Giyom Tell kadar iyiyim! Kafadaki elmayı vurabilirim ama kimseye o korkuyu yaÅŸatmak istemem…


‘HEP futbol, hep futbol, baÅŸka bir spor yazılıp çizilmiyor!!!’ diyorsunuz… Size hak veriyorum. İşte huzurlarınızda Dünya Okçuluk İkincisi YeÅŸim Bostan…

Okçuluğa nasıl başladın?
– Tamamen tesadüf eseri! Bu sporun varlığından haberim bile yoktu. Okçulukla ilgilenen birkaç arkadaşım vardı, ben de izlemek için yanlarına gittim. ‘Sen de denesene, birlikte baÅŸlayalım!’ dediler, ‘İşim olmaz!’ dediysem de birden kendimi yay çekerken buldum….

Arkadaşların zoruyla başladığın bu spora, nasıl bu kadar tutkuyla nasıl bağlandın?
– İlk okumu attığım an, kendimi çok farklı hissettim. Nasıl desem, özgür his. ‘İşte bu!’ dedim. Sanki hayatım bir yapbozdu ve okçuluk, o eksik parçaydı. İnsanlar bana ‘Yapamazsın!’ dedikçe, ben daha büyük bir tutkuyla baÄŸlandım.

2011’de Muğla’da başlıyorsun. 6 sene sonra nasıl dünya ikincisi oluyorsun?
– (Gülüyor) Cevabı basit: Azim, hırs ve çok çalışmak. Milli Takım’a girmeden önceki yaz, sabah evden çıkıyordum, akÅŸama kadar antrenman yapıyordum. Ne kadar çalışılabilirse, o kadar çalışıyordum. Evde de iÅŸin mental kısmıyla ilgileniyordum. Ailem delirdiÄŸimi düşündü! Bu kadar çok sevmek birtakım fedakârlıkları da beraberinde getirdi tabii. Ben ‘Bu sporu bırak!’ diyen babama karşı çıktım. Gelecek hayallerimi deÄŸiÅŸtirdim. ArkadaÅŸlarım gezerken ben hep antrenman yaptım. İyi ki de yapmışım.

Ne zaman iyi okçu oldun?
– Atış çizgisine geçtiÄŸimde kafamın içinde konuÅŸan o çılgın sesleri susturduÄŸum gün iyi okçu oldum. Ok atarken bir ÅŸeyler düşünmek garip bir ÅŸekilde okun gideceÄŸi yeri deÄŸiÅŸtiriyor. Bazen yine konuÅŸuyor o sesler. Mesela ne zaman ‘9 puan atsam yeter!’ diye düşünsem, 8 puan atıyorum. Böyle de garip yönleri var.
YARIŞMALARDA ÖNCELERİ DİZLERİM TİTRİYORDU

Peki müsabaka korkusunu nasıl attın?
– Hikâyenin en ilginç kısmına geldik. Çok çalışıyordum, üstelik antrenman performansım Milli Takım’a girecek düzeydeydi ama heyecanım beni mahvediyordu. Dizlerimin bağı çözülüyordu yarışmadayken, bir titriyordum ki inanamazsınız. Ve sonunda, pes etmenin eÅŸiÄŸine geldim. Dedim ki ‘Artık yeter! Bırakıyorum’ dedim. Bu son yarışmam diye o kadar rahatladım ki, ÅŸampiyon oldum. Milli Takım’a seçildim. Hayatımın dönüm noktası oldu. Korkular, heyecanlar gitti, yerine özgüven, inanç ve yeni hedefler geldi. YapabileceÄŸimi gördüm ya, gerisi de su gibi geldi…

KENDİNLE YARIŞTIĞIN SPOR

Heyecan verici bir spor gibi durmuyor, biz mi yanılıyoruz, nesi seni baştan çıkarıyor?
– Bunu anlatmak çok zor ama deneyeceÄŸim. Zihnin en önemli olduÄŸu spor bence okçuluk. Tam anlamıyla bir ‘içsavaÅŸ.’ Ne kadar ilerlersen ilerle her zaman yeni bir ÅŸeyler keÅŸfediyorsun. KeÅŸfetmek beni baÅŸtan çıkaran kısmı. İzlerken çok heyecanlı olmayabilir ama bir kere ok atsanız anlarsınız ne kadar heyecan verici olduÄŸunu. Çünkü sadece karşınızdaki kiÅŸiyle rakip olmuyorsunuz, kendinizle de yarışıyorsunuz…

DÜŞÜNCELERİ YÖNETEBİLMEK BU SPORDA EN ÖNEMLİ KISMI

Şu anda dünya ikinci şampiyonu olarak Robin Hood ve Giyom Tell kadar iyi misin? Sevdiğin birinin kafasına konulan elmayı vurabilir misin?
– Evet, o elmayı vurabilirim, ancak kimseye böyle bir korkuyu yaÅŸatmak istemem.

Bu sporda ne önemli?
– Çok fazla etken var. Stabil olmak, her okta aynı tekniÄŸi uygulayabilmek… Malzeme ve ayarı da önemli tabii. Güç ve kondisyon da önemli. Ama bütün bunların çok iyi olması da baÅŸarı için yeterli deÄŸil. Geri kalan kısım tamamen zihinsel. Düşünceleri yönetebilmek, vücuduna hükmedebilmek, baskı altında soÄŸukkanlı kalabilmek, tamamen konsantre olup odaklanabilmek en önemli kısmı.

BABAM İLK ÖĞRENCİM OLACAK

Ailenin yaklaşımı nasıl?
– Önceleri okçu olup ne olacaksın diyorlardı, ÅŸimdi çok gururlular. Öyle mutlular, öyle gururlular ki, babam okçuluÄŸa baÅŸlayacak. İlk öğrencim olacak, bu çok heyecan verici…

DÜNYA ŞAMPİYONLUĞUNU 1 PUANLA KAYBETTİM

Sen bugüne kadar pek çok ödül aldın, ama bu son ödül sosyal medyada müthiÅŸ coÅŸku yarattı… Bu seni ne kadar mutlu etti?
– Çooooook. 17’si uluslararası olmak üzere 56 madalyam vardı ancak bunu sadece ben ve çevremdekiler biliyordu. Dünya ikinciliÄŸinin de öyle olacağını sanmıştım. Birden sosyal medyada ilgi uyandırması ayaklarımı yerden kesti resmen! Sonuçta ülkemi temsil ediyorum ve ülkenin böyle baÅŸarıları bilmesi gerektiÄŸini düşünüyorum. Ben o gün 1 puanla ÅŸampiyonluÄŸu kaybettim ama çok güzel tecrübeler kazandım. Ve daha iyisini yapacak gücü hissettim. Sosyal medya da yankı uyandırmasının sebebine gelecek olursak, okçuluÄŸa baÅŸlamam gibi bu da tesadüfle geliÅŸen bir olay. Eve dönerken uçakta yanıma oturan birinin baÅŸarımdan etkilenmesi ve paylaÅŸmasıyla baÅŸladı her ÅŸey. Sonrası güzel insanlar ve sosyal medyanın gücü…

Yorum Bırak

ten + five =