İmkansız yoktur dedi ve sporla hayatını değiştirdi

Oleeeey! Sizi nefis bi rol modelle tanıştırmak istiyorum: Çağla Nur Uzundurukan.

Onunla bi araya gelmek, hikayesini dinlemek, ruhuma inanılmaz iyi geldi, umarım size de gelir. Çağla, ‘İmkansız yoktur!’ dedi ve sporla hayatını değiştirdi.

Türkiye Kadınlar Süper Ligi’nde oynayan ilk engelli sporcu olarak tarihe adını yazdırdı.

Henüz 20 yaşında. 10 yıllık basketbol kariyerinde Olimpiyat 5.’liği, U20 Avrupa Şampiyonluğu, U21 Dünya 4.’lüğü gibi çok çarpıcı başarıları var. Avrupa Şampiyonası’nda en iyi beş oyuncu arasına girdi ve pek çok kez sayı kraliçesi seçildi.

Şu anda da adidas’la çok anlamlı bir kampanyayı hayata geçiriyor. Kampanyanın globaldeki yüzleri Mo Salah, Beyonce... Türkiye’de ise Yusuf Yazıcı, Eda Erdem, Cansu Köksal, Mizgin Ay gibi başarılı sporcular var. Çağla da onlardan biri. Müthiş isabetli bi seçim olmuş. Bravoo adidas’a, bravo Çağla’ya…

Çağla’yı çok sevdim. Müthiş saygı duydum. adidas’ın efsanevi söylemi “Impossible Is Nothing” ona cuk oturuyor. Gerçekten de imkansızlıklara değil, olasılıklara odaklanıyor. Müthiş pozitif biri. Ve inanılmaz çalışkan.

Bakın neler anlatıyor, ”İşitme engelim, iyi bir sporcu olmama engel değil! Bunu spor camiasına anlatmaya çalışıyorum. Çünkü ön yargılar var bu konuda. O tabuları kırmaya çalışıyorum. Sadece kendim için değil, başka engelli sporcu kardeşlerim için de…”

”Spor camiasına, ‘Fırsat Eşitliği’ kavramının yerleşmesi gerekiyor. Bunun için de mücadele veriyorum.”

Daha pek çok şey anlatıyor. Şimdi sizi Çağla’yla baş başa bırakıyorum.

İMKANSIZI HERKES GÖRÜR BEN OLASILIKLARI GÖRÜYORUM!

Çağla müthişsin! Kadınlar Basketbol Ligi’nin ilk işitme engelli sporcususun. 10 yıllık spor kariyerinde, birbirinden parlak başarılara imza attın. adidas da, şu anda çok anlamlı bir kampanyayı hayata geçiriyor. Kampanyanın globaldeki yüzleri Mo Salah, Beyonce… Türkiye’de ise Yusuf Yazıcı, Eda Erdem, Cansu Köksal, Mizgin Ay gibi başarılı sporcular ve sensin. Bunun için de tebrik ederim. Neler hissediyorsun?
-Çok çok sevinçliyim! Heyecanlıyım! Gururluyum! Bir sürü duyguyu aynı anda yaşıyorum. Başarılı addedilmek, insanı mutlu eder. Özellikle de benim gibi zor, yorucu ve uzun bir yoldan geliyorsanız… Kısacası hayallerimi süsleyen bir yerdeyim. adidas gibi bir dünya markasının bir parçası olmak gerçekten şahane. “Impossible is Nothing” gibi, imkansızlıkların değil, olasılıkların altını çizen bir projede yer almak, ayrıca bir gurur. Bir de ben öyleyim, insanlar imkansızlıkları görürken ben olasılıkları görürüm!

AVRUPA ŞAMPİYONASI’NDA EN İYİ 5 OYUNCU ARASINA SEÇİLDİ

10 yıllık basketbol kariyerinde, Olimpiyat 5.’liği, U20 Avrupa Şampiyonluğu, U21 Dünya 4.’lüğü gibi çok çarpıcı başarıların var. Avrupa Şampiyonası’nda en iyi 5 oyuncu arasına girdin ve pek çok kez sayı kraliçesi seçildin. Hep mi böyle gözü kara ve azimliydin…
-(Gülüyor) Karadenizliyim, tabii ki öyleyim! Şaka bir yana… Başka çarem yoktu ki! Hayallerimin peşinden koşmak için azimli olmam gerektiğini öğrendim. Spor yapmayı ve basketbol oynamayı zaten çok seviyordum. 14 yaşındayken, bugün halen antrenörüm olan Davut Güngör’le tanıştım. Hayatımın dönüm noktalarından biridir. Davut Abi, bendeki potansiyeli fark etti. 16 yaşındayken, beni A takım kadrosuna aldı. Benimle özel olarak ilgilendi ve basketbol oynamaktan çok keyif almamı sağladı. O, benim kahramanım. Sayesinde, sahada heyecan duyarak basket oynayan sıradan bir sporcuyken, şimdi bilerek oynayan, daha farklı düşünen, oynamaktan muazzam keyif alan, çok azimli bir sporcu oldum. Gerçi daha 20 yaşındayım, yolun başındayım. İnşallah bugüne kadar başardıklarım, başaracaklarımın göstergesi olacak…

İŞİTME ENGELİM İYİ BİR BASKETBOLCU OLMAMA ENGEL DEĞİL!

Cesaretinle, dirayetinle, pes etmeyişinle, hepimize ilham verdiğinin farkında mısın?
-Ne güzel bu söyledikleriniz! Teşekkür ederim. Cesaret, vazgeçmeyince oluyor. İşitme engelim, iyi bir sporcu olmama engel değil! Bunu spor camiasına anlatmaya çalışıyorum. Çünkü ön yargılar var bu konuda. O tabuları kırmaya çalışıyorum. Sadece kendim için değil, başka engelli sporcu kardeşlerim için de…

SPOR CAMİASINA, “FIRSAT EŞİTLİĞİ” KAVRAMININ YERLEŞMESİ GEREKİYOR. BUNUN İÇİN DE MÜCADELE VERİYORUM

En çok kimlere rol model olmak istiyorsun?
-Sadece benim gibi işitme engelli bireylere değil, tüm engelli bireylere rol model olmak istiyorum. Şunu da söylemeden edemeyeceğim: Sadece umut olmak, ilham olmak yetmiyor bana! Spor camiasına, “Fırsat Eşitliği” kavramının yerleşmesi gerekiyor. Ben bunun için de mücadele veriyorum. DG Akademik ve Davut Güngör’le sosyal sorumluluk projeleri yapıyor, daha büyük kitlelere ulaşmaya çalışıyoruz.

KARADENİZLİ, MÜTEVAZI, SEVGİ DOLU BİR AİLE BİZİMKİ

Nasıl bir ailede dünyaya geldin? Annen- baban neci?
-Trabzonluyuz biz. Geleneklere saygı duyan, Anadolu kültürünü iyi yansıtan, sevgi dolu, mütevazi bir aile bizimki. Babam fizik öğretmeni ama şu an serbest çalışıyor, annem ise ev hanımı…

Nasıl bir çocukluk seninki…
-Ele avuca sığmayan bir çocukluk. Çok hareketliymişim, annem çok çekmiş benden! O yüzden, enerjimi atayım diye spora başlatmışlar…

İLKOKULDA DERSLERİMİN HEPSİ ZAYIFTI! KİMSE SEBEBİNİ ÇÖZEMİYORDU. SINIFIN ARKASINDA OTURUYOR VE HİÇBİR ŞEY ANLAMIYORDUM. ÇÜNKÜ BEN HİÇBİR ŞEY DUYMUYORDUM!

“İşitme sorunu” yaşadığın nasıl fark edildi peki?
-Sporda başarılıydım ama derslerim felaketti! Hepsi zayıftı. Ailem dahil, kimse sebebini bilmiyordu. Sınıfın arkasında oturuyordum. Hiçbir şey anlamıyordum. Çünkü ben hiçbir şey duymuyordum! Biz evde, yüksek sesli konuştuğumuz için, işitme zorluğu çektiğimi anlamamış bizimkiler. 11 yaşındayken öğretmenlerim “Kızınızı bir doktora götürün!” diyorlar. Annemler de götürüyor. Doktor, odyometri testine sokuyor beni. İşte o gün, işitme kaybımın olduğunu öğrendim. Aslında anlamadığımdan değil, duymadığım için derslerim zayıfmış!

BAZI ÖĞRETMENLERİM, SINIFTA ONLARI DİNLEMEDİĞİMİ DÜŞÜNÜP, ÇEŞİTLİ CEZALAR VERİRLERDİ BANA. KULAĞIMI ÇEKERLERDİ FİLAN. SONRADAN ÖZÜR DİLEDİLER

Bununla ilgili hatırladığın bir olay var mı? Söylenenleri işitememek ve bunun yol açtığı olumsuzluklar gibi…
-Olmaz mı? İlkokulda bazı öğretmenlerim, sınıfta onları dinlemediğimi düşünüp, çeşitli cezalar verirlerdi bana. Kulağımı çekerlerdi filan. Ya da arkadaşlarımın içinde bana kızarlardı. Oysa dinlemiyor değildim, anlamıyor, hiç değildim. Sadece duymuyordum! Sonrasında, işitme kaybımın olduğunu öğrendiklerinde, benden ve ailemden özür dilediler. Küçükken duyamadığım için sosyalleşemiyordum, arkadaşlık kurmakta ve onlarla oynamakta zorlanıyordum. 11 yaşında cihaz takınca pek çok şey kolaylaştı.

BEN HİÇBİR ZAMAN KENDİMİ “ENGELLİ” GİBİ GÖRMEDİM. BUNUN EN BÜYÜK SEBEBİ SPOR. SPORUN YAŞAMLARI DEĞİŞTİREBİLME GÜCÜ VAR… BENİMKİNİ DE DEĞİŞTİRDİ…

Neden kaynaklanıyormuş peki bu “işitme kaybı”?
-Bebekken 40 gün hastanede yatmışım. Orada enfeksiyon kapmış olabilirmişim ya da ateşlendiğim için olmuş olabilirmiş. Tam olarak bilinmiyor. Doktorlar, doğuştan mı, yoksa sonradan mı olduğu konusunda net bilgileri olmadığını söyledi. Duymadığımı erkenden fark edememek, annemle babamı da çok üzmüştü. Ama ben kendimi hiçbir zaman “engelli” gibi görmedim. Hep bu duygumun önüne geçtim. Bunun da en büyük sebebi spor. Sporun, hayatları değiştirebilme, dönüştürebilme gücü…

HEP BASKETBOLCU OLMAYI HAYAL ETTİM. ROL MODELİM DE IŞIL ALBEN’Dİ

Küçükken ne olmayı hayal ediyordun?
-Tabii ki basketbolcu!

Bir rol modelin var mıydı?
-Işıl Alben… Birsel Vardarlı ve Doğuş Balbay da hayran olduğum sporcular. Galatasaray-Fenerbahçe gibi üst düzey takımlarda oynamayı hayal ettim.

MAÇLARDA, DUDAK OKUMAK ZOR OLUYORDU NE ZAMAN CİHAZI TAKTIM, RAHATLADIM

İstanbul Üniversitesi’nde basketbola başlıyorsun, iki yıl bu takımda oynuyorsun. İstanbul şampiyonluğu, Ankara ikinciliği ve Mersin beşinciliği yaşıyorsunuz. O dönem takım arkadaşların arasında ‘işitme kaybı’ olan tek sen miydin?
-Evet. Benden başka herkes normal konuşup, duyabiliyordu. Ne yalan söyleyeyim, cihaz takıncaya kadar çok zorlandım! Dudak okumayı öğrendim. Ama maçlarda, o karmaşada, sana söylenenleri anlamak, herkesin dudağını okumak zor oluyordu. Maç anlarında, arkam dönükken arkadaşlarım ya da antrenörümü duymadığım için onları önemsemiyormuşum izlenimi doğuyordu Böyle olmadığını anlatmak kolay değildi tabi.

A TAKIM KADROSUNA SEÇİLİNCE HAVALARA UÇTUM

16 yaşında A Takım kadrosuna seçiliyorsun. Çok önemli bir başarı bu. Neler hissettin?
– Havalara uçtum! O yaşımda bana inanan ve güvenen, sevgili antrenörüm, hayat koçum ve abim Davut Güngör sayesinde ilk kez Dostluk Spor’da, A takımda forma giyme şansı buldum. O dönem, tecrübeli ablalarla aynı sahada oynayabilmem için bana ekstra antrenmanlar yaptırdı. Önemli maçlarda bana süreler vererek, tecrübe edinmemi sağladı. 16 yaşında A takımda oynamak kendime güvenimin artmasını sağladı. Hocama çok şey borçluyum.

“SAYI KRALİÇESİ” SEÇİLİNCE ANLADIM Kİ İMKANSIZ DİYE BİR ŞEY YOK!

Ödüller seni ne kadar motive etti? O zaman mı başladı, hayatta “imkansız” denilen bir şeyin olmadığına inancın…
– Ödüller insanı motive ediyor tabii. Pek çok iyi takımın katıldığı turnuvalarda -maçlar, YouTube’dan canlı yayınlanıyor ve her oyuncunun istatistiği tutuluyordu- ‘’sayı kraliçesi’’ olmak mesela, başarılı olabileceğime inanmama sebep oldu. Benim için itici bir güç oldu. “İmkansız” denilen şeyin olmadığını anladım. Çok çalışırsan her şey mümkündü şu hayatta. Hele sanan inanan birileri varsa… Kendimi değerli hissettim. Ve anladım ki “imkansız” diye bir şey yok.

SPORLA BAKIŞ AÇIM DEĞİŞTİ PROBLEME DEĞİL, ÇÖZÜME ODAKLANIYORUM

Hayatındaki olumsuzlukları nasıl pozitife çevirdin?
-Ben iyimser biriyim. Bardağın dolu tarafını görenlerdenim. Probleme değil, çözüme odaklanırım. Kendi kendime, “İmkansızı herkes görür, sen olasılıkları gör!” derim. Herkese de tavsiye ederim. Hiçbir zararını görmedim. Sonra, eleştiriler yıkmaz beni. Tam tersine, faydalı bile olabilir. Yapıcı eleştirilerin, bir şeyleri düzeltmek için fırsat olduğunu düşünürüm. Böyle söylüyorum ama tabii ki kendimi kötü hissettiğim anlar oldu. Yine de vazgeçmedim, pes etmedim. Sporla bakış açım değişti benim. Basketbol bana her şeyin mümkün olduğu bir dünyanın kapıları açtı…

TABİİ Kİ FIRSAT EŞİTSİZLİĞİ YAŞADIM! AMA YILMADIM

İşitme engelin yüzünden, spor kariyerinde fırsat eşitsizlikleri yaşadın mı?
-Ne yazık ki evet! Başka engelli arkadaşlarım da yaşıyorlar. Artık yaşanmaması ve “fırsat eşitliği” kavramının yayılması ve benimsenmesi için projeler hayata geçiriyoruz.

Sen ne kadar iyi olursan ol, hep ‘engelli’ olarak mı görüldün?
-Bunu söylemek üzücü ama evet. Bazı spor yöneticileri ve antrenörler tarafından hep engelli olarak görüldüm. “Yapamazsın!” diyenler oldu. Davut Güngör Hoca’yla birlikte işte bu ön yargıları yıkmaya çalışıyoruz.

2020’de Kadın Basketbol Süper Ligi’nin iddialı takımlarından İzmit Belediyespor’a transfer oldun. Yani Süper Lig’de forma giyecek ilk engelli sporcu olarak tarihe geçtin…
-Evet. Bunu öğrendiğimde günlerce heyecandan uyuyamadım. Hayalim süper ligde oynamaktı.

İşitme engeline rağmen, hayallerinin peşinden koştun. Çok iyi bir oyun kurucu oldun, sayı kraliçesi oldun. Milli oldun. Kadınlar Basketbol Süper Ligi’nde oynayacak ilk engelli sporcu oldun. Düştüğün çukurlardan nasıl geri çıktın? Sana devam etme gücü veren neydi?
-Hayallerim ve hayalime ulaştığımda yaşayacağım gurur… Benim hayatım gerçekten sporla değişti. Spor sayesinde ben kendimi özgür, sosyalleşmiş ve birçok şeyi başarabilecek güce sahip hissediyorum.

ÜLKEMİ TEMSİL ETMEK, AY-YILDIZLI FORMAYI GİYMEK YÜREĞİMİ TİTRETEN HARİKA BİR DUYGU

İşitme Engelli A Milli Basketbol Takımı’na ne zaman dahil oldun?
-2016’da. Bütün sporcuların hayalini süsleyen en önemli şeylerden biridir Milli Takım formasını giymek. Ülkemi temsil etmek, ay-yıldızlı formayı giymek yüreğimi titreten harika bir duygu.

Türkiye’de işitme engelli sporcular ne gibi sorunlar yaşıyor?
-Spor malzemesi, spor yapacak saha, antrenman yaptıracak başarılı ve sabırlı antrenör bulmak konusunda büyük sorunlar yaşıyorlar. İşitme engelli takımların kurulması ve desteklenmesi gerektiğini düşünüyorum. Elbette sadece işitme engelli diye sınırlandırmak yanlış, tüm özel gereksinimi olan bireyler için geçerli bu söylediklerim. Tabii bunu sadece federasyonlardan beklemek de haksızlık olabilir. Daha iyi imkanlarda çalışmak, destek ve sponsor bulmak için basın ve yayın organlarının ilgisi çok önemli diye düşünüyorum. DG Akademi’yle yapacağımız projeler için eğitimler, tesis, servis, eğitmenler ve malzeme gibi şeylerin karşılanması için destek arıyoruz.

GÖNLÜMDEN GEÇEN GALATASARAY-FENERBAHÇE-BEŞİKTAŞ-BOTAŞ GİBİ BİR KULÜPTE OYNAMAK

Peki başarılar elde ettiğin İzmit Belediyespor’dan şubat ayında ayrıldın. Yeni takımın henüz net değil. Nasıl bir gelecek hayal ediyorsun kendine?
-Elbette gönlümden geçen Galatasaray-Fenerbahçe-Beşiktaş-Botaş gibi kadın basketboluna yatırım yapan değerli kulüplerde oynamak. Buralarda oynamanın farkındalık oluşturmak için de önemli olacağı kanısındayım.

SOSYAL MEDYAYI, BENİM GİBİ ARKADAŞLARIMA YOL AÇMAK, ONLARA UMUT OLMAK İÇİN KULLANIYORUM

‘’Uçmak lazım bazen, hedefine ulaşmak için, sana yük olanlardan bağımsız” yazmışsın bir postunda… Sana ‘yük’ olanlar kim?
-Sosyal medyayı eskiden arkadaşlarımı ya da rol model aldığım sporcuları takip etmek için kullanıyordum. Şimdi ise benim gibi arkadaşlarıma yol açmak, onlara umut olmak için kullanıyorum. Bana yük olan şeyler var elbette. Bunun en önemlisi, işitme engelimin iyi yerlerde olmama engel teşkil edeceği düşüncesi. Bunu kırmak için elimizden gelenin fazlasını yapıyoruz.

İşitme engellilerle oynarken cihazı çıkarıyormuşsun. Maçlarda ve antrenmanlarda da yasakmış. E peki zor olmuyor mu?
-Zor olduğu anlar oluyor ama bu bir kural ve buna uymak zorundayız. Takımdaki arkadaşlarımın çoğu duymuyor ve konuşamıyor, bu nedenle farklı iletişim becerilerimiz gelişti. Artık birbirimizin hareketlerini takip ederek, birlikte oynayarak ve ne yapmak istediğini anlamaya çalışarak maçları oynuyoruz.

ENGELLİ ARKADAŞLARIMA ÖRNEK OLABİLİYORSAM, ONLARDA, “BEN DE YAPABİLİRİM!” HİSSİ YARATABİLİYORSAM NE MUTLU BANA!

“Impossible Is Nothing” felsefesi, senin için ne anlam ifade ediyor?
-Tüm imkansızlıklara rağmen, başarabildiklerimi! Olumsuz her şey, baskı, mücadele benim yükselmem için bir fırsat! Cidden böyle düşünüyorum. Geldiğim noktada, olumsuzluklar beni kamçılıyor. Daha iyisi için, daha çok mücadele etmem gerektiğini biliyorum. Türkiye ve Avrupa tarihinde bir ilk olmak, benim için tarifi olmayan büyük bir gurur. Engelli arkadaşlarıma örnek olabiliyorsam, onlarda, “Ben de yapabilirim!” hissi yaratabiliyorsam, ne mutlu bana! Fırsat eşitliği, şans ve imkan verildiği sürece, bizler, birçok alanda başarılı olabiliriz. Özel gereksinimli bireylere şans verilmesi en büyük hayalim. Bunun için canla başla çalışacağım. adidas’a da hayallerini gerçekleştirmek için isteyen insanlara destek olduğu için teşekkür ediyorum.

Yorum Bırak