Makamın büyüdükçe boynun bükülsün

Bugüne kadar duyduğum en iyi konuşmalardan biriydi Ekrem İmamoğlu’nun konuşması.
Tebrik ediyorum.
Ne bir gıdım kibir, ne de zafer sarhoşluğu…
Çok yerinde, çok kararında, ölçülü; herkesi, her şeyi kapsayıcı, birleştirici bir konuşmaydı.
Bu dönemde en çok ihtiyacımız olan şey.
“Biz buluşmak, uzlaşmak ve birbirimizi sevmek için geldik. Yıkın bütün önyargıları, herkes için buradayız… Bu şehre adaleti getireceğiz, beraber çok güzel işler başaracağız!” diyen tutkulu, enerjisi tavan, genç bir başkan. Çabasını, çalışkanlığını, gayretli oluşunu ve tabii ki galibiyetini kutluyorum.
“Rahmetli dedem ‘Makamın büyüdükçe boynun bükülsün’ derdi, yolum o yol!” dedi ya, ben eridim. Ben ona inanıyorum. Sahici buluyorum, siyasetçilerin “poker oyuncusu” gibi suratları oluyor, adı üstünde politik oluyorlar, İmamoğlu öyle değil.
İstanbul halkı ona haksızlık yapıldığını düşündü ve mazbatasını geri verdi. Ülkemi ve insanlarını da o yüzden çok seviyorum. Öyle beklenmedik anda öyle beklenmedik şeyler yapıyoruz ki, şapka çıkarmak lazım.
Bir alkış da “Her şey çok güzel olacak”ı slogan haline getiren kampanya yaratıcılarına… Sihirli bir cümle oldu, dönemin ruhuna cuk oturdu. Hepimiz birbirimize gizli bir parola gibi “Her şey çok güzel olacak!” dedik ve oldu.

İmamoğlu’nun konuşmasını havaalanında izledim, oy vermek için gelmiş dönüyordum. Herkes alkışlamaya başladı. Birbirini hiç tanımayan insanlar birbirine sarılmaya başladı. Budur.
Seçim sonucunun ülkemize hayırlı olması dileğiyle…

YENİ YÜZÜMLE YENİDEN DOĞUYORUM



BERFİN, hepimizin kızı oldu.
Ailemizden biri oldu.
Çünkü eski sevgilisi tarafından yüzüne asit atılan bu 19 yaşındaki kıza hepimizin içi titredi. Bu kadar kendini bilmezin yaşadığı bir ülkede, onun başına gelenler bizim kızımızın başına da gelebilirdi.
Dershane çıkışı, sevgilisi Ozan Çeltik tarafından yüzüne asit atıldı ve hayatı kaydı. Bir gözünü kaybetti, göz kapakları ve burnu eridi, daha pek çok feci şey oldu. O ise “savaşçı” çıktı, “Ben insan arasına karışabilecek bir yüze sahip olmak istiyorum, tedavi olmak istiyorum” dedi. Hepimiz onun yardım çığlığını duyduk, ona hak verdik. Ve sonra Sağlık Bakanlığı’nın girişimiyle Bodrum Acıbadem Hastanesi’nde Prof. Mehmet Mutaf’a ilk ameliyatını oldu.
Pazar gün Mutaf Hoca’yla röportaj yaptım, bugün de Berfin’le yaptığım sohbeti okuyacaksınız. Şu anda Bodrum’da olduğum için sık sık ziyaret ediyorum Berfin’i. Bugün de ettim. Bugün daha iyiydi, ayaklanmıştı. Refakatçisi babası Yaşar Bey. Berfin çok farklı, çok güçlü bir kız. Tüm bu süreci şahane bir şekilde atlatacağına eminim. Hocası da on numara. Tanıdıkça Mutaf Hoca’ya hayranlığım artıyor. Ara ara Bodrum’dan Berfin’le ilgili gelişmeleri yazmaya devam edeceğim. İstanbul’daki ameliyatlarını da izleyeceğim. İnşallah hepimiz Berfin Özek’in topluma yeniden kazandırılmasına tanıklık edeceğiz.

Berfincim, çok geçmiş olsun. Neler hissediyorsun şu anda?
Çok çok mutluyum. Tarifi yok. Sonunda ameliyatlarım başladı. İlkini oldum. Heyecanlıyım, sevinçliyim, umutluyum. Hastanede babamlayız. Annem bir kafede temizlik hizmetlisi olarak çalışıyor. O gelemedi, onunla görüntü konuşuyoruz, her aşamadan haberdar ediyoruz…

Ağrın var mı?
Yok, hayır. Kafam iki kafa büyüklüğünde. Yanağım, boynum feci şiş. Çünkü oradan doku alacaklar. Ama hiç önemi yok. Bunlar normal süreçler. Doktorum Mehmet Mutaf Hoca, babamla bana her türlü bilgiyi verdi, adım adım neler olacağını biliyoruz. Ona çok güveniyoruz. Beni benden daha çok düşünüyor.

Ameliyattan nasıl uyandın?
Meraklı! Hoca’ya, “Burnum yamulmuştu, erimişti. Onu düzelttiniz mi?” diye sormuşum. Ben hatırlamıyorum. Hoca da gülmüş. Yeni burnum bir öncekinden daha güzel olacak galiba.

Sargıların açılınca ne hissettin peki? Baktın mı aynaya?
İlk gün tamamen sargılar içindeydim. Sonra açıldı, çok bulanık görüyordum. Yüzüm de çok şişti. Bakmak istemedim, moral bozucu olur diye. Ama bugün bir hafta oldu, çok daha iyiyim.

Bu süreçte sana en fazla kim destek oldu?
Ailem. Sağlık Bakanlığı. Biliyorsunuz, bakanlığın girişimiyle Acıbadem üstlendi tüm tedavi masraflarını ve istediğim hoca tarafından ameliyat ediliyorum. Rüyalarım gerçek oldu. Bunun dışında kadınlardan inanılmaz destek gördüm. Yaşasın kadın dayanışması! İskenderun Kadın Platformu artık ailem gibi, avukatım Sevtap (Sert) Abla da öyle. O kadar destek oldular ki. Tüm ihtiyaçlarımızı, yol paramızı, masraflarımızı onlar karşıladı. Kıyafetlerimize kadar onlar aldı.

Şu an hastanede kalıyorsunuz…
Evet. Bir süre sonra eve çıkmamız gerekecek. Haluk Levent’in Ahbap Platformu “Bodrum’daki eviniz biz tutacağız!” dedi. Hatta ilan ettiler sosyal medyadan. Ama ameliyat için Bodrum’a geldiğimde ortada kaldım, bir karışıklık oldu herhalde, bizim aradığımız kişi askere mi gitmiş ne, sağ olsun Acıbadem bir otel ayarladı. İstanbul’daki masraflar için de İskenderun’da bir konser düzenlendi benim için. Çünkü İstanbul’da ameliyat olurken de kalacak bir yere ihtiyacım olacak. Kadın platformu onu da halletti. Valla ne diyeyim, duacıyım.

Başına gelenler korkunç ama sen hiç pes etmedin, başından beri mücadele ettin…
Evet, çünkü sadece 19 yaşındayım ve bir hayat var önümde. Daha üniversite sınavına gireceğim. Psikoloji eğitimi almak istiyorum. Nasıl pes edeyim? Bana yakışmaz. Gerçi benim yüzüme asit atarak beni öldürdü o kişi. En ağır cezayı almalı. Eski Berfin öldü, onun yüzü öldü. Ben şimdi yeniden doğuyorum. Yeni yüzüm, eskisine benzemeyecek. Bunca acıdan sonra, ben de o eski Berfin olmayacağım…

Sana tüm bunları yaşatan Ozan Çeltik’in ne tür bir ceza almasını istiyorsun?
Hazırlık soruşturması, “kasten yaralamak”tan devam ediyordu. Ama iddianame, “kasten adam öldürmek”ten açıldı. Ne kadar mutlu oldum anlatamam. Onun yaptığı benim yaşam hakkıma saldırıydı. Savcı hanımın hukuki değerlendirmesi de bu yönde oldu. Benim için çok anlamlı. Asit miktarını planlamış ve vazgeçmemiş olmasını, savcı “öldürme eylemi” olarak gördü. Dediğim gibi, en ağır cezayı almasını istiyorum. Kimseye beddua etmeyi sevmem ama neler yaşadığımı bir ben bilirim, bir de Allah! Benim çektiğim acıların bin katını çeksin…

Yorum Bırak