Huzurlarınızda Kadın Profesyoneller

Kadın Profesyoneller’in ilham veren güçlü kadınları Ayşegül Aydın, Burçin Yanaray Çiçek ve Mine Diler
.
‘Kadından kuaför olur mu?’ önyargısını kırdıklarına inanan bu azimli kadınların ortak özellikleri, eğitime inanmaları, mesleklerine tutkuyla bağlı olmaları ve merak duygularını hiç kaybetmemeleri. Sürekli kendini geliştiren, asla pes etmeyen böyle kararlı rol modeller ve onları destekleyen kurumlar oldukça, kadın saç tasarımcılarının sayısının artacağına ben de inanıyorum. Onlarla L’Oréal Professionnel’in ve Kuaförler Derneği iş birliğiyle hayata geçirdiği projeyi konuştuk.
.
Yaşasın kadın profesyoneller! Yaşasın kadınlar!

Burçin Hataylı. Depremde, pek çok kadına istihdam sağladığı salonu yıkılmış. Üzgün ama küllerinden var olacak güce sahip. Çok mücadeleci bir yapısı var. Mesleğe aşık. 4 yıldır evli. Şu anda 4 aylık hamile. Yeniden toparlanmak, sıfırdan başlamak için sabırsızlanıyor, ekibini ve işini çok özlemiş. Hedefi, Hatay’da yeni bir salon açarak, mesleğine devam etmek.

Burçin, başarının sırrı ne?
-Kendime olan inancım. Yürüdüğüm yolda kimseyi rakip görmedim, görmem de. Yarışım kendimle. Bir de tabii misafiriniz, kendini daha iyi hissetmek için size gelir. Kuaförlerin, misafirlerini daha iyi hissettirebilmeleri için sadece saçlarına dokunmaları yetmez, kalplerine de dokunmaları gerekir!

Bugüne kadar kendini geliştirmek için neler yaptın?
-Öğrenmeye aşık bir insanım. Algılarım açık. Ve çalışkanım. Başarılı olmanın başka yolu yok. Sürekli kendini geliştireceksin, yenileyeceksin. Kuaförlüğe tek bir perspektiften bakmıyorum. Sadece saç kesmek, renklendirmek değil. Çok daha fazlası bu meslek. İşimi, bir nakkaş gibi, kendime has ilmeklerle işlemeye çalışıyorum. Ve kadınlara ilham olmak istiyorum. Kuaförlük aynı zamanda iyi bir dinleyici olmak demektir.

BİRAZ SANAT BİRAZ SİHİR

Nedir sence kuaförlük?
-Bireyleri görünmek istedikleri şekle dönüştürmek. Bence biraz sanat, biraz sihir. Kişilerin hayal ettiklerini verebilmek, görünmeyeni görünür kılmak.

Tabii ki mesleklerin cinsiyeti yok. Ama ülkemizdeki 80 bin kadın kuaförünün sadece yüzde 5’nin kadın olmasının da bir açıklaması olmalı…
-Erkeklerin ağırlıkta olduğu bir mesleğimiz var fakat bizim gibi güçlü kadın girişimciler, L’Oréal gibi markalar ve Kuaförler Derneği gibi sivil toplum örgütleri sayesinde bu olgu değişiyor. Her kadın güçlüdür, sadece gücünün farkına varması ve desteklenmesi gerekir. Kadın Profesyoneller Projesi, bu yüzden çok değerli.

Kadın Profesyoneller neden bu kadar önemli?
-Çünkü kadın meslektaşlarımız için fırsat eşitliği sağlanmalı. Bu proje bunu sağlamaya gayret ediyor. Kadınlara kendilerini gerçekleştirme fırsatı veriyor. Bizleri görünür kılıyor. Bu projeyle birçok kadın, “Ben buradayım!” diyebiliyor, seslerini duyurabiliyor. L’Oréal Professionnel ailesine öncülüğü için sonsuz teşekkürler.

Pes etmemeyi, yılmamayı, vazgeçmemeyi nasıl başardın?
-Aslında takıldığım, tökezlediğim çok zamanlarım oldu. Ama işime olan sevgi, saygı ve bende yarattığı öz güven, bana vazgeçmemeyi, pes etmemeyi ve her seferinde yeniden kalkmayı öğretiyor. Biz kadınların aşamayacağı hiçbir engel yok! Depremde dükkanım yerle bir oldu. Ama ben yıkılmadım ayaktayım! Her şeye tekrar sıfırdan başlamaya gücüm var. Çünkü kendime inancım var, birlikte çalıştığım kadınlara da…


En çok nelerden ilham alıyorsun mesleğinle ilgili?

-Sosyal medyanın yerini ve etkisini yok saymak mümkün değil. Özellikle gençler çok etkileniyor sosyal medyadan. Onları anlamak için iyi bir kılavuz olduğunu düşünüyorum. Onun dışında kitaplar, dergiler, sokak kültürü, doğanın kendisi… Her şeyden ilham alıyorum ben.

Müşterin, upuzun saçını kısacık kestirdi ve pişman oldu, ne yaparsın?
-Muhtemelen kesmem! Bu tip ani ruh değişimlerinin sonradan pişmanlık getireceğini bilirim. Sezgilerim kuvvetlidir. Onu başka bir şeye ikna ederim.

Saç bir kadın için ne kadar önemli?
-Hayati derecede önemli! Özellikle kadınlar saçları aracılığıyla dış dünyaya mesaj verir. Saçlar, kişiliğin ifadesidir. Saçların bakımlı veya bakımsız olması, kişilik, hayat tarzı ve motivasyon üzerinde belirleyici etkiye sahip.

Meslekte 25. yılı. Stajyer kuaför olarak işe başladığı Trio Kuaför markasının tek kadın ortağı. Meslek lisesinde kuaförlük eğitimi almış. Ardından üniversitede işletme okumuş. Bir öğrenme aşığı. Pek çok ülke gezmiş. Algıları çok açık. Yenilikleri takip ediyor. Çok tecrübeli. Pek çok farklı şubede çalışmış. Şimdi İstinye Park’ta. Hem kuaförlüğün sanat kısmında yer alıyor hem de salonun işletmeciliğini yapıyor.

Başarının sırrı sence ne?
-Merak etmek, kendini sürekli güncellemek ve geliştirmek. Ama işin temeli merak duygusu. Merak duygun yoksa, en iyiyi aramak için çaba sarf etmezsin. Çaba sarf etmezsen de en iyiye ulaşamazsın!

Mesleğinde kendini geliştirmek için neler yaptın?
-Tüm eğitimleri takip ediyorum. Sadece saç değil, kişisel gelişim, sanat tarihi, genel kültür… Aklınıza ne gelirse… Hep büyük resmî görmeye çalışıyorum. Ömür boyu sürecek bir yolculuk bu. Oldum ben, bitti yok. Hep gelişmeli, dönüşmeliyiz.

Kadınların bu meslek kolundaki yeri ve konumu sence nedir?
-Pek çok meslek dalında olduğu gibi kuaförlükte de kadınlar biraz geri planda kaldı. Gerek çalışma saatleri gerek çalışma günleri açısından kolay bir meslek kolu değil. Kadınlar pek çok şeyi bir arada götürmek zorunda kalıyor. Ama Kadın Profesyoneller gibi projeler sayesinde, sektörde kadın çalışan sayısının her gün daha artacağını ve dünyayla aynı seviyeye geleceğini düşünüyorum.

Yurt dışında durum ne?
-Bizdekinin tam tersi. Çoğunluk kadın.


Pes etmemeyi, yılmamayı, vazgeçmemeyi nasıl başardın?

-Ben doğam gereği mücadeleci bir karaktere sahibim. Mesleğimde başarılı olacağıma çok inandım. İşin sadece sanat kısmında yer almıyorum, aynı zamanda işletmeciyim. Üniversitede işletme okumamın faydasını da görüyorum. Tutku ile bağlıyım mesleğime.

Rol modelin, ilham kaynağın var mı?
-Başarılı tüm kadınları örnek alıyorum kendime. Madonna’dan ‘nasıl star olunur’u, Sezen Aksu’dan ‘işine nasıl duygu katarsın’ı, Betûl Mardin’den ‘nasıl başarılı, titiz bir iş kadını olabilirsin’i öğrendim… Çocuklardan, kadınlardan, doğadan, modadan… Aslında hayatın kendisinden ilham alıyorum.

Kendi kuaförlük tarzını nasıl tanımlarsın?
-Kişisel olarak doğalcıyım. Saç keserken kişinin günlük stiline uygun olmasını önemsiyorum. Renklendirmedeyse sınır tanımıyorum. Her kadının kendini çok iyi hissettiği bir rengi ve modeli var, ben hep onu arayıp bulmaya çalışıyorum.

Dil bilmek, gelişmeleri takip etmek, kültür-sanata yatkınlık ne kadar önemli?
-Bunlar öncelikle kendi kişisel yolculuğum için çok önemli, tabii sektörde de fark yaratmanızı sağlıyor.

Bu meslekte kendini en mutlu hissettiğin an?
-Yaptığım saçın, müşterilerimi mutlu etmesi ve bu saçların çok beğenilip bana yeni müşteri kazandırması. En doğru ve gerçek reklamın, bir müşterinin tavsiyesi olduğunu düşünüyorum… Buradan besleniyorum.

Gelin başı mı daha zor, görümce topuzu mu?
-Görümce topuzu olabilir:))

Saç bir kadın için ne kadar önemli?
-Saç bir kadının en önemli aksesuarı ve stilinin tamamlayıcısı. Saçını çok beğenen bir kadının öz güvenini kimse yıkamaz.

Hiçbir ülkede bu kadar iyi fön çekilmiyor. Valla da billa da beceremiyorlar. Neden?

-Bizde kuaförlük dünyadaki gibi değil. Dünyada çok fazla fön kültürü yok. Bizde ise her kadın nerdeyse haftada 1 veya 2 fön çektirir. Bence biz bu işi çok tekrarlıyoruz, elimiz çok yatkın.

17 yaşından beri bu meslekte. Kuaförlük çocukluk hayali. Hem okullu hem alaylı. İşini tutkuyla yapıyor. Genç nesillere ilham olmak istiyor. Oluyor da. 5 yıldır Göktürk Esse salonunda çalışıyor. Mesleğinin dönüm noktası, Esse’nin kurucusu Erkan Yıldırım’la tanışması olmuş. Yıldırım, kadın kuaförlere çok destek veriyor. Mine de onlardan biri.

Başarının sırrı sence ne?
-Çocukluk hayallerimin peşinden gitmem. Bence herkes aşkla yapacağı mesleği seçmeli. O zaman yaptığın işi, çok daha iyi yaparsın zaten.

Mesleğinde kendini geliştirmek için neler yaptın?
-Sürekli öğrenmeye açık oldum ve bilgilerimi taze tuttum!

Tabii ki mesleklerin cinsiyeti yok. Ama ülkemizde kadın kuaförlerin, erkeklere göre sayısı daha az, sence neden?
-Aslında hep vardık ama bir görünmezlik içindeydik. Hep sahne arkasındaydık. Ama bizler, “Kadından kuaför olur mu?” algısını kırdık, bu görünmezliği görünür hale getirdik. Kadın Profesyoneller, o yüzden çok değerli bir proje. Mesleğin kadınlarını perde arkasından öne çıkarttı.

Pes etmemeyi, yılmamayı, vazgeçmemeyi nasıl başardın?
-Pes edersem, yenilirim ve çocukluk hayallerime haksızlık ederim! Zorlandım… Ama zorlandıkça hırslandım, hırslandıkça başardım.

Rol modelin var mı?
-Olmaz mı? İşini çok iyi yapan bütün kadınlar! Başarılı oyuncular, yazarlar, modacılar, tiyatrocular, kuaförler…


En çok nelerden ilham alıyorsun mesleğinle ilgili?

-Sokaklardan ilham alıyorum, sosyal medyadan ve tabii gençlerden… Genç kitle ve istekleri benim için çok önemli. Çünkü gençler cesurlar. Daha iddialı saçlar talep ediyorlar. Gençlerin talep ettiği saçlarla aslında biz de kendimizi bir noktada yeniliyoruz.

Kuaför salonlarını nasıl tarif edersin?
-Toplumun nabzını tuttuğumuz yer! O yüzden de siyaseti, magazini, futbolu her şeyi bilmemiz gerekiyor! Yeni dizileri, çıkan kitapları. Hatta 1. Lige çıkan futbol takımlarını… Çünkü bazıları magazin konuşmak isterken, diğeri futbol muhabbeti yapıyor. Aynı zamanda terapist olmamız gerekiyor. Daha doğrusu iyi bir dinleyici. Hayatlarında belki de kimseye anlatamadıkları sırları bizimle paylaşıyorlar.

Hangi ünlünün saçını yapmak isterdin?
-Rihanna.

Yorum Bırak

16 + fifteen =