En iyi yatırım Gençlerin desteklenmesi!

Toplum Gönüllüleri Vakfı (TOG), İbrahim Betil’in öncülüğünde, yıllardır özellikle gençler için çalışıyor, üretiyor ve onlara destek veriyor. TOG, bu anlamda en beğendiğim, saygı duyduğum sivil toplum örgütlerinden biri. Çünkü gençlerin enerjisini ve potansiyellerini yukarı çıkarmayı hedef edinmiş bir oluşum. Bunu da layığıyla yapıyorlar. Biz de TOG’la birlikte, Gürece’de, Sakajewa İyilik Kolyeleri’yle şahane işlere imza attık.

TOG da gücünü gençlerden alıyor ve gençlerin yapabileceklerinin sınırı olmadığını düşünüyorlar. ETİ ile hayata geçirdikleri “Sen Gençsin Güç Sensin” sosyal projesi için TOG Genel Müdürü Ayşe Kırımlı’yla bir aradaydık. @aysekirimli_tog da 30 yıl boyunca çeşitli pozisyonlarda görev aldığı kurumsal hayatı bıraktıktan sonra, tüm bildiklerini gençlerin iyiliğine kanalize etmiş şahane bir rol model.

“Elimi taşın altına koyabileceğim en doğru yer sivil toplumdu” diyecek kadar bu amaca inanmış biri. Onunla “Gençlerle çalışmak” kavramını konuştuk. Projeleri hayata geçirirken, dikkat ettikleri dinamikleri anlattı. Ve tabi ETİ’yle yıllardır başarılıyla sürdürdükleri harika projenin onu ne kadar umutlandırdığını vurguladı.
.

Hepimizin umuda ihtiyacı var ama en çok da gençlerin. Çünkü TOG’un yaptırdığı araştırma sonuçları gençler arasında umudun git gide eridiğini gösteriyor. İşte bu yüzden Sen Gençsin Güç Sensin gibi projelerin esas önemi, umudunu kaybeden gençlere, güzel örnekleri göstererek cesaret verebilmek. TOG gibi her daim gençlerin yanında olan oluşumlara daha çok ihtiyacımız var. Vee onları destekleyen ETİ gibi kurumlara… Ayşe Kırımlı’nın dediği gibi, “Gençlerin gelecek ve eğitim hayallerine hep birlikte destek olmalıyız.”
.

Birazdan sizleri, bu projenin dört farklı kategorisinden gençlerle tanıştıracağım. Hepsi pırıl pırıl, azimli, çalışkan gençler…

Boğaziçi Sosyoloji mezunu. İstanbul Üniversitesi’nde Uluslararası Yönetim yüksek lisansı yaptı. 30 yıl özel sektörde, pazarlama, kurumsal iletişim ve iş geliştirme departmanlarında farklı pozisyonlarda çalıştı. 2009 yılından beri ICF onaylı yaşam koçu. Gönüllü olarak üniversite öğrencilerine kariyer koçluğu yapıyor. 1 yıldır Toplum Gönüllüleri Vakfı’nda (TOG) genel müdür olarak görev yapıyor. Amacı; özel sektörde edindiği iş deneyimini, geniş kitlelere fayda sağlayacak şekilde kullanmak.

Bir yıldır TOG Vakfı’nın Genel Müdürü’sünüz. 30 yıllık kurumsal hayat macerasından sonra, sivil toplum için çalışmak nasıl bir duygu?
-Harika! Bilinçli bir karardı. Beni motive eden duygu da toplumun yararı ve dünyanın sürdürülebilirliği için somut bir şeyler yapma arzusuydu. Kendimi bu konuda sorumlu hissediyordum ve elimi taşın altına koyabileceğim en doğru kurumların sivil toplum kuruluşları olduğuna inanıyordum. Yolum, TOG’la kesişince de “İyi ki” dedim. Çok doğru bir karar verdiğime inanıyorum. STK’larda da işleyiş bakımından geliştirilecek birçok alan var. Özel sektörden STK’ya geçişle içinde yaşadığım topluma, yeni yetişen nesle ve dünyaya karşı sorumluluğumun daha çok artığını hissediyorum.

TOG’un çalışma felsefesinin temelinde, gençler yer alıyor. Nasıl bir yapılanma TOG? Amacı ne?
– Gençleri güçlendirmek ve onların hayallerine destek olmak. Toplum Gönüllüleri Vakfı, 2002’den beri, gençliğin gücüne olan inançla gençlerin sosyal sorunlara çözüm üreten projelerini destekliyor, sosyal sorumluluk eğitimleri veriyor, 100’den fazla burs fonuyla eğitimlerine katkı sağlıyor.

Kaç ildesiniz, kaç gençle birlikte çalışıyorsunuz?
– Şu an 77 şehirde, 134 üniversitede, 145 TOG topluluğu, aktif olarak gönüllülük yapıyor. Bu topluluklar, birbirinden farklı ya da benzer projeleri-etkinlikleri kendi yerellerinde gerçekleştiriyor. Toplum Gönüllüsü Gençler, kendi şehirlerinde, kendi üniversitelerindeki gençlerle bir araya gelip, projeler üretiyor. Projelere onlar karar veriyor. Yani gençler, değiştirmek istedikleri problemleri, fırsata dönüştürüp, aldıkları eğitimlerle güçlenip, ortaya sosyal sorumluluk projeleri çıkarıyor. Bunların temaları, çocuk hakları, toplumsal cinsiyet eşitliği, hayvan hakları, eğitimde fırsat eşitsizliği gibi birçok farklı konu olabiliyor.

TOG’DA GENÇLERİN YAPABİLECEKLERİNİN SINIRI YOK!

Toplum gönüllüsü gençlerin yürüttüğü projelerden örnekler verebilir misiniz?
-O kadar çok ki! Aklıma ilk gelenleri sayayım. Örneğin; gençler, Vizyon101 projesiyle Galatasaray Üniversitesi ortaklığında, çocuk ve gençlerin okul müfredatı dışındaki alanlarda, sınırlı bilgi birikimine sahip olmasının, gelecekte doğurduğu sorunları en aza indirgemek amacıyla bir eğitim projesi yürütüyor. Bu projeyle ortaokul ve lise öğrencilerine; hukuk, politika, ekonomi, sanat, psikoloji gibi alanlarda giriş niteliğinde eğitimler vererek, onların bilgi birikimlerini artırılması hedefleniyor. Bir başka proje grubuysa 12-18 yaş arasındaki suça sürüklenen çocukları, topluma kazandırarak yeniden suça sürüklenmelerini önlemeyi amaçlıyor. Proje yakın zamanda İstanbul Maltepe Çocuk ve Gençlik Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda başlayacak. “Aynı Göğün Altında” isimli bu proje için gençler, önce çocuklarla hak temelli çalışma eğitimleri alacak ve psikolog görüşmeleri gerçekleştirecek. Gaia Drama projesi kapsamındaysa gençler, farklı yaş gruplarına yönelik; akran zorbalığı, toplumsal cinsiyet eşitliği, gönüllülük, sosyal medya gibi başlıklarda yaratıcı dramalar yazıyor. Gençlerin amacı; hedef kitlenin bireysel ve toplumsal farkındalık kazanmasını sağlamak. Bu çalışmada yine psikologlarla birlikte gerçekleştiriliyor. Kısacası, TOG’da gençlerin yapabileceklerinin sınırı yok!

Siz TOG olarak 20 yıldır, “gençlerin öncülüğünde, yetişkinlerin rehberliğinde” sloganıyla hareket ediyorsunuz…
-Aynen öyle! Çünkü biz, gençlerin değişim yaratacak potansiyel ve enerjileri olduğuna inanıyoruz. Vakfın her katmanında gençler kararlar alıyor, fikirlerini paylaşıyor ve uyguluyor. Hatta, TOG’un yönetim kurulunda da yine gençlerin belirlediği 2 kadın 2 erkek olmak üzere 4 genç bulunuyor. Yani gençler yönetimde de söz sahibi! Her yıl gerçekleştirdikleri binlerce projeyle hem yaşıtlarına hem de yetişkinlere ilham veriyorlar. Bir şehirdeki TOG topluluğunun, hayata geçirdiği proje bazen o kadar çok ses getiriyor ki farklı şehirlerdeki toplulukların da ilgisini çekiyor ve onlar da uyguluyor. Böylece bir grup gencin başlattığı proje, kısa zamanda onlarca farklı şehirde gerçekleştirilerek, binlerce kişiye erişiyor. Bazen bir kurum sahiplenerek destekliyor ve birden fazla şehirde uygulanarak bir ağ projesine dönüşüyor. Bu da bizi çok mutlu ediyor. Ya da Toplum gönüllüsü olan bir genç, üniversite yıllarında projeler gerçekleştirirken, mezun olduktan sonra, kendinden sonrakilere deneyimlerini aktararak, eğitimler vererek destek oluyor. Burs bağışçısı olabiliyor veya çalıştığı kurumla TOG’u tanıştırıyor. Kısacası gençler TOG’dan hiç kopmuyor. Farklı şekillerde bir arada olarak birbirine güç ve ilham veriyor.

Gelelim, Eti’yle birlikte hayata geçirdiğiniz, “Sen Gençsin Güç Sensin” projesine…
-“Sen Gençsin Güç Sensin”, gençlerin gelecek hayallerine katkı sağlayan çok önemli bir proje. 2019 yılından beri bize gelen başvurular, hepimizi gelecek için umutlandırıyor. Ne şanslıyız ki bizim gibi gençlere inanan Eti gibi değerli bir paydaşla aynı yolda yürüyoruz. Projenin başvuru çağrıları yapıldıktan sonra, tüm Türkiye’den online olarak başvurular geliyor. TOG tarafında, projeye özel oluşturulan koordinasyon ekibi, gelen tüm başvuruları gözden geçiriyor ve her başvuruyu en az üç kişiyi okuyarak değerlendiriyor. Yapılan ön elemeyle 128 aday belirleniyor. Ardından her adayın başvurusu tekrar okunuyor ve her kategoride 16 aday olacak şekilde toplamda 64 kişi finale kalıyor. Bu aşamada, alanında uzman kişi ve akademisyenlerden oluşan 8 kişilik bir jüri oluşturularak, desteklenecek gençler belirleniyor. Gençler değerlendirilirken; çalışma azminin diğer gençler için ilham verici olması, hayalinin toplumsal gelişime katkıda bulunacak ve sosyal fayda yaratacak nitelikte olması, adayın motivasyonu ve hayaline giden yolda adayın avantajları-dezavantajları göz önünde bulunduruluyor.

TOG, gençleri koklayan, onların ihtiyaçlarını, hissiyatlarını sürekli tartan bir kurum. Yeni yaptığınız bir araştırma var mı gençler konusunda?
-Düzenli olarak gençlerin ihtiyaçlarını anlamak için araştırmalar yapıyoruz. Haziran 2022’de, KONDA ile yaptığımız “Gençlerin İhtiyaçları Araştırması” gençlerin durumuyla ilgili oldukça çarpıcı sonuçlar ortaya koydu. Araştırmaya göre; Türkiye’de 8,3 milyon üniversite öğrencisi var. Yüzde 60’ının burs desteğine ihtiyacı var. Yüzde 54’ünün psikolojik desteğe ihtiyacı var. Yüzde 71’i Türkiye’de bir gelecek hayal etmiyor. Yüzde 82’si imkânı olsa yurt dışında yaşamak istediğini söylüyor. Yüzde 65’i kendi evlerinden uzakta yaşıyor. Yüzde 45’inin kendine ait bir odası yok. Yüzde 62’si burs alıyor ama halen bursa ihtiyacı var. Yüzde 42,5’i tiyatro, sinema gibi aktivitelere para harcamıyor veya erişemiyor. Yüzde 49’unun sosyalleştiği alan kütüphane! Yaklaşık yüzde 50’si ekonomik sebeplerden ötürü tedavisini ertelemiş. Yüzde 55’i tatil yapmak yerine geçimini sağlamak için çalışmayı planlıyor.


BU ARAŞTIRMANIN ARDINDAN, BURS FONLARIMIZA BİR YENİSİNİ EKLEYEREK KONAKLAMA BURS FONU’NU KURDUK

Çok üzücü ve düşündürücü bu araştırmanın sonuçları!
-Evet. Gençler 20 yıldır değer yaratıyor. Fakat içinde bulunduğumuz ekonomik koşullarda, artık gençlerin çok daha fazla desteğe ihtiyacı var.

Ne tür destekler sağlamayı düşünüyorsunuz?

-Biz bu araştırmanın ardından, burs fonlarımıza bir yenisini ekleyerek Konaklama Burs Fonu’nu kurduk. Geçtiğimiz ay, burs başvurularını da aldık. Değerlendirmeden sonra gençler, 2022-2023 yılında burs ödemelerini almaya başlayacak. Bu fonla barınma sorunu yaşayan gençlere, destek olmayı amaçlıyoruz. Bunun yanı sıra Zorlu PSM, İKSV gibi kültür-sanat faaliyetleri yürüten kurumlarla iş birliği halindeyiz. Amacımız; gençlerin kültür-sanat faaliyetlerine erişimlerini kolaylaştırmak.

Kurumların ilgisi nasıl? Çünkü tüm projeleri kendi başınıza gerçekleştirmeniz mümkün değil. Eti örneğinde olduğu gibi özel şirketlerden destek alabiliyor musunuz?
-20 yıldır bizim gibi gençlere inanan paydaşımızla bir aradayız. TOG’un, Türkiye’nin en yaygın gençlik vakfı olarak, gençleri hep ön planda tutması, şeffaf ve hesap verebilirlik ilkesinden taviz vermemesi, destekçilerimiz için oldukça önemli. Pek çok kurumla yıllardır süregelen uzun soluklu projelerde, birlikte çalışıyoruz. Bu, bizim için büyük mutluluk. Fakat araştırma sonuçları çok daha fazlasını yapmamız gerektiğini gösteriyor. Bizce en iyi yatırım, gençlerin desteklenmesi! Bu sebeple gençlerin gelecek ve eğitim hayallerine hep birlikte destek olmalıyız. ‘Sen Gençsin Güç Sensin’ projesiyle gençlere güç vererek, umudumuzu yeşerten Eti’ye de çok teşekkür ederiz.

Yorum Bırak