HYDRA ADASI

Leonard Cohen’in adası Hydra’ya gidin

Basit tatil seviyorum ben.

Alengirsiz. Kolay. Su damlası gibi. Yormayan, kasmayan, germeyen. Kendi aramızda geyik yaptığımız. Güldüğümüz, birbirimizle dalga geçtiÄŸimiz, çok sarıldığımız, çekirdek aile olmanın keyfine vardığımız tatiller…

*

İlle de Alaska’ya gitmek gerekmiyor ya da Peru’ya -tamam oralara gitmek de güzel ama- birkaç günlük kaçamak için, burnunun dibinde ‘komÅŸu’ var. Evet, Türk turizmcileri, ‘KomÅŸu’nun adalarına gösterdiÄŸimiz ilgiye sinir oluyor. Ama kardeÅŸim, gerçekten daha ucuz! Hele ÅŸimdi bir de krizdeler, kafaları karışık, onların dalgınlığından faydalanmayalım ama gidilebilir, neden olmasın?

*

AILE-GEZI-2
Bu sefer farklı bir adaya gittik. Hydra. Daha önce bir türlü gidememiÅŸtik. Bu sefer denk düştü. Kesinlikle tavsiye ederim. Leonard Cohen’in adası. Cohen, 26 yaşında orada bir ev almış, 1500 dolara, millet, “Manyak mısın” demiÅŸ, ama o “Hayatta yaptığım en iyi ÅŸeylerden biriydi” demiÅŸ sonradan, Hydra’da ÅŸahane ÅŸarkılar yazmış ve büyük aÅŸkı Marianne’le tanışmış, 10 sene dillere desten bir aÅŸk yaÅŸamışlar. İnternete girdiÄŸinizde zaten o güzel siyah-beyaz fotoÄŸrafları görüyorsunuz. O zamandan beri ada çok deÄŸiÅŸmemiÅŸ. Hâlâ Cohen’in adası. Minicik, düğme gibi bir ada.EÅŸekli ada. Bizim Büyükada’nın küçüğü ama daha geliÅŸmiÅŸi, sakini, sadesi ve ayıptır söylemesi sofiktikesi, restoranları ve plajları da yıkılıyor… Araba kullanımı yasak olduÄŸu için de zaman durmuÅŸ orada. Gitmesi de çok kolay. Atina’ya uçuyorsun, sonra ver elini Pire Limanı, oradan Uçan Yunuslar feribotıyla, ‘vınn‘ bir buçuk saat sonra adadasın.

AILE-GEZI-3
THY’nin Atina uçağının saati harika, sabah uçtuk, günü kazanıyorsun, uçakta uyudu Alya. Ama açmadı aÄŸzını… Biz, maaile, birbirimizin uyurken aÄŸzı açık fotoÄŸraflarını çekiyoruz da… Sonra da birbirimize gösterip gülüyoruz. Ama onların her zaman aÄŸzı açılmıyor. Benim sürekli… Alya çok utanıyor, bir iki kere dürttü beni, “Anne aÄŸzın açılıyor!” diye, “Ne var canım” dedim “EteÄŸim açılmıyor ya… Uyku bu! Ağız bu! Açılır, son derece doÄŸal!” Bana çok savunmasız, çok insani ve çok komik geliyor. Sevgilimin çektiÄŸi bir uyuma anımızı Instagram’a koydum. Alya hemen kendi durumunu kontrol etti, acıklı deÄŸildi onun hali, benim durumum ise felaketti… Ama benim için ne kadar felaket, o kadar iyi! “Gerçekten bu fotoÄŸrafı koymayı düşünüyorsun ya pes!” dedi, “Bazen seni anlamakta zorluk çekiyorum!” “Beni anlama, beni sev Alya!” dedim. FotoÄŸrafı koyduktan bir sürü sonra da dedim ki: “N’aber en çok like alan fotoÄŸraflarımdan biri oldu!” Neyse uyku konusunu çok uzatmayayım… Basit tatil ya, yanımızda mutlaka boyama kalemlerimiz oluyor ve Mandala kitaplarımız… Geçen gün DNR’da sordum, “İnanılır gibi deÄŸil!” dedi oradaki satıcılar, “Bir Mandala çılgınlığı yaÅŸanıyor. Artık boya kalemlerini büyüklere satıyoruz. Geliyor ve bitiyor. Hem de her türlüsü, kuru kalemi, pastel anında tükeniyor…” Boyadan, boyamaktan kimseye zarar gelmez! Uçaktan inip, feribot saatini beklerken Alya çıkarttı bir ÅŸeyler boyadı, ben de iÅŸportadan 10 euro’ya bir selfie sopası aldım.

AILE-GEZI-4

Sevgilim ve Alya bana yine acıyarak baktılar, “Bu iÅŸlerin artık modası geçti!” manasında… Hiç oralı olmadım. Sonunda bindik feribota. Bu sehayatlerin benim için en güzel yanı, varılan yerden çok yolculuÄŸun kendisi, o gırgır, ÅŸamata, “Anne, sana bir ÅŸey anlatacaktım” diye Alya’nın bir ÅŸeyler anlatması… Okuldaki bütün çocukların kimden hoÅŸlandığını biliyorum! Bu tatiller, kızımla daha da yakınlaÅŸmamıza sebep oluyor. Bir de ‘define oyunu’ mavramız var… Alya, babasına notlar yazıyor, bir yerlere minik hediyeler saklıyor, sonra da küçük ipuçları yazıp, onları bulmasını saÄŸlıyor… Babası da o notları da Türkçe yazmasını istiyor… Bu durum Alya’yı biraz zorluyor tabii. Bir torba laf edeceksiniz ama napim, İngilizcesi daha iyi. Hdyra’da bir de böyle bir define avı olayına girdik. Sonra harika plajlar keÅŸfettik. Babamız, saÄŸ olsun dönüşte plaj çantamızı taşıdı ve yolda rastladığımız kadınların beÄŸenisiyle karşılaÅŸtı. Ben bir daha ona taşıtır mıyım plaj çantasını, herkes iltifat ediyor! Sonraaaa arkadaÅŸlarımızın teknesine bindik. “En iyi tekne arkadaşının teknesi“dir ya, o hesap, ama arkadaÅŸlarımızın sadece teknesi deÄŸil, kendileri de çok iyi… Onlarla Korint Kanalı’nı geçtik ve yeni maceralara yelken açtık. Mevzun ve Kaptan 1’e teÅŸekkürler. Ama Korint Kanalı, Kefolonya ve Zakintos baÅŸka bir yazının konusu… Siz beni anladınız, yerim dar… Olsa, gördüğüm bütün adalar sizin!

AILE-GEZI-1

HYDRA HAKKINDA HAP BİLGİLER

– Sanki zaman tünelinde 60’lara doÄŸru geri gidiyorsunuz. Hydra, zamanın durduÄŸu bir ada.

– Amfitiyatro ÅŸeklinde yarım ay gibi konumlandırılmış, basamak basamak yukarı çıkıyor.

– Feci romantik. Hatta Yunanistan’daki en romantik destinasyonlardan biri kabul ediliyor.

– Bir sürü Yunan adasında olduÄŸu gibi, taÅŸ evleri, daracık sokakları, o evlerin minik sürprizli avluları var.

– Otomobil kullanımı yasak. 500 tane eÅŸek var. Zaten arabanın girmediÄŸi yer korunuyor.

– Üstelik sıkı da bir tarihi var. Bu küçücük adada bir sürü müze var. Hiç sıkıcı deÄŸil, Bizans ve Tarih Müzesi’sini ÅŸiddetle tavsiye ederim.

– Küçük ama 300 kilise, 6 manastır var.

– Tekneler için de bir hakiki bir cennet, harika koylar ve  plajlar var.

– Bir de adanın küçüklüğünden beklenmeyecek ölçüde havalı lokantaları var. Bazı kayalık üstü lokantaları yıkılıyor.

– Bu arada nasıl oluyorsa, 5 Yunan BaÅŸbakanı’nın doÄŸum yeri. Artık suyundan mı havasından mı bilmiyorum ama o küçücük yer bir sürü siyasetçi çıkarmış.

– Mandráki, Bísti, Vlychós, Spiliá, Limnióniza, Hydronéta gidilebilecek en güzel plajlar… Benim favorim Limnióniza oldu. Ama gitmedim, fotoÄŸraflarını gördüm sadece çünkü oraya varmak için iki saat tırmanıyorsun, sonra o turkuaz suda yüzüyorsun. Yemedi! Biz Ayios Nikolaos’a gittik. Adanın batısında, deniz taksiyle gidiliyor. Mutlu mesut bir gün geçirdik…

Yorum Bırak

1 × 2 =