Lokomotifim gerçeklik duygusu… Vagonlarım da anda kalıp, kaygılarından sıyrılıp, içten gelene güvenmek

Söz verdiğim gibi Ayça Bingöl röportajı kaldığımız yerden devam ediyooooo…
.
Hatırlarsınız; 17 Kasım Dünya Prematüre Günü kapsamında uzun bi röportaj gerçekleştirmiştik Ayça’la.. Hepsini o hafta yayınlayamadım…. Şimdi tam gaz devam ediyoruuuzzzz… Bu bölümde Ayça’yla oyunculuğunu konuştuk…
.
Çok güçlü bir kadın, güçlü bir anne o… Hayran olmamak, saygı duymamak, alkışlamamak mümkün değil!!! Aynı zaman da çok da başarılı bir oyuncu… Bence bu coğrafyanın en başarılı kadın oyuncularından biri…
.
Konservatuvar kökenli Ayça, tiyatro da dahil bütün mecralarda oyunculuk yapmış, yapıyor. Öyle Bir Geçer Zaman Ki’den Kırmızı Oda’ya, Benim Dünyam’dan Müslüm’e birçok başarılı projede yer aldı
.

“Çok severek yaptığım ve beni iyileştiren bir iş” diyor oyunculuk için ve ekliyor “Ama oyunculuğu çekip alsanız hayatımdan, severek yapabileceğim başka işler bulurum. Kendimi gerçekleştirecek bir alan
mutlaka yaratırım.”
.

Türlü türlü tutkuları olan, ailesini ve dostlarına bağlı bir kadın Ayça… Onu yakalamışken tonla soru sordum… Cemile’den girdik Cici’den çıktık. Oyunculuk kariyerinden aile hayatına kadar pek çok şey konuştuk… Sorularıma tüm içtenliğiyle cevap verdiği için teşekkür ederim.

HAYATI YAŞAMA HALİN DERİNLEŞTİKÇE, ANLAM KAZANDIKÇA, OYUNCULUĞUN DA DOĞRU ORANTINDA İVMELENİYOR

Güzel bakan, güzel gülen, güzel ağlayan… Bizi de o dünyanın içine alan, sarıp sarmalayan, derinlikli maceralara çıkaran… Acayip bir oyunculuk seninki!
-Çok teşekkürler.

Seni kadar başarılı kadın oyuncu bu coğrafyada fazla yok. Bunun için ne kadar emek verdin?
-Yaşanmışlıkları, oyunculuktan ayırmamak gerek. Hayata verdiğim emek kadar, severek yaptığım işime de emek verdim. Hayatı yaşama hali derinleştikçe, anlam kazandıkça, oyunculuğunuz da doğru orantıda ivmeleniyor. Çok severek, çok çalışarak ve kararlı bir şekilde yapmaya çalışıyorum mesleğimi.

NE KADAR GERÇEK OLMAYI BECEREBİLİRSEM, O KADAR KALBE DOKUNMAYI DA BECEREBİLİYORUM GALİBA

İnsan, seni izlerken, her şeyi “gerçek” sanıyor! Unutuyor dizi ya da sinema filmi olduğunu. Nasıl başarıyorsun bunu?
-Gerçeklik duygusu, benim lokomotifim. Anda kalıp, kendimi tüm kaygılardan sıyırıp, içten gelene güvenmek de vagonlarım. Hem hayatta hem oyunculukta. Ne kadar gerçek olmayı becerebilirsem, o kadar kalbe dokunmayı da becerebiliyorum galiba.

BİZ BÜYÜRKEN KENDİNİ SEVMEK, KENDİNLE GURUR DUYMAK BİRAZ GERİ PLANDAYDI

Kendinle ne kadar gurur duyuyorsun… Duy! Biz seninle çok duyuyoruz…
-Kendimi sevip sarmaladığım, şefkatle kucakladığım ve gurur duyduğum zamanlar oldu, oluyor. Ama bunu yapmayı becerebilen bir nesil olmadığımız için sürekli hatırlatmamız gerekiyor kendimize. Biz büyürken kendini sevmek, kendinle gurur duymak, vs. biraz geri plandaydı:)

TÜRLÜ TÜRLÜ TUTKULARIM VAR BESLENDİĞİM, SADECE MESLEKİ TUTKUYLA YAŞAMAK BANA GÖRE DEĞİL

Bütün bir hayatın tiyatroyla mı geçti? Bu mu sır? Başka hiçbir şeye yoğunlaşmadın mı? Başka hiçbir şeye bu kadar tutku duymadın mı?
-Mesleki olarak bütün hayatım oyunculukla geçti. Sadece tiyatro değil, tüm mecralarda oyunculuk yaptım ve yapıyorum. Ama başka türlü türlü tutkularım var beslendiğim, sadece mesleki tutkuyla yaşamak bana göre değil. Yaşamın canlı, cansız tüm nimetlerinden faydalanmaya çalışıyorum ve tüm tecrübelerinden.

GENİŞ KİTLELER TARAFINDAN TANINDIĞIM ROLLER FİZİKSEL ÖZELLİKLERİ ÖN PLANDA OLAN ROLLER DEĞİLDİ

Sen, bir de efsane güzel bir kadınsın! Bu kadar güzel bir kadının, yetenekleriyle öne çıkması daha da zor. Bunu nasıl başardın?
-Bilmem:))) Geniş kitleler tarafından tanındığım roller, fiziksel özellikleri ön planda olan roller değildi.

EŞİM ALİ’YLE KONSERVATUVARDAN SINIF ARKADAŞIYIZ, AYNI MESLEKTEN OLUNCA, ÇOK İYİ BİR AKIL HOCAN OLDUĞUNU BİLİYORSUN. BU DA HARİKA BİR ŞEY!

Karı-koca oyuncusunuz. Çok uzun süredir de birlikte bir yolda yürüyorsunuz. İki oyuncunun aynı evde yaşamasının zorlukları neler? Hoşlukları neler?
-Ali’yle konservatuvardan sınıf arkadaşıyız. Mesleğin farklı taraflarına eğilim gösterdik. O daha çok yönetmen ve öğretmen kimliğiyle yol aldı. Oyunculuk da yaptı ama o kadar ön planda olmadı. Zorluklar daha çok günlük hayat akışında, saatler için oluyor; “Kim ne zaman geldi?” “Kim çocukları karşıladı?” “Ne zaman görüşebiliriz” gibi… “Hangi günün boş?” gibi. Bu aralar birbirimize en çok sorduğumuz sorular bunlar sanırım:))) Aynı meslekten olunca, çok iyi bir akıl hocan olduğunu biliyorsun. Bu da harika bir şey. Karşılıklı büyük bir konfor ve güven veriyoruz birbirimize.

İÇİME DOKUNMAYAN İŞLERE PEK SICAK BAKMIYORUM

Derinliği olan rolleri seçiyorsun. Ne kadar titizsin bu konuda?
-Derinliği olan rollerle buluşmak her zaman mümkün olmuyor maalesef. Ama oynadığım karakterleri, yazarla, yönetmenle, tüm yaratıcı ekiple iş birliği içinde derinleştirmeye çalışıyorum. Gelen teklifleri, sadece oynayacağım rol bazında değerlendirmiyorum. Aslolan hikayedir. Ve onun dünyasını kuracak olan yönetmendir. İçime dokunmayan işlere, pek sıcak bakmıyorum açıkçası.

OYUNCULUĞU ÇEKİP ALSANIZ HAYATIMDAN, SEVEREK YAPABİLECEĞİM BAŞKA İŞLER BULURUM. OYUNCULUK YAPAMAZSAM ÖLMEM YANİ:))) KENDİMİ GERÇEKLEŞTİRECEK BİR ALAN MUTLAKA YARATIRIM

Ne ifade ediyor oyunculuk senin için? Çekip alsak hayatından ne olur?
-Çok severek yaptığım ve beni iyileştiren bir iş. Oyunculuğu çekip alsanız hayatımdan, severek yapabileceğim başka işler bulurum. Oyunculuk yapamazsam ölmem yani:))) Kendimi gerçekleştirecek bir alan mutlaka yaratırım.

Belki de Amerika’da doğsan Meryl Streep olurdun. Düşünüyor musun böyle şeyler…
-Bilmem, bazen düşünüyorum… Daha çok telif hakları ve yaptığın işin gerçekten karşılığını bulamaması, bu coğrafyada en çok canımı sıkan şeyler.

EN BAŞTAN BERİ, KONSERVATUVARDA TİYATRO OKUMAK İSTİYORDUM. AMA LİSEDE, FEN-MATEMATİK ÖĞRENCİSİYDİM VE BEKLENTİLERİ KARŞILAMAK GİBİ BİR ÇUKURA DÜŞTÜM. İTÜ KİMYA BÖLÜMÜNE GİRDİM. SONRA BABAMDAN GİZLİ, KONSERVATUVAR SINAVINA BAŞVURDUM

İstanbul Teknik Üniversitesi, Kimya Bölümü’ne giriyorsun. Birinci yılın sonunda bırakıp İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’na giriyorsun. Ne oldu da makas değiştirip, bambaşka bir yola girdin?
-Aslında ben en baştan beri, konservatuvarda tiyatro okumak istiyordum. Ama lisede, fen-matematik öğrencisiydim ve beklentileri karşılamak gibi bir çukura düştüm. Çabuk çıktım o çukurdan aslında, şimdi bakınca 19 yaş için cesur ve meydan okuyucu bir karar. İnsanın ne yaparak mutlu olabileceğini keşfetmesi ve bunun arkasından koşması harika bir macera.

AİLEM BENİ NEYİN MUTLU ETTİĞİNİ GÖRDÜKTEN VE SAHNE ÜZERİNDE GURURLA İZLEDİKTEN SONRA HEP AMA HEP DESTEKLEDİ!

Ailen destekledi mi kararını?
-Babam desteklemedi, konservatuvar sınavlarına gizli gizli hazırlandım. Kazandıktan sonra söyledim. Annem her şeyi biliyor ve gizli işlerimin ortağı oluyordu. Sonuçta beni neyin mutlu ettiğini gördükten ve sahne üzerinde gururla izledikten sonra hep ama hep desteklediler.

Hayat boyu en çok kime beğendirmeye çalıştın kendini?
-Kendime.

HALDUN DORMEN VE DORMEN TİYATROSU BENİ, BEN YAPAN EN ÖNEMLİ YAPI TAŞLARINDANDIR

Okuldan mezun olmadan Dormen Tiyatrosu’nda oyunculuğa başlıyorsun… Haldun Dormen’le yolunun kesişmesi nasıl zenginleştirdi hayatını?
-Haldun Dormen ve Dormen tiyatrosu beni ben yapan en önemli yapı taşlarındandır. Dünyanın en şanslı insanıyım, o yaşımda çok çok kıymetli insanlarla çalıştım, dost oldum. Hayatı yaşama biçimini öğrendim onlardan, önceliklerimin belirlenmesinde de o dönemin etkisi büyüktür.

Pek çok tiyatro ve TV dizinde rol aldın ama dönüm noktan -daha doğrusu geniş kitlelerin seni tanıması- Öyle Bir Geçer Zaman Ki ile oldu… Cemile senin için ne ifade ediyor?
-Cemile, oyunculuk yolculuğumun yönünü değiştirdi aslında. Ben aynı bendim, işimi aynı şeklide yapıyordum ama geniş kitlelerle tanışmam Cemile sayesinde oldu. Çok iyi yazılmış bir senaryoda, çok iyi bir karakteri oynuyordum. Çok iyi bir ekiple çok iyi bir yönetmen tarafından çekiliyordu. Yapbozun tüm parçaları bir aradaydı ve Cemile bir sihir gibi girdi hayatıma.

ÖDÜLLER MOTİVASYON OLUYOR İTİCİ BİR GÜÇ OLUYOR

Afife, Sadri Alışık ve daha pek çok ödülle de taçlandırıldın. Ödüller ne ifade ediyor?
-Ödüller, yaptığım işin beğenilmesi, takdir kazanması, fark edilmesi… Hepsi için tekrar teşekkür ederim buradan. Motivasyon oluyor çoğu zaman, itici bir güç oluyor.

Ün, şöhret ne kadar önemli senin için?
-Tanınmış bir oyuncu olmanın türlü avantajları var. Tiyatroya kazandırdığı seyirci sayısı, azımsanmayacak derecede. Sadece sizi yakından görmek için bile gelse, bir seyirci kazanmış oluyor tiyatro. Buna aracılık yapabilmek sevindirici.

CİCİ NEFİSTİ!!! BAŞTA BERKUN OYA OLMAK ÜZERE TÜM EKİBİN ELLERİNE SAĞLIK

Cici nefisti! Orada da ultra gerçektin. Sanki film değil, gerçeği izliyoruz. Berkun Oya da yine harikalar yaratmış! Bu projede yer almak, Berkun’la çalışmak nasıl bir deneyimdi?
-Cici, muhteşem bir film olmuş. Başta Berkun Oya olmak üzere tüm ekibin ellerine sağlık. Harika bir deneyimdi, seti mutluluk vericiydi… Gurur duyduğum bir işin içinde oldum, daha ne ister bir oyuncu. Mesleğini bu kadar iyi icra eden bir insan topluluğuyla buluşmuş olmak, asıl haz veren.

Şu anda, TRT’nin Yürek Çıkmazı dizisinde rol alıyorsun. Aynı anda bir başka dijital projede de yer aldın. Aynı günde iki farklı sette olmak, iki karaktere bürünmek zor olmadı mı?
-Dijitalde yer aldığım projenin çekimleri çok yeni bitti. Evet, Yürek Çıkmazı’nın ilk dört bölümüyle çakıştı set tarihleri. Fiziksel olarak gerçekten de bambaşka hallerdeyim 2 sette de. Saç-makyaj-kostüm bambaşkaydı. Ama bu bence, oyunculuğun en eğlenceli taraflarından biri!

DİJİTAL ÖZGÜR BİR ALAN AÇTI HEPİMİZE

Dijital, nasıl bir alan açtı size? Memnun musun?
-Evet. Hem de çok. Dijital, özgür bir alan açtı hepimize. Daha uluslararası standartlarda çalışma koşulları, 1 bölümün 45 dakika sürmesi, çok iyi geldi. Umarım daha fazla dijital işlerin içinde olma şansım olur.

KIZLARIM MUTLU OLACAKLARI HANGİ ALANA KAYMAK İSTERLERSE İSTESİNLER, BEN HER ZAMAN YANLARINDAYIM VE DESTEKÇİLERİYİM

En mutlu halini tanımlar mısın? Nerdesin? N’apıyorsun? Kimlerle?
-En mutlu halimde, fon kesinlikle doğa, orman… Yeşil aşığıyım ben, toprak çok severim, toprakla uğraşmayı, ekip biçmeyi… Etrafımda mutlaka hayvanlar, çocuklarım ve ailem olmalı… Mis kokulu bir kahve… Ve doğanın sesi…

İkizlerin Leyla ve Aylin de oyunculuk gibi bir alana kaymak isterse… Tepkin ne olur?
-Mutlu olacakları hangi alana kaymak isterlerse istesinler, ben her zaman yanlarındayım ve destekçileriyim. Bu oyunculuk da olabilir ya da başka herhangi bir şey.

Yorum Bırak

9 − 4 =