İki yılın sonunda tekrar sokaklara, caddelere dönüyoruz. Karnavalı yeniden el ele, kol kola sevgi ve dostluk içinde kutlayacağız!

Cuma günü Adana yolcusuyuuummm. 23-27 Mart haftası Adana Portakal Çiçeği Karnavalı var. Yani bugün başladı, pazara kadar da devam edecek.
.
Her yıl, Nisan’da oluyordu. Hatta karnavalın sloganı “Nisan’da Adana’da”ydı. Ama bu sene Nisan ayının Ramazan ayına denk gelmesi nedeniyle karnaval tarihi bir hafta öne çekildi.
.
Ben de hiç kaçırmıyorum. İki elim kanda olsa giderim. Portakal çiçeği kokulu memleketim orası. İnanılmaz keyifli oluyor! Her yer rengarenk, her yer coşku dolu… Karnaval ruhu tüm şehri sarıyoooo… Karnavala gelenler spordan sanata, sanattan eğlenceye kadar birçok etkinlikle buluşuyor. Ve ölene kadar yiyoruz tabii!
.
Başka illerden gelenler oluyor, turlar düzenleniyor. Adana’daki oteller full olunca Tarsus-Mersin’de kalıyor bir kısım ziyaretçiler.
.
Adana Portakal Çiçeği Karnavalı’nın fikir babası Ali Haydar Bozkurt, nefis bir şey yaptı yani. Öyle böyle değil. Ve karnavalımız, kendini gittikçe geliştirerek 10. yaşına geldi. Gerçekten büyük hizmet! Alkış alkış, alkış! Sadece onu değil, emeği geçen herkesi yürekten kutluyorum. Sokaklarda olmayı sabırsızlıkla bekliyorum. Veeeee sözü, sevgili Ali Haydar Bozkurt’a bırakıyorum…

Karnavalın fikir önderisiniz. Çocuğunuz, 10 yaşına giriyor. Neler hissediyorsunuz?
-Bu, karnaval hayatım boyunca hayalini kurduğum bir şeydi. Gerçekleştiğini görmek benim için çok önemli. Her yıl, ulusal ve uluslararası çapta gelişerek büyüdüğünü görmek daha da kıymetli! Ne güzel! Yılın bu zamanları hep bir araya geliyoruz, “tek yürek” oluyoruz. İçim kıpır kıpır Ayşe’cim. İlk karnaval daha dün gibi sanki. Ve biz, 10 yaşına gelmişiz. Hala ilk günkü heyecanı hissediyorum.

Hepimiz nefesimizi tuttuk, bekliyoruz. Bu karnavalda Adanalıları ve gelecek ziyaretçileri neler bekliyor?
-Karnavalın her yıl, etkinlik kalitesi giderek büyüyor. 10. yılda müthiş bir program oluştu. Dünyanın her yerinden insanlar geliyor. Tüm bunların gerçekleştiğini görmek beni inanılmaz mutlu ediyor. Hep söylüyorum, 100 yıl sonra belki hiçbirimiz olmayacağız ama portakal çiçekleri açmaya devam edecek ve bu gelenek belki de binlerce yıl yaşayacak!

“10. yılda dönüşümüz muhteşem olacak!” demiştiniz…
-Evet. Geçen yıl, online olarak düzenlediğimiz karnavalın ardından bunu söylemiştim. İki yılın ardından en büyük yenilik, tekrar sokaklara, caddelere dönüyoruz. Karnavalı yeniden el ele, kol kola sevgi ve dostluk içinde kutlayacağız! Her geçen yıl, sürprizlerle dolu birbirinden güzel karnavallar yaşadık. Bu yıl da sanatçılarımız, yurt içinden, yurt dışından gelen etkinlik gruplarımız, yerel ve ulusal topluluklarımız, spordan sanata, sanattan eğlenceye kadar birçok etkinlikte buluşacak.

Bu yıl ne gibi sürprizler olacak? Neler asla kaçmaz?
– Hangi birini sayayım? Türkçe’yi çok iyi konuşup, bağlama çalmayı öğrenen Japon Yukari Fumuro da bizimle bu yıl… O kaçmaz! Kesinlikle karnaval korteji kaçmaz! Adana caddeleri boyunca geçiş yapacak korteji yeniden düzenledik. O renkli görüntüler bu sene daha da renklenecek. Bir de su korteji olacak. Hollanda’dan gelen bir ekip bunu yapacak. Bunu da tüm aileler çoluk çocuk izlesin, sakın kaçırmasın! Konserlerimiz var, sanat sergilerimiz var, sokak etkinliklerimiz var. Herkese iyi bir plan ve program yapmalarını tavsiye ediyorum. Portakallı Lezzetler Yarışması, Hızlı Dürüm Yeme Yarışması ve Mutfak Workshop’ları da var katılabilecekleri… Aslında daha o kadar çok şey var ki sayabileceğim…

SALGIN TAM ANLAMIYLA HAYATIMIZDAN ÇIKMADI. COVID KONUSUNDA DİKKATLİ OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ

COVID açısından endişelenmemiz gerekiyor mu?
-Salgın tam anlamıyla hayatımızdan çıkmadı aslında. Covid konusunda dikkatli olmaya devam edeceğiz. Açık havada maske takma zorunluluğu yok artık; ancak kalabalık yerlere gireceklere maskelerini takmalarını öneriyoruz. Onun dışında açık havada olduğumuz sürece Covid ile ilgili endişelerimiz azalıyor ama kalabalık veya kapalı mekanlarda maske takmaya devam edilmesini tavsiye ederiz.

Bu karnavalın Adana’ya son 10 yılda katkıları ne oldu…
-Öncelikle halkımızın moralini yükseltti. Adana’nın “marka kent” olma yolunda kazandığı ivmeye katkı sunuyor ve imajını yükseltiyor. Hoşgörülü, çok güzel bir ortam ve insani değerlerimizle birlikte omuz omuza eğlenebilmeyi başardık sanıyorum. Bunun yanında esnafımızın morali yükseldi, ticareti arttı. Bu ekonomik canlanma küçük esnaftan başladı ve tüm Adana’ya yayıldı. El işleri satan kadınlarımız, yeme içme sektöründeki insanlarımız; yani kısacası ekonomiyi oluşturan her unsurda, büyük bir ekonomik canlanma yaşandı. 10 milyon nüfusun yaşadığı bölgenin tam ortasındaki Adana, bir gastronomi ve eğlence kenti olarak öne çıktı. Karnaval döneminde uçaklarda, otobüslerde yer bile bulunmuyor. Havayolu şirketleri, otobüs şirketleri çok sayıda ek seferler koyuyor. Turizm şirketlerinin büyük çapta “karnaval turu” satışı gerçekleştiğini görüyoruz. O kadar yoğun bir talep oluşuyor ki Adana’daki otellerin doluluğu sebebiyle, Adana’dan Tarsus-Mersin yönüne konaklama için gideceklere TCDD’nin bu yıl ek seferler koyacağı bilgisini de alıyoruz. Bu turizm hareketliliğinin getirisi de büyük oluyor.

Siz bu tür etkinliklerin tüm Türkiye’ye yayılmasını istiyorsunuz…

-Hem de nasıl! Evet, bu tür etkinlikler tüm Türkiye’ye yayılmalı. Yerel olmaktan çıkıp ulusal ve uluslararası boyuta taşınması büyük bir turizm hareketliliği sağlıyor. Hatırı sayılır bir ekonomik hacim oluşuyor. Müzeler hiç almadığı kadar ziyaretçi alıyor. Türkiye’de çok sayıda festival var. Bir sahne kuruluyor, sanatçılar sahne alıyor, insanlar eğleniyor, sonra gidiyorlar. Bizim düzenlediğimiz karnavalda bu yıl sadece 70’ten fazla etkinlik var. Konserler, sanat ve dans gösterileri, ulusal satranç turnuvası, TJK’nın “Portakal Çiçeği Koşusu” at yarışı var. Şehrin her yerinde aynı anda etkinlikler, sergiler gerçekleşiyor. 360 derece, şehrin moral değeri yükseliyor. İnsanların hepsi gülüyor. Tüm şehir gülümsüyor. Kısacası bu etkinlikler, ulusal ve uluslararası boyuta nasıl taşınabilir bunun yollarını aramak lazım. Bizler karnavalımızdaki tecrübelerimizi dileyen herkese aktarmaya hazırız.

Karnavalı, gelecek 10 yılda nerede görüyorsunuz?
-İşte tam da bu noktada, yeni hayalimizden, yeni hedefimizden söz etmek istiyorum sana. Önümüzdeki yıllarda, Adana’nın -karnavaldan bağımsız olarak da- tüm nisan ayında gelinen bir kent olmasını düşlüyorum. Neden biliyor musun? Nisan ayının tamamında Adana’da olmak muhteşem! Tamam, karnaval yapılacak bitecek ama Adana’nın sokakları, baş döndüren o tarifsiz portakal çiçeklerinin kokularıyla yine dolu olacak. O kokular eşliğinde Adana kebabı, şalgamı ziyaretçileri bekliyor olacak. Yine Adana’nın sıcak insanlarının misafirperverliğiyle karşılaşacaklar. Bundan sonraki 10 yıllık planımız, tüm insanları orijinal marka ismimizde de olan “Nisan’da Adana’da” buluşturmak.

İl dışından ve yurt dışından geleceklere önerileriniz neler olur? Neleri yapmadan dönmesinler? Ziyaretçiler hangi Adana yemeklerini mutlaka tatsınlar?
-“Adana demek kebap mı demek?” diye soruyorlar bazen bana. Tabii ki hayır! Kebabın hası Adana’da o ayrı. Ama çok daha zengin, çok daha derin bir yiyecek-içecek kültürü var. Adana’ya geldiniz; kebap doğal olarak yenecek, şalgam içilecek. Ben lahmacunu da denesinler isterim ziyaretçilerimizden. Bildikleri tüm lahmacunları unutacaklar! Bir başkadır Adana’mın lahmacunu. Ne büyük boydur ne de fındık boy… İkisinin ortasında, yuvarlıktır. Bir porsiyonda beş tane servis edilir ve lezzeti, sizi alır götürür. Yalnızca Adana’da bulabileceğiniz bici biciyi de öneriyorum. Rendelenmiş buz, nişasta, pudra şekeri ve şerbetin karışımından oluşan şahane bir tatlı. Adana’nın markalaşan bir başka geleneği: Ciğersiz kahvaltı olmaz! Tarihi Büyük Saat çevresinde, her pazar sokak aralarına kurulan ocaklarda kebapçılar, bir asırdır yüzlerce kilo günlük kesim ciğerleri, müşterilerinin damak zevkine sunuyor. Deneyenler pişman olmuyor. Sıkmayı da öneririm. İçi peynir veya patates gibi malzemelerle doldurulan bir hamur çeşididir. Özellikle sabah kahvaltılarında, yanında ayran ile yenildiğinde, güne güzel başlamanız için en büyük adımı atmanızı sağlar. Bunların yanında çok sayıda Adana’ya has lezzetler var. Konuklarımız, web sitemizde bunların hepsini bulabilirler.

Yemeklerin yanında; tarihi yerleri mutlaka gezsinler ve Adana sokaklarında mutlaka yürüyüş yapsınlar. Karnaval boyunca insanların yüzlerindeki gülümsemeye ortak olsunlar.

Adana halkından ve gelen ziyaretçilerden karnavalla ilgili nasıl geri dönüşler aldınız, alıyorsunuz…
– Valla, Adana esnafından ve insanından şahane geri dönüşler alıyorum. İlk yıl, Adana Havalimanı’ndan bindiğim bir taksi şoförüyle aramızda beni çok mutlu eden şöyle bir diyalog geçti. Daha henüz karnaval başlamamıştı. Beni tanımıyordu. Dedi ki, “Bu karnavalı kimler düzenlediyse, Allah razı olsun. Günde bir ya da iki müşterimiz olurdu. Saat daha 11:00, siz 11. müşterimsiniz!” Restorana giriyorum, “İki-üç ayda yapacağımız ciroyu, üç günde yapıyoruz.” diyorlar. İlk sene tabii bilmiyorlardı restoranlar, kafeler neyle karşılaşacaklarını. Daha saat 11:30’da hamburger, içecek, kebap bitmiş. Adana’da kebap biter mi? Bitmiş!!! İkinci yıl herkes hazırlıklıydı. Çiçekçisinden parka tezgah açan dürümcüsüne kadar herkes pek mutlu… Geçen sene pandemi vardı, yapamadık karnavalı. Buna rağmen çok sayıda insan geldi. Benzer sahneler yine yaşandı. 10. yıla geldik, neyse ki bu yıl sokaklardayız yine, ilgi her yıl katlanarak artıyor…

Yorum Bırak