LOBNA ALLAMİ

Uyan Türkiye!

O bir mucize! Kelimenin tam anlamıyla. Bu, Lobna’yla yaptığım dördüncü röportaj. İlkini kardeÅŸiyle yaptım, Lobna komadaydı çünkü. Uyanıp uyanamayacağı bile belli deÄŸildi. Ama o bir ÅŸekilde hayata tutundu. İkinci röportaj hayatta kalmayı baÅŸarmış ama kelimeleri olmayan bir kadınlaydı.

Henüz konuÅŸamayan bir çocuÄŸun duygularını anlamaya çalışırsınız ya, iÅŸte öyle bir röportajdı. Barış onun dünyasını bize yansıtmıştı. Sonra yine geliÅŸme kaydetti ve o beni aradı, “Ben buradayım konuÅŸmak istiyorum” dedi. BuluÅŸtuk. Artık yavaÅŸ yavaÅŸ konuÅŸabiliyordu, biraz zaman alıyordu kelimeleri arayıp bulması… Kendini tam olanak ifade edemiyordu.

LOBNA-9

Henüz konuşma terapilerine, ders almaya ihtiyacı vardı.

Ve maalesef bildiği dilleri konuşamıyordu.

Okuyamıyordu, yazamıyordu. Ama savaşçıydı, vazgeçmeye niyetli deÄŸildi. Aradan geçen zaman içinde, bu 36 yaşındaki genç kadın, kendini yeniden yarattı. Barış’la evlendiler.

Almanya-Danimarka arası mekik dokuyor. Ve Gezi’den iki yıl sonra Türkiye’ye sesleniyor: “Uyan Türkiye!

LOBNA-12Lobna… Ne mutluluk seninle böyle konuÅŸabiliyor olmak… Herkes senin yeniden hayata dönmüş olmana ve eski Lobna olma yolunda ilerlemene çok seviniyor. Ama esas olan senin ne hissettiÄŸin? Sen nasılsın? Ne durumdasın?

-Çok daha iyiyim. Kendimi neredeyse eskisi gibi ifade edebiliyorum. Türkçem yüzde 100 olmasa da yüzde 98 geri geldi. Diğer dillerde de durum iyi. Ama yine de temkinliyim.

Niye?

-Epilepsi ilaçlarını kesmiÅŸtik. Doktorum, “Normal hayatına dönebilirsin!” demiÅŸti. Altı ay her ÅŸey yolunda gitti. Fakat 1 Åžubat’ta bir uyandım, kalkamıyorum yataktan. Elimi, ayağımı hissedemiyorum. “Beni hastaneye götürün” demiÅŸim ve bayılmışım. Gerisini hatırlamıyorum. Epilepsi krizi… İki gün yine koma…

LOBNA-8

Çok geçmiÅŸ olsun…

-SaÄŸ ol. Uyandıktan sonra yine konuÅŸmakta zorlandım. Bir müddet öyle devam ettim. “Eyvah! BaÅŸa mı dönüyoruz?” diye korktum. Üç hafta sonra ancak kendimi toparlayabildim. Sonra tekrar ilaca baÅŸladım. Hayatımın sonuna kadar onları sürekli almam gerekiyor. Bir de bu epilepsi ataklarına karşı bir ilaç verdiler. Bu ÅŸekilde devam ediyor hayatım. Bitmez tükenmez baÅŸ aÄŸrılarım var. Onlar artık benim vazgeçilmezim!

Sebep?

-Gaz fişeği kafatasıma isabet edince, kafatasımdan bir parçayı almak zorunda kaldılar. Altı ay filan, o parça olmadan yaşadım. Sonra tekrar yerine koydular. 12 çivi yardımıyla. Ağrı yapan o çiviler. Başa çıkabilmek için günde altı ağrı kesici almam gerekiyor. Buradaki doktorlar, o parçayı çıkarıp, yerine suni bir şey koymanın daha iyi olacağını söylediler. Ağrılar bu şiddette devam ederse, ufukta yeni bir beyin ameliyatı görünüyor. Ama yine de şükürler olsun!

LOBNA-11

Diğer tedaviler ne durumda peki? Çok iyi ve seri konuştuğunun farkında mısın?

-Ne güzel bunu duymak. Öyleyse çok mutlu olurum. Türkçem iyi di mi?

Hem de nasıl! Bütün diller geri geldi mi?

-Anadilim Arapça biliyorsun. Ama ben Türkiye’de uyandığım ve etrafımdaki herkes Türk olduÄŸu için, ilk önce Türkçe konuÅŸtum. Önce konuÅŸuyorsun, sonra okuyorsun en sonunda da yazıyorsun. Türkçem neredeyse tamam oldu. Sonra Danimarka’ya gidince orada İngilizce terapi aldım. Bir baÅŸka dile yoÄŸunlaşınca, bir önce konuÅŸtuÄŸun dil daha iyi oluyor. İngilizce terapiler alırken, Türkçem daha da geliÅŸti. Arap arkadaÅŸlarımla Arapça konuÅŸmaya baÅŸlayınca da İngilizcem.

Bu nasıl bir şey?

-Öyle valla! Ben da ÅŸaşırdım. Bir dili öğrenmeye baÅŸlayınca, bir bakıyorsun eskisi daha iyi oluyor! Åžu an İngilizcem de iyi, yazabiliyorum da. Arapçayı da gayet iyi konuÅŸuyorum ama yazmakta biraz zorlanıyorum. Pes etmek yok, devam…

Tüm bunlar için ne kadar savaş verdin, ne kadar mücadele ettin?

-İki sene her gün. Ve hâlâ bitmedi… Ben eskiden üç dilde simultane çeviri yapıyordum. Henüz çeviremiyorum, tam eski Lobna olabilmem için biraz daha zamana ihtiyacım var.

LOBNA-7

Ama yine de müthiş gelişmeler değil mi?

-Evet, evet. Doktorlarım, “Sen bir mucizesin!” diyorlar. Hayatlarında hiç benim gibi bir hasta görmemiÅŸler. Bana Türkçe konuÅŸma terapisi veren hocam, bu kadar seri konuÅŸtuÄŸumu duyunca aÄŸlamaya baÅŸladı.

Ama kolay olmamıştır. Kaç kere vazgeçmenin eşiğinden döndün?

-Tabii ki zorlandım ama hiç vazgeçmedim. İlk zamanlar, konuÅŸamadığımda ve doktorlar bana konuÅŸamayacağımı söylediÄŸinde, birkaç kez kendimi pencereden atmak istemiÅŸim. Ondan sonra Barış, hep pencerenin önüne oturmaya baÅŸladı. Aslında annem de kardeÅŸim de hiç iyi deÄŸillerdi. Ama bana çaktırmamaya çalışıyorlardı. Sonra öyle bir an geldi ki karar vermek zorunda kaldım, ya bırakacaktım, teslim olacaktım, sevdiklerimi çok üzecektim ya da mücadele edip, Lobna’yı tekrar yaratacaktım.

Sen (b) şıkkını tercih ettin…

-Evet. Kelimelerim yoktu, konuÅŸamıyordum ama resim yapabilirdim, müzik aleti çalabilirdim… Müzik hiç gitmedi benden, hep oldu ve beni korudu. Etrafımda iki-üç insan birden konuÅŸuyorsa, hiçbir ÅŸey anlamıyordum ve aÄŸlamaya baÅŸlıyordum. Kurtarıcım müzik oluyordu. Ona sığınıyordum. Bu iki senedir içimde o kadar ÅŸey biriktirmiÅŸim ki, 19 Eylül’de Berlin Gorki Tiyatrosu’nda müzik küratörü olarak açılış yapacağım.

LOBNA-3

OYUNA SAHİP ÇIK

Türkiye’ye nasıl bakıyorsun? Seçim yaklaşıyor…

-Haykırmak istiyorum: Uyan Türkiye diye! Oyuna sahip çık Türkiye diye. VereceÄŸin oy, senin nasıl yaÅŸayacağınla ilgili. Can alıcı önemde. Ben 18 yaşındayken Ecevit’e vermiÅŸtim, sonra bir daha kimseye vermedim. Büyük hata yapmışım. Gezi’yi yaÅŸadıktan sonra oy vermek için Danimarka’dan Türkiye’ye geldim. Oy vermek, oyuna, sandığı sahip çıkmak gerçekten önemli. DeÄŸiÅŸim olur mu olmaz mı bilemeyiz ama umudumuzu kaybetmemeliyiz.

FotoÄŸraf, Lobna Allami’nin 31 Mayıs 2013’te Gezi Parkı’nda vurulmadan önceki günlerinden…

Ve o an… Allami’nin ne olduÄŸunu hatırlayamadığı ama hepimizin beynine kazınan vurulma anı…

Gaz fişeği isabet edince onun kafatasından bir parçayı aldılar. Altı ay o parça olmadan yaşadı. Sonra 12 çiviyle yerine taktılar.

Allami, Gezi’de ilk vurulandı. Zor da olsa kurtuldu. O ÅŸimdi, kurtulamayan Berkin’i, Ethem’i, Ali İsmail’i hep rüyasında görüyor.

Lobna’yı ilk ablası anlattı bana. Sonra hastalığının her aÅŸamasında konuÅŸtuk. Åžimdi geldiÄŸi nokta beni müthiÅŸ mutlu ediyor.

 

LOBNA-2

Onun en büyük şanslarından biri Barış. Hiç elini bırakmadı. Evlendiler, Almanya-Danimarka arası mekik dokuyorlar.

SADECE ÖZGÜRLÜK İSTİYORLARDI

Ben kurtuldum ama bir sürü genç insan öldü. Bunu normalmiş gibi kabul etmek mümkün değil. Suçlu değillerdi. Sadece özgürlük istiyorlardı, yeşil alanın AVM yapılmasını protesto haklarını kullanıyorlardı. O insanların öldürülmesi hak mıydı? Adaletli miydi? Üstelik onları öldürenler hâlâ özgürce dolaşıyorlar.

İKİ YIL İĞNEYLE KUYU KAZDIM

Önce Türkçe konuÅŸmaya baÅŸladım. Sonra okudum, sonra yazdım. Hiç kolay olmadı. İki yıl iÄŸneyle kuyu kazdım. Bütün meÅŸakkati, İngilizceyi tekrar öğrenmek için de yaÅŸadım. Danimarka’da İngilizce konuÅŸma terapisine gittim. Annemle anadilim Arapçayı çalıştım.

BEYNİMİN YARISI UÇTU

Ben bir sürü şey biliyordum. Kafama gaz fişeği isabet edince, beynimin yarısı uçtu. Bildiğim her şeyi unuttum. Her şeyi yeniden öğrenmek zorunda kaldım. Önce resimlerle sonra kelimelerle çalıştım. Her hafta, her ay farklı bir insan oluyordum. Biraz daha gelişme kaydediyordum.

KELİMELERİM YOKKEN MÜZİK VARDI

Türkçe okumaya baÅŸladığımda elime aldığım ilk kitap Can Yücel’in ‘Gece Vardiyası’ydı. Nizar Kabbani’den de Arapça ÅŸiirler okumaya baÅŸladım. Müzikse hep kanatlarım oldu. Kelimelerim yokken müzik vardı. Yalnızlığımı, çaresizliÄŸimi aldı. Gezi’den sonra ilk defa tekrar aktif olarak konserlerde müzik yapacağım. İlk konser eylülde.

LOBNA-12

DAHA ÇOK SANAT DAHA ÇOK KÜLTÜR

Filistinli ve İsrailli müzisyenleri bir araya getireceÄŸim. BaÅŸta birbirlerinden hoÅŸlanmıyorlar ama sen onları üç gün prova yaptır, sonra konsere çıkar, birbirlerini seveceklerinden eminim. Dolayısıyla çözüm asla silah deÄŸil. Yapmamız gereken daha çok sanat, daha çok müzik ve daha çok kültür…

GEÇECEK LOBNA, GEÇECEK…

Gezi’nin ikinci yıldönümü… Sen de Gezi’nin simgelerinden birisin. Beyninin yarısı gitti. Bu iki sene boyunca hayatla boÄŸuÅŸacak gücü nereden buldun?

-Nereden mi? Tabii ki sizden! Hepiniz beni maddi, manevi o kadar desteklediniz ki… Hepiniz benim için o kadar dua ettiniz ki… O dualar boÅŸa gitmedi, iyi duygular insana ulaşıyor, güç veriyor. İstanbul’da sokakta yürürken, insanlar yanıma gelip, elimi tutuyorlardı, “Geçecek Lobna!” diyorlardı. Nereden mi güç buldum? İşte buradan! Gezi’de ilk vurulan insandım. Benden sonra vurulanların hepsi erkekti ve maalesef benim kadar ÅŸanslı deÄŸillerdi, hepsi öldü. Ama onlar aklımdan çıkmıyor. Mesela Berkin’i sürekli rüyalarımda görüyorum. Ali İsmail’i, Ethem’i, Abdullah’ı… Onların anneleri ve aileleri için de ayrıca üzülüyorum.

LOBNA-4

Åžimdi Gezi’yi nasıl deÄŸerlendiriyorsun?

-Biz oraya bu ülkenin daha güzel, daha özgür, daha demokratik bir ülke olması için gittik. Gezi, hepimiz için bir uyanış oldu. Daha önce de bir sürü olumsuz ÅŸey oluyordu bu ülkede ama hiçbirimiz sanki yeteri kadar ciddiye almıyorduk, sanki duymuyorduk. Ama çadırlar yakılıp, gençler Taksim’in ortasında vurulmaya baÅŸladıktan sonra insanlar sokaÄŸa çıktılar. Hepimiz önemli ÅŸeyler öğrendik.

Sen, daha önce hesap soracak durumda değildin. Peki şimdi?

-Hastanede komadayken, Gezi avukatları, kardeÅŸimden vekâlet alıyorlar. Ben uyanınca, kendim de verdim. Ama elde var sıfır. Ne yazık ki 2 yıldır dava açılamadı. Bana sürekli “Savcı deÄŸiÅŸiyor!” dediler, en son savcı da vuruldu zaten.

Beyninin yarısını alıp uçuran polisi araştırmadın mı?

-İnsanlara Facebook’tan, Twitter’dan çaÄŸrı yaptım. “Elinde, vurulma anımın öncesi ve sonrasında görüntüsü olanlar lütfen bana göndersin!” dedim. SaÄŸ olsun bir sürü insan yolladı. Ben o günle ilgili hiçbir ÅŸey hatırlamıyorum. Hafızamdan tamamen silinmiÅŸ. O görüntüleri izlemek o yüzden bana çok tuhaf geldi. Yerde oturuyorum, ÅŸarkı söylüyorum, sigara içiyorum… Vurulma anına gelince, o kadar gaz var ki havada, birtakım ÅŸeyleri açık ve net görmek zor. Polisler 10-11 kiÅŸi birlikteler ve önlerinde o koruyucu kalkanları var. Ara ara, onları indirip ateÅŸ ediyorlar… Ve sonra kalabalık kaçışıyor, ben yerdeyim, hırıltılar çıkararak bilinçsizce yatıyorum, kafam yana kaymış.

Fotoğraf: Özlem Şen

Yorum Bırak

8 − six =