Anne ben Afrika’ya taşınıyorum
TeÅŸvikiye’de bir kafede yanıma geldi. “Ben bir kitap yazdım!” dedi. Ve kitabının adını söyledi: “Anne ben Afrika’ya taşınıyorum!” Gülümsedim. “Taşındın mı gerçekten?” dedim. “Evet” dedi, “Kitabım, Afrika maceramı ve orada bulduÄŸum aÅŸkı anlatıyor…” “Benden ne istiyorsun?” dedim. “Kitabımı okumanızı” dedi. İşte Esra Yazıcı Varsani’yle böyle tanıştım. Bence örnek bir genç kadın. Sosyal sorumluluÄŸa kafayı takmak, gönüllü iÅŸler yapmak, iyilik hareketine katılmak, iyiliÄŸin bulaşıcı olduÄŸunu görmek, dünyanın bir ucuna gitmek, müthiÅŸ bir aÅŸk yaÅŸamak ve yaÅŸadıklarını dürüstçe, samimiyetle, olduÄŸu gibi anlatmak herkesin harcı deÄŸil… O yüzden kitabının adı da, anlattıkları da çok hoÅŸuma gitti, kutluyorum, kim tutar Esra’yı…
Bir kitap yazdın, “Anne, ben İstanbul’a taşınıyorum” deÄŸil, “Afrika’ya taşınıyorum” dedin. Bayıldım kitaba, esas olarak da genç bir kadın olarak gücüne, güvenlik alanından çıkma cesareti göstermene, yeni dünyalar keÅŸfetmene, dünyanın bir ucuna gitmene, bütün başına gelenlere, yaÅŸadığın deneyimlere… Ama dur, tek tek sorayım…
Önce seni tanıyalım. Kimsin? Kaç yaşındasın? Eğitimin ne?
– İsmim Esra Yazıcı Varsani, 33 yaşındayım. Konya’da büyüdüm. Bilkent Üniversitesi Uluslararası İliÅŸkiler’den 2004’te mezun oldum.
Hep böyle maceraperest ve hayat dolu bir kız mıydın?
– Evet! Ama yanına bir de ‘meraklı’ ekle lütfen. Küçükken ne olmak isterdin? – VahÅŸi yaÅŸamı inceleyen bir veteriner olmayı hayal ettim. Yeterince dinlersem hayvanları duyabileceÄŸime inanırdım. Hâlâ inanıyorum gerçi…
İş hayatı?
– Mezuniyetten sonra ufak tefek deneyimlerim oldu. Günün birinde yollar kesiÅŸti, fırsatlar örtüştü, kendimi bir ilaç firmasının pazarlamasını yönetirken buldum. Acayip bir ÅŸey oldu. Üniversitedeyken staj yaptığım kiÅŸiyle yeniden karşılaÅŸtık.
Eeeee?
– Eee’si akÅŸam yemeÄŸe çıktık. Baktım yanında elimi kolumu nereye koyacağımı ÅŸaşırıyorum. Sanki yanlış bir hareket yaparsam beni beÄŸenmeyecekmiÅŸ gibi hissediyorum. Âşık oldum adama…
Nasıl bir aşktı yaşadığınız?
– İniÅŸli çıkışlı, bol endiÅŸeli, bol didiÅŸmeli… Bir gün dünyanın en sevilen kadınıydım, benden mutlusu yoktu… Ertesi gün bu iliÅŸkide bir gelecek görmüyor, kahroluyordum. Åžizofrenik bir aÅŸktı. Belki de hastalıklı.
Sonra?
– Yurtdışına tayini çıktı. Gitti. Çok üzüldüm. Derken haftanın üç gününü yurtdışında, dört gününü İstanbul’da geçireceÄŸi bir sistem kurdu ama sonunda yine de iliÅŸkimiz yürümedi. Çok büyük bir yıkım ve aÅŸk acısı yaÅŸadım. Göğüskafesimde deli bir alev, her nefeste boÄŸazıma kadar yükseliyor, sonra geri iniyordu. Aylarca yandı. Dünyanın bittiÄŸini filan sandım. O dönem deli gibi çalıştım, bir de hiç durmadan yazdım. Terapi de gördüm. O yıllardan beri ihtiyacım olduÄŸunda bana yol gösteren bir terapistim var. AÄŸlamaktan içim dışıma çıktığında o toparladı beni. Vızır vızır sürekli, hayatımın en büyük aÅŸkını kaybettiÄŸimden, bir daha asla aÅŸkı bulamayacağımdan söz ediyordum. Sonra Afrika maceran baÅŸladı.
Nasıl oldu? Nereden çıktı Afrika?
– Afrika benim B planımdı. Gerçekten zor bir ÅŸey yaÅŸarsam, o gönüllü deneyimin vereceÄŸi coÅŸkunun bana kendimi hatırlatacağını biliyordum. Öyle de oldu! Sivil toplum örgütünde çalışmak için Gana’ya gittim. Ve vuruldum oraya. DoÄŸaya, insanlara, yaÅŸadığım tüm deneyimlere…
Orada kültür şoku yaşamadın mı? Korkmadın mı?
– Korkmaz mıyım! İlk günlerde her adımda bacaklarım titredi! Ama ayyy ne zevklidir o, tek başına dünyanın bir ucunda seyahate çıkıyorum endiÅŸesi… Sonra haydi bir cesaret; karşına çıkan kapıya bir omuz atarsın, dünyalar önüne serilir, anı hissedersin, kendinle gurur duyarsın.
Afrika deneyiminden çıkardığın sonuç ne?
– İyilik, bulaÅŸan bir ÅŸey. Sadece ‘insan’ olarak bulunduÄŸum bir yerde içimdeki iyiliÄŸi paylaÅŸtım. Büyüdü, mucize oldu, bana geri geldi… Orada hayatımın gerçek aÅŸkıyla karşılaÅŸtım.
Vayyyy! Anlat nasıl oldu?
– Otelden havaalanına giderken… İlk 20 dakikada… Havaalanına vardığımızda dedim ki, “AÅŸk var, hiçbir yere gitmedi”. Sonrası, cebimizdeki son kuruÅŸa kadar uçaklarda bir iliÅŸki!
Aşkı değil kendimi buldum aslında
Sen bize neyi anlatıyorsun? “Çıkın güvenlik alanlarınızda dünyayı keÅŸfedin!” mi diyorsun? “Bir ÅŸeyi yitirdim diye korkmamak gerekiyor, çünkü seni mutlu edecek yeni bir ÅŸeyi bulma ÅŸansın her zaman var” mı demek istiyorsun?
– ÇaÄŸrıya kulak verin diyorum. İçinizin söylediÄŸine, canınızın çektiÄŸine… İçimizin çektiÄŸi o ÅŸeyler bizi öyle rotalara sokuyor ki, geleni kabul edebildiÄŸimiz, gidene elveda diyebildiÄŸimiz sürece geliÅŸiyoruz. Benim bu hikâyede bulduÄŸum ÅŸey aÅŸktan önce kendimim aslında. Bu macera beni daha kuvvetli, daha olgun bir kadın yaptı. Ki, zamanı geldiÄŸinde aÅŸk beni bulabildi.
Bu kitabı niye yazdın?
– Ben hep yazıyordum. Çok zevkli olduÄŸu için. Yazmaya ölüp bittiÄŸim için. Son dört senedir olan biten her ÅŸey o kadar birbirine baÄŸlıydı ki kendiliÄŸinden kitap oldu! Yazdıklarımın okunabilir nitelikte olduÄŸunu görmek de, benim için bir dönüm noktası. Düşünsene bu benim ilk kitabım. Åžu an benden mutlusu yok! O güzel adamla da evlendim. Afrika’da birlikteydik, bir sürü ülkeyi birlikte gezdik. Åžimdi de sahip olduÄŸum bütün kimlikleri Türkiye’de bırakarak, ‘âşık olduÄŸum adamın karısı’ olarak gittiÄŸim yeni ülkede, Almanya’da en baÅŸtan filizlenmeyi deneyimlemek çok ilginç geliyor. Var gücümle çalışıyorum. Onunla birlikte kocaman bir aile yaratmayı diliyoruz. Bakalım, oralar kısmet…
HERKES ÖYLE MUTLU Kİ!
Afrika kültürünün bizden farkı ne?
– Oooo baÅŸta, o kadar farklı ki… Altı aylık projemi tamamlayıp da Türkiye’ye döndüğümde baÅŸka bir ülkeden deÄŸil de, zamanın farklı bir boyutundan gelmiÅŸim gibi hissetmiÅŸtim. Ama zaman içinde yaÅŸadığım deneyim zihnimde yerine oturdu, sindirildi. Åžimdi bakınca, insan her yerde insan. Tek bir belirgin fark söyleyebilirim, insanların yaÅŸam standardı birbirine öyle yakın ki, özenecekleri bir ÅŸey yok. Haliyle herkes mutlu. Tabii benim deneyimim Batı Afrika ile sınırlı. Toprak verimli, iklim müsait, kimse açlıktan ölmüyor.
Gana’da seni en çok etkileyen ne oldu?
– Kendimi, Afrika’nın derinliÄŸinde tek başına çalışırken, gezerken, büyürken, ‘yapabilirken’ görmek. O duyguyu hiçbir ÅŸeye deÄŸiÅŸmem.
Önce emin olun!
Senin gibi Afrika’da sivil toplum örgütlerinde çalışmak isteyenlere ne önerirsin?
– Derim ki, kendilerini iyi dinlesinler. Güzelce bir araÅŸtırma yapıp, gönüllü olduklarından emin olsunlar. Hâlâ istiyorlarsa, hayatlarını deÄŸiÅŸtirecek bir deneyim onları bekliyor. Türkiye’de İbrahim Betil önderliÄŸinde kurulan ‘Sen de Gel’ derneÄŸi, BirleÅŸmiÅŸ Milletler, uluslararası sivil toplum örgütlerinin Afrika kolları ve voluntourism (gönüllü projelerde çalışılan turistik seyahatler) portal’leri tarafından üretilen harika projeler var. Konuyu seçip, dalsınlar içine!