Kadınların yanılgısı: ‘Ortalıkta düzgün erkek yok!’


ÜSKÜDAR Amerikan Lisesi ve Koç Hukuk mezunu olan genç girişimci Yunus Sezer, offline bir çöpçatanlık şirketi kurdu.
Havuzunda 1500 kişi var. Başvuranların yüzde 65’i kadın, yüzde 35’i erkek. Bugüne kadar 44 kişiyi evlendirdi. 3 bebek var. Diğerleri yolda. 800’den fazla da ciddi ilişki söz konusu. Ona başvuran insanları kriterlerine uygun 6 adayla tanıştırıyor. Dün başlayan röportaj bugün de devam ediyor…

– Bir kadının size gelip eş araması “çaresizlik” mi?
Asla değil! Aşkı hayatımıza çekmek istemenin nesi çaresizlik olabilir ki! İnsanlar bize genelde iki şekilde geliyor: Birileriyle tanışan ama bir şekilde sonuca götüremeyenler ya da yeni insanlarla tanışmaya fırsat yaratamayanlar. Bize gelenler, konfor alanından çıkmak isteyen cesur insanlar. Destek almaktan utanmıyorlar. Biz de onlara yardımcı olmaya çalışıyoruz ve çeşitli geribildirimler veriyoruz.

– Ne tür şeyler mesela?
Bir erkekle buluştuğunuzda konuya “Zor biriyim”, “Umudum kalmadı” şeklinde başlamamalarını öneriyoruz. Çünkü bu, erkekleri ister istemez olumsuz yönde etkiliyor. Hiçbir erkek kendini çaresiz, zor, umutsuz bir kadınla görmek istemiyor! Diyeceksiniz ki kadınlar ne zaman bunları söylemeye başladılar? Çünkü aslında eskiye göre çok çok daha güçlüler. Kariyer de yapıyorlar, çocuk da… Ama bu da onların aradıkları eşten beklentilerini çok daha fazla yükseltiyor! Beklentileri bu kadar yüksek olunca da sonuca ulaşamıyorlar. Bu kısır döngü de böyle devam ediyor. Ben kötüye razı olsunlar demiyorum ama gerçekçi olsunlar…

– Eskiden erkekler kadınların peşinde koşardı, şimdi?
Tam tersi oldu, kadınlar erkeklerin peşinden koşuyor…

– Kadınlar kendi değerlerini mi bilmiyorlar?
Evet, bir de o mesele var. Ben kendimi feminist bir erkek olarak tanımlıyorum çünkü bazı durumlarda hemcinslerime çok sinirleniyorum. Erkeklerin yediği önünde, yemediği arkasında bir dünya oluştu. Özellikle bizim coğrafyada durum böyle. Erkekler kendilerine ve etraflarına, “İlişki istemiyorum” veya “İstediğimle yatarım” diyorlar ve yargılanmıyorlar. Bu durum da kendini bu kadar geliştiren kadının değerlerinin körleşmesine sebep oluyor. Ofisime giren kadınlara, “Sizce siz değerli bir kadın mısınız?”, “Kendinizi güzel buluyor musunuz?”, “Sizce siz sevilebilir misiniz?” gibi sorular soruyorum. Hemen her kadında bu sorulardan birine olumsuz bir cevap alıyorum ve çalışma alanları ortaya çıkıyor. Kadınlar kendi değerlerine sahip çıkarlarsa dünya değişir!

KADINLAR ÇOK SEÇİCİ

– Kadınlar, “Ortalıkta doğru düzgün erkek yok” diyorlar. Öyle bir klişe var. Gerçekten durum bu mu?
Böyle bir şey yok! Sadece bizim ülkemizde değil, bütün dünyada… Kadınlar, kendilerinden bir veya birkaç tık yukarıda başarılı gördükleri erkeklerle; erkekler de kendilerinden bir veya birkaç tık daha güzel kadınlarla birlikte olmak istiyorlar. Bu “Ortalıkta düzgün erkek yok” sözü tam bir ‘Sex and the City’ muhabbeti. 4 kadın aynı masada oturuyor ve birbirlerine böyle söylüyorlar. Peki, bunu demek işlerine yarıyor mu? Hayır! Olasılıkları arttırıyor mu? Hayır. İşin aslı şu: Ekonomik olarak bir sınıflandırma var ya insanlar arasında; A, B, C, vs… Erkeklerin arayışı kendince güzel kadın olduğu için her sınıfa gidebiliyorlar. Erkekler için A, B, C, D fark etmiyor. Ama kadın, hangi ekonomik sınıfa ait olursa olursa olsun hep A sınıfı bir erkekle birlikte olmak istiyor. Sonra da “Ortalıkta adam yok!” diyor. Var ama senin istediğin tarzda yok! Çünkü sen A olmayanı yok sayıyorsun! O zaman da erkek bunu hissediyor! Kimse aptal değil. Diyor ki “Benden daha güçlü, varlıklı bir adam karşısına çıkarsa bu kadın beni bırakır!” Tamam, kadınlardan biraz daha aptal olabiliriz ama o kadar da değiliz yani…

– Benim tanıdığım bir sürü şahane kadının da sevgilisi yok. Neden? Çok mu seçiciler?
Evet, çok seçiciler. “O da olsun, bu da olsun, şu olmazsa olmaz…” Geçenlerde bir kadınla konuşuyorum, bana tanışmak istediği erkeğin özelliklerini anlattı. Aynen şöyle dedi: “Kendine güveni olan, duygularını gösteren, kariyeri iyi olan, ne istediğini bilen, tuttuğunu koparan, iyi ve güzel bir kalbi olan, cesur, korkuları olmayan ve karşısındaki kadına da tam olarak güvenebilecek, akıllı ve insanları manipüle etmeyen dürüst bir insan” Sonra da sordu: “Çok mu şey istiyorum?” Gülümsedim. Kendisine buldurdum cevabı. Sordum: “Senin etrafında kendine güveni olan adamlar yüzde kaç?” “Yüzde 10” dedi. “Peki, duygularını gösteren?” “O da yüzde 10” dedi. Daha üçüncü veya dördüncüye gelmeden sordum. “Peki, ikisi birden? Hem kendine güvenen hem duygularını gösteren?” “Yüzde 1” dedi.

EN BÜYÜK HATA KADINLAR KENDİLERİNİ OLDUKLARINDAN FARKLI SUNUYORLAR!

– Nerede hata yapıyor sence kadınlar?
Bence kadınların oldukları kişi ve kendilerini sunum şekilleri birbirinden çok farklı! Sosyal medyada bugün kendi arkadaşlarımdan açıp size 10 tane kadın gösteririm. Manken gibi duruyorlar ama kendisi karşına gelse dersin ki “O kişi bu değil!” Kadınlar kendilerini olduklarından farklı biri gibi sunuyorlar. Hata bu… Ya da çok dobra oluyorlar. “Ben baştan söyleyeyim niyetimi” diyerek adamı korkutup kaçırabiliyorlar. Niyetinin ne olduğunu söylemenin de bir zamanı ve adabı var…

– Neyin farkına varmaları gerekiyor?
Bir durup düşünseler… “Önümde kaç kış, kaç yaz kaldı?” diye… Kendilerine sorsalar, belki de o kadar da fazla kalmadığını fark edip biraz daha uyumlanmaya niyet ederler bu hayatta. “My way or the highway”, yani “Benim istediğim gibi olsun ya da hiç olmasın!” kadınların kendilerine söyledikleri en büyük yalan bence. Hepimiz hayatı biriyle paylaşmak istiyoruz. “Olacaksa böyle olsun, olmayacaksa da olmasın”ları kendimize söyledikçe seneler çok çabuk geçiyor. Sonra bir gün, “Benim artık hiç kriterim kalmadı, siz yalnızca karşıma birilerini çıkarın!” diyebiliyor insan…

Yorum Bırak