç satıyoruz. Bu da yılda 1.5 milyon fidan demek. Ama bu, sadece bir yıllık bir iş değil. Biz buna her yıl devam edeceğiz. Bu konuya dikkat çekmek için ilk adımı attık. Herkesi de bu ağaç seferberliğine katılmaya davet ediyoruz.
SADECE BİZİM DEĞİL, TÜM SEKTÖRLERİN SAHİPLENEBİLECEĞİ BİR SEFERBERLİK OLMALI
Bence çok değerli bir şey yapıyorsunuz. Son yangınlardan sonra mı bu kararı aldınız?
Tek sebep yangınlar değil. İklim krizi yüzünden dünyada pek çok felaket yaşanıyor. Ağaçlandırma, bu krize karşı en etkili mücadele yollarından biri. Türkiye’de de her yıl yüz binlerce hektar orman alanı yanıyor. Kuraklık, susuzluk, şehirlerde yükselen sıcaklıklar… Hepsinin temelinde ağaçsızlık var. Biz de buradan yola çıktık. İstedik ki bu sadece bizim değil, tüm sektörlerin sahiplenebileceği bir seferberlik olsun. 85 milyon hep birlikte bu işe el atalım. Çünkü bu, geleceğe yapılacak en kıymetli yatırım.
85 MİLYON HEP BİRLİKTE BU İŞE EL ATALIM. ÇÜNKÜ AĞAÇLANDIRMA, GELECEĞE YAPILACAK EN KIYMETLİ YATIRIM
AĞAÇ DİKMEK HEPİMİZİN BOYNUNUN BORCU
Doğrudan sorayım: Bu içten gelen bir sorumluluk mu, yoksa iyi kurgulanmış bir PR kampanyası mı?
Öncelikle bu, bir memleket meselesi. Bu tür sosyal projelerin, firmaların satışlarına doğrudan katkısı olduğunu düşünmüyorum. Biz bu ülkede yaşıyoruz, bu topraklarda iş yapıyoruz, kazancımızı burada elde ediyoruz. Sadece ağaç dikmek de değil, bu memleket için iyi bir şeyler yapmak bizim boynumuzun borcu! Profesyonel yöneticiler olarak, elimizdeki imkanlar ölçüsünde, ülkemizin için sosyal projeler geliştirmek gibi bir sorumluluğumuz olduğuna inanıyorum.
PR konusuna gelince, yıllar önce bir bakan, “Yaptığınız iyi işleri anlatmazsanız, başkalarına örnek olamazsınız!” demişti ve bu beni ikna etti. Çünkü paylaştığınızda, başkaları da harekete geçiyor. Biz de bu iş bir seferberliğe dönüşsün istiyoruz. Umuyoruz dönüşecek.
BİR YILDA DİKECEĞİMİZ FİDANLAR KARABÜK’TE YANAN ALANIN 14-15 KATI
Şahsen ben şöyle düşünüyorum: Yılda 1.5 milyon fidan diken kim varsa, varsın PR’ını da yapsın… Hatta o yapmıyorsa, biz yapalım! Keşke bu ülkede yılda 1.5 milyon ağaç diken 100 şirket olsa… Bu arada, sizin dikeceğiniz fidanlar kaç hektara denk geliyor?
1.5 milyon fidan, yaklaşık 1000-1500 futbol sahası büyüklüğünde bir alanı kaplıyor. Örneğin geçtiğimiz haftalarda Karabük’te 55 hektarlık bir alan yanmıştı. Bizim bu yıl dikeceğimiz fidanlar, o alanın yaklaşık 14-15 katı kadar yer tutacak.
FARKLI KURUMLAR DA BU İŞE DESTEK VERİRSE, 5-10 YIL İÇİNDE MİLYONLARCA AĞACA ULAŞABİLİRİZ
2025’in ilk 7 ayında, ne yazık ki 53 bin hektardan fazla ormanımız yandı. Bu seferberlik bir telafi çabası mı?
Aslında, “Geleceğe umutla atılmış kararlı bir adım” demek daha doğru olur. Bu, tüm sektörlerin, kurumların, STK’ların hatta belediyelerin de sorumluluğu olmalı. Topyekün bir farkındalık yaratmayı amaçlıyoruz. Hedefimiz, çocuklarımıza nefes alınabilir bir dünya bırakmak. Eğer farklı kurumlar da bu işe destek verirse, 5-10 yıl içinde milyonlarca ağaca ulaşabiliriz. Umarız bizim attığımız adım, başka sektörlerin ve kurumların da harekete geçmesine vesile olur.
HERKES GÜCÜ ORANINDA BİR UCUNDAN TUTSA, 5-10 YILDA BÜYÜK BİR DEĞİŞİM OLUR
SADECE BİZİM PROJEMİZ DEĞİL BU, MİLLETÇE BİR SEFERBERLİK!
Hayaliniz, birçok kurumun elini taşın altına koyması yani…
Kesinlikle. Biz ALJ Türkiye olarak, gücümüz oranında elimizden geleni yapıyoruz. Ama sayıların büyümesi için başka sektörlerden kurumların da katılması gerek. STK’lar, kanaat önderleri, sanatçıların katılımı da çok önemli. Özellikle belediyelere çağrım olacak: Yeni bir yapı ruhsatı verirken, projeye göre belli sayıda ağaç dikilmesini zorunlu hale getirebilirler. Eğer böyle bir hareket başlatılırsa, Türkiye’nin dört bir yanından insanlar da dahil olur. Biz 85 milyon kişiyiz. Herkes gücü oranında bir ucundan tutsa, 5-10 yılda büyük bir değişim olur. Bu sadece bizim projemiz değil. Bu, milletçe bir seferberlik!
OGEM VAKFI BU KONUDA KAPSAMLI BİR MASTER PLAN ALTYAPISINA SAHİP
OGEM Vakfı’nı tercih etmişsiniz. Onları farklı kılan ne?
Türkiye’de bu konuda çalışan pek çok kıymetli STK var. Hepsi de çok değerli işler yapıyorlar. Ama böyle büyük bir işe girişirken; bilimsel ve planlı hareket etmek gerekiyordu. Hangi bölgede, hangi ağaç türü, ne zaman dikilmeli? Bakımı nasıl yapılacak? Biz bunları çok önemsedik. OGEM-VAK bu konuda çok kapsamlı bir master plan altyapısına sahip. Her dikim sahası, mevsimi ve ağaç türü, ekosisteme göre belirleniyor. Kafamıza göre bir yere fidan dikmiyoruz, dikemeyiz. Bu yüzden OGEM-VAK ile çalışmaya karar verdik.
DİKİLEN FİDANLARIN, EKOLOJİK BAĞIMSIZLIKLARI KAZANILANA KADAR BAKIMLARI YAPILIYOR
OGEM-VAK sadece dikimi mi yapıyor, yoksa bakım ve izleme de var mı?
Bu, bizim için en kritik konulardan biriydi. OGEM-VAK, dikilen fidanların en az 3-5 yıl boyunca bakımını yapıyor. Ortalama yüzde 80-90 oranında tutma sağlanıyor. Bu süreçte tutmayanlar belirleniyor ve yerine yenileri dikiliyor. Ağaçlar, bu 3-5 yıl içinde “ekolojik bağımsızlık” kazanıyor. Yani dış desteğe ihtiyaç duymadan yaşayabiliyor. OGEM Vakfı’nın bu takip ve bakım sisteminden çok memnunuz. Bilimsel yaklaşımları bizi tatmin etti.
EGE BÖLGESİ’NDE, 200 BİN KUŞ, 10 BİN TİLKİ VE 2 BİN YABAN DOMUZU BU ORMANLARDAN FAYDALANACAK
Bu fidanlar sadece insanlar için değil, yaban hayatı için de mi dikiliyor…
Elbette. 1.5 milyon fidanın yüzde 10’u meyve ağaçlarından oluşacak. Bunlar büyüdüğünde, yüz binlerce canlıya yaşam ve beslenme alanı sağlayacak. Sadece Ege Bölgesi’nde, 200 bin kuş, 10 bin tilki ve 2 bin yaban domuzu bu ormanlardan faydalanacak. Türkiye, dört kıta arasındaki kuş göç yollarının kavşağında. Her dikilen fidan, bir kuş için mola, bir tilki için barınak, bir sincap için yuva demek. Bu açıdan baktığımızda, bu sadece bir ağaçlandırma değil, bir ekosistem projesi!
TABİİ Kİ BİZ, TEK ADRES DEĞİLİZ. BU ALANDA YILLARDIR ÇOK GÜZEL İŞLER YAPAN KURUMLAR VAR. AMA BU İŞİN GÜNDEMDE KALMASI, MOTİVASYONUN YÜKSEK TUTULMASI ŞART. BİİZ BU FARKINDALIĞI YARATMAYA ÇALIŞIYORUZ.
KALICI VE SÜRDÜRÜLEBİLİR OLMALI!
Adana Portakal Çiçeği Karnavalı’nın fikir önderisiniz ve 14 yıldır her detayında varsınız. Bu ağaç seferberliği de göz bebeğiniz olacak mı? Tıpkı karnaval gibi, yıldan yıla büyüyecek mi?
Kesinlike öyle! Biz bunu bir yıllık bir proje olarak değil, kalıcı ve sürdürülebilir bir hareket olarak görüyoruz. Portakal Çiçeği Karnavalı gibi, bu ağaç seferberliği de inanarak, sahiplenerek, büyütmek istediğimiz bir değer. Amacımız, kurumları, bireyleri, kanaat önderlerini ve sanatçıları cesaretlendirerek bu işi sahiplenmelerini sağlamak. Tabii ki biz tek adres değiliz. Bu alanda yıllardır çok güzel işler yapan kurumlar var. Ama bu işin gündemde kalması, motivasyonun yüksek tutulması şart. İşte biz bu farkındalığı yaratmaya çalışıyoruz. Sanatçılar paylaşabilir, ekonomik gücü olanlar bütçe ayırabilir. Bu hareketi destekleyecek pek çok adım var. Hadi Türkiye…
GELİN ÇOCUKLARIMIZA DAHA YAŞANILASI BİR ÜLKE BIRAKALIM
Gerçekten doğa için dertlenen bir CEO’sunuz…
Evet öyleyim. Ben yöneticiliği sadece kar-zarar tablosuyla ölçmüyorum. Bir profesyonel olarak, geleceği şekillendirme sorumluluğumuz olduğuna inanıyorum. Çocuklarımıza ve torunlarımıza yaşanabilir bir dünya bırakmak istiyorsak, topluma ve bu ülkeye karşı sorumluluğumuz var. Bunu hiçbir zaman unutmamalıyız.
Buradan kurumlara, STK’lara, sanatçılara, kanaat önderlerine ve herkese nasıl bir çağrı yapmak istersiniz?
Ben sosyal sorumluluk projelerinde hep şunu söylüyorum: Biz 85 milyon kişiyiz. Her birimiz,
1 iyilik yapsak, 85 milyon iyilik eder! Her birimiz
1 fidan diksek ya da bir fidan dikilmesine vesile olsak, bu ülkeyi 5-10 yıl içinde çok daha yeşil bir hale getirebiliriz. Hem doğaya borcumuzu öderiz hem de çocuklarımıza daha yaşanılası bir ülke bırakırız! #işbirliği