DEMİR DEMİRKAN

Ve bir an geldi, daha fazla yalan söylemek istemedim, ‘Ayrılalım!’ dedim…

Banu aradı.  Banu ZeytinoÄŸlu, “Demir’le röportaj yapmak ister misin?” dedi. “Hayır!” dedim, “Kendini kasacak, konuÅŸmayacak. Sadece müzikten bahsetmek isteyecek. Özel hayata girmem diyecek. Ben, aÄŸzından laf almaya çalışan insan pozisyonuna düşeceÄŸim. Bir röportajcının, onun Sertab’la neden ayrıldığını, yeni iliÅŸkisinde neler hissettiÄŸini filan sorması gerekiyor. Ya da benim anlayışım böyle. Ben bunları sormadan sadece müzik röportajı mı yapayım? İstemem. Sahte olur…” dedim. Güldü. “Dur dur sinirlenme!” dedi. “Tam da bu… Demir haksızlığa uÄŸradığına inanıyor ve sana anlatmak istiyor!” “Peki o zaman” dedim, buluÅŸtuk… Ben trafik yüzünden bir saat geç gidebildim. Aaa o da ne? Dünya pamuÄŸu bir adam bekliyordu beni Mehmet Turgut’un stüdyosunda. Ayaklarını uzatmış, bir sürü eÄŸlenceli ÅŸey anlatıyordu. Nasıl rahat, nasıl tatlı. GerginliÄŸin g’si yoktu. BaÅŸladım sormaya…

DEMIR-DEMIRKAN-0

HAMİŞ: Bu hikâyenin bir de Sertab tarafı vardır. Madalyonun hep iki yüzü olduÄŸu gibi. Ben bu yaz başı Sertab’ı aradım, o zaman istememiÅŸti. Her zaman hazırım, ne zaman isterse…

Seni farklı gördüm… 

– Ben de kendimi farklı hissediyorum. Beni çook eski tanıyanlar, “Oh be abi! BildiÄŸimiz Demir olmuÅŸsun!” gibi laflar ediyorlar. HoÅŸuma gidiyor. Ben içime kapanmıştım. Åžimdi öyle deÄŸilim. Mutluyum, rahatladım, hafifledim…  

Nasıl bir farklılık var yeni hayatında?

– Bir sürü. Bir kere artık antidepresan kullanmıyorum. Model’in‘Antidepresan Gülümsemesi’ diye bir ÅŸarkısı var ya, gerçekten de doÄŸru o. Hayal meyal yaşıyorsun hayatı, yüzünde garip bir gülümseme oluyor. Öyle deÄŸilim artık. Ben, benim. GerçeÄŸim. Sırtımı gerçeÄŸe dayadım.

 Nasıl yani?

– Ben hayatımı, ‘eski hayatım’ ve ‘yeni hayatım’ olarak ikiye ayırıyorum. Eski hayatımda, 24 yaşında bir kadına âşık oldum. Çok güzel bir aÅŸktı. Onunla birlikte büyüdük, geliÅŸtik. Tam 18 yıl birlikte olduk. 42’yken ondan ayrıldım. Ve ben onu bir baÅŸka kadın için terk etmekle, satmakla suçlandım. Oysa, bu doÄŸru deÄŸil. 18 yıl uzun bir süre. Bu sürenin sonlarına doÄŸru ben artık duygularını dışa vuramayan bir adama dönüşmüştüm. YaÅŸayan bir ölüydüm. Dürüst olmamak bu aslında. Kendini gizlemek, olmadığın bir adam gibi davranmak. Her ÅŸeyi içinde tuttuÄŸun zaman, “Kimseye bir ÅŸey olmasın” dediÄŸin zaman, sen aslında yalan söylüyorsun. Hem kendine hem birlikte olduÄŸun insana… Durumum buydu. Ama bir kısırdöngü içindeydim, nasıl çıkacağımı bilmiyordum. Kapana kısılmış gibiydim. Ve bir an geldi, daha fazla yalan söylemek istemedim, “Ayrılalım!” dedim…  Ölüyorum sandım  

Sonra ikinci hayatın mı başladı?

– Evet. O kararı verdiÄŸim andan itibaren koyverdim. Kendimi kasmaktan vazgeçtim. Fark ettim ki, kendim gibi olduÄŸumda da beni sevmeye hazır insanlar varmış.

İyi de buna nasıl karar verdin? Bir sabah uyandığında, “Ben artık duygularımı dışa vurmak istiyorum!” mu dedin? Yeni bir hayata atlama kararını nasıl verdin?

– Şöyle AyÅŸecim, bunu hayat bana tokat atarak öğretti! Tabii ki yaÅŸadığım sıkıntılar, anlattıklarım kadar hafif deÄŸildi. Bundan bir buçuk yıl önce, bir restoranda toplantı yaparken çok acayip bir ÅŸey oldu. Bir anda, yer ayağımın altından kaydı sandım. Ölüyorum sandım. Yığıldım oraya. “Bitti!” dedim, “Ölüm bu… Buraya kadarmış!” Nasıl bir aÄŸrı göğsümde… Hayat beni terk ediyor sandım. MeÄŸer panik atak geçiriyormuÅŸum!   

DEMIR-DEMIRKAN-2Peki n’aptın?

– Ne yapacağım? Bu defa kafa doktoruna gittim. Psikiyatra yani. Çünkü psikolojik bir ÅŸey olduÄŸu ortaya çıktı. İnsan, kendini bir baÅŸkasına anlattıkça da tanıyor. Anlattım, anlattım… İnsanları kırmamak için, kendimden önce baÅŸkalarını düşünen bir adam olduÄŸum ortaya çıktı. Ben biliyordum da tescillenmiÅŸ oldu. Ne yazık ki böyleyim. Kendimi geri planda tutan bir adamım. İş miÅŸ, sevgili, her ÅŸey ve herkes benden önemlidir! Prodüksiyon mu yapıyordum, dizi müziÄŸi filan mı? Çok çok iyi olması için üç gün uyumuyordum. Kahve üstüne kahve içiyordum. Tabii telef oluyordum. Belki böyle yapmasam da, o müzik iyi olurdu ama iÅŸte insanlar hep benden bir ÅŸey daha bekliyordu, bir ÅŸey daha, bir ÅŸey daha… Bu sevgilim için de geçerliydi, dostlarım için de. Hep benden önce geldiler. Ama onların suçu yok, benim hatam. Uzun süre devam ettiÄŸi zaman da baÅŸka bir ÅŸeye dönüşüyor…

Neye?

– Kıyakçılığın sonu ayakçılık gibi bir ÅŸeye! Ben sonunda Sertab’ın nesi olduÄŸumu bilemez hale gelmiÅŸtim, sevgilisi miyim, iÅŸ arkadaşı mıyım, ortağı mıyım, çalışanı mıyım, elemanı mıyım… Demir öyle yapar, Demir eder… Tamam eyvallah da, gün geliyor, verecek kanın kalmıyor ve sen ölüyorsun! Bu, olmuÅŸ bana meÄŸer. Bilinçaltım bana, “OÄŸlum kendine gel!” deyip bir tokat indirmiÅŸ. Daha kötüsü de olabilirdi. Bütün o panik ataklarımın sebebi, olduÄŸum beni sevmiyor olmam, kendi özümden uzaklaÅŸmış olmam, baÅŸkalarının hayatını yaşıyor olmam… İşte o zaman karar verdim, kendim olmak istedim.

Seninki aslında “Ben de varım!” çığlığı, öyle mi? 

– “Bu zamana kadar yaptıklarımı gördün. Bir de benim yapmak istediklerim var. Onları da kimse kale almıyorsa, ben öleyim bari!” çığlığı.

N’oldu sonra o panik ataklar? – Kendim için yaÅŸamaya karar verdikten sonra kesildi. Allah’a şükür ÅŸimdi iyiyim. Özetle sana bir önceki hayatımın bana iyi gelmediÄŸini söyleyebilirim. Ama bunu, kendime itiraf etmem bile çok uzun zaman aldı. Uzun süre suçluluÄŸunu yaÅŸadım. “Hayır böyle olamaz! Bu iliÅŸki böyle bitemez!” dedim, kendimi baskıladım. Ama sonra bilinçaltı bu meseleye el koydu.

Yani başına gelen neydi? Özgürlük talebi mi, âşık olmak mı?

– Ölüm korkusu. Başıma gelen buydu, bildiÄŸin ölüm korkusu! Ben o hayatın bana iyi gelmediÄŸini, onun deÄŸiÅŸmesi gerektiÄŸini anladım. İnisiyatifimi kullanıp bu adımları atmasaydım, bana çok daha kötü bir ÅŸey olacaktı, kimseye de faydam olmayacaktı. Belki de mesele bu: Ben hep faydalı olmaya çalıştım. Sonunda da bu beni öldürür hale geldi!

Bunları kimseyle paylaşamadın mı?

– Bana çok yakın insanlarla paylaÅŸtım. Bir de ÅŸimdi sana anlatıyorum. Çünkü bunu en iyi sen yazarsın. Onu da biliyorum. Sen bunu kullanmazsın, adam gibi yazarsın.   

Peki eski hayatındaki insanlar sana sırt mı çevirdi?

– Evet, bir saflaÅŸma oldu. Sertab’ı sattım gibi deÄŸerlendirdiler. Bir ÅŸekilde taraf olmak zorunda hissetti bazı insanlar. BaÅŸka bir arkadaÅŸ kitlem var artık.  

Bunları Sertab’a adam gibi anlatmadın mı? Bunları anlamayacak biri deÄŸil ki… 

– İşte en büyük hatam bu! Yapamadım bunu. Dışarıya renk vermemek için, her ÅŸeyi kendi içimde yaÅŸadım. Bu renk vermemek rezil bir ÅŸey. Acayip kanıyor ortalık, yıkılıyor, gök gürlüyor, ÅŸimÅŸekler var ama dışarıda her ÅŸey güllük gülistanlık. GüneÅŸ açıyor, kuÅŸlar uçuyor, bir adam gülümsüyor…   

Peki yeni aşk nasıl geldi?

– İnsanlar sanıyorlar ki, “Yeni kızı buldu, öbürünü bıraktı!” Öyle deÄŸil. Bu kadar aÅŸağılık bir adam mıyım, bu kadar mı sığım? Güya “Ayrılmaya karar verdim” diye açıklama yapmışım. İyi de bir ekip var orada. Ben basın bülteni yollayamam ki. Birileri bu basın bültenini onaylayıp yolluyor.

Nasıl yani?

– Benim tek taraflı “Ayrılmaya karar verdim” gibi bir açıklama yapabilmem mümkün deÄŸil ki! Neden ‘karar verdim’ yazıyormuÅŸ da ‘verdik‘ yazmıyormuÅŸ. Ben dikkat etmedim ki. Ayrılmak istediÄŸimi söyledim, “Artık taşıyamıyorum” dedim. E o zaman bunu basına söylemek gerekiyor. Beni yalnız bir yerlerde görecek, “Aldatıyor mu?” diyecek, yanımda kim olursa abuk sabuk ÅŸeyler yazacak, bir açıklama yapmak gerekiyordu. O yüzden adam gibi bildirelim dedim. İnsanlara ayrıldığımızı ilan edince, bir daha hiç panik atak geçirmedim. Yani onlar bana “Sen yanlış yaptın!” diyorlar, ben de diyorum ki, “Ayrılmasam ölecektim!” 

Bu yeni aşk seni ne kadar değiştirdi? O süreç nasıl gelişti?

– Seda’yla bir yıldır birlikteyiz. Gelecek ne olur bilinmez ama mutluyuz. Sade, basit bir hayatımız var. Öteki iliÅŸkim, beÅŸik kertmesi gibi bir ÅŸeydi, böyle hissettiriyordu bana. Bir de bu iliÅŸkimde proje mroje yok.  Yeni sevgilin, eski lise aÅŸkın. İnsanlar, yaÅŸ ilerledikçe kendi güvenli sularına mı dönüyor? – Zannetmiyorum. Kendimi tekrardan oluÅŸturmak için güvenlik arayışına girdiysem, ciddi bir sorun var demektir. Durum öyle deÄŸil. Su damlası gibi sade bir aÅŸk…

ALLAH KİMSEYE PANİK ATAK VERMESİN!

Bir panik atağımda Chicago’daydım. Gökdelenin tepesinde. 34’üncü katta. Yine aynı nefes alamama hissi… Kalp krizi hissi… Göğsümün sıkışması hissi… “Åžuraya yığılıp kalacağım” hissi… Hayat bitiyor hissi… Binadan kendimi nasıl dışarı attığımı bilmiyorum. Sokaklarda koÅŸtum falan, parkta uyudum, eve giremedim. Allah kimseye bu panik atakları vermesin, felaket bir ÅŸey. Kafanın sana oynadığı bir oyun ama her ÅŸeyi, gerçek gibi yaşıyorsun! Ne zaman ki kamuoyuna ayrıldığımızı duyurduk, bıçak gibi kesildi.

DEMIR-DEMIRKAN-1RÜYAMDA, LİSE AÅžKIMLA YAN YANA KİTAP OKUYORDUM… ONU FACEBOOK’TAN BULDUM

Eski lise aşkınla, yıllar sonra nasıl oldu da karşılaştın?

– O da enteresan bir durum. 25 sene önce ben lise sondayken, o lise 2’deydi. Okul da Özel Çamlaraltı Lisesi. 6 ay çıktık. Sonra Amerika oldu, üniversite oldu, hayatım deÄŸiÅŸti. O kendi yoluna gitti, ben kendi yoluma, görüşmedik. O orada evlenmiÅŸ, boÅŸanmış…  

Peki nerede karşılaştınız yeniden?

– İstanbul’da. Seda’yı ben aradım.  Çünkü aramam gerektiÄŸini hissettim. Biraz romantik o kısım. Vahiy gibi…  

Nasıl yani?

– Bir rüya gördüm…  

25 yıl önceki sevgilini mi?

– Evet. Mutlu mutlu kitap okuyorduk, yan yana birlikte. SeviÅŸme rüyası filan deÄŸildi yani. Sanki hayat, hep onunla geçmiÅŸ ve hep öyle huzurluymuÅŸ gibi uyandım. 25 yıldır konuÅŸmadığım, görüşmediÄŸim birisine nasıl ulaşırım diye düşünmeye baÅŸladım. Facebook saÄŸ olsun! 

Ne yazdın, “Seni görmek istiyorum…” filan mı?

– Biraz cool yaptım. “Nerelerdesin? Görüşsek…” gibisinden. Sanki bir hafta olmuÅŸ görüşmeyeli falan gibi.  

O ne yazdı?

– “Åžuradayım buradayım, tabii tabii, bir ara görüşürüz…” Ama ondan çok sonra görüştük. Bana ilginç gelen, duygusal olarak bu kadar baÄŸlanabilmiÅŸ olmam; görüşürsün, birlikte de olursan biraz sürer ama sonra ayrılırsın. Bizde öyle olmadı. İliÅŸkimiz sürdü. Oysa uzun bir iliÅŸkiden çıkmış insanlar, tekrar ciddi bir iliÅŸkiye girmemek için direnirler. Sadece gezip tozarlar, bizimki öyle olmadı. Biz, birbirimize iyi geldik.

İMZA DA ATILIR CANIM SORUN DEĞİL!

Bir evlilik lafı okudum…

– Evet. Ben bu medya iÅŸini öğrendim galiba AyÅŸe. Biliyordum bu haberlerin çıkacağını. Şöyle alengirli bir laf ettim, “İmza gibi bir teknik sorun varsa, imza da atılır canım, sorun deÄŸil!” dedim. Haber yapacaklarını bildiÄŸim için söyledim. Ama doÄŸruluk payı yok mu? Var. Yarın evlenebilirim de…  

Evlilik kavramına bu kadar uzakken, ne oldu da bu kadar yakınlaştın?

– Bu kadar radikal “hayır” demek de saçmaymış! Büyütmek de… Olursa olur… Åžimdiki iliÅŸkim çok farklı. Bir kere müzisyen deÄŸil. Birlikte çalışmıyoruz. Bu iyidir, kötüdür demiyorum sadece baÅŸkadır diyorum. Birlikte iÅŸ yaparken kafa karıştıran ÅŸeyler oluyor. Bu iliÅŸkide yok. Çok sade. Sade olan her ÅŸey, bence çok daha iyi iÅŸler ve ömrü daha uzun olur. Ben Zen manyağıyım, Zen felsefesi hastasıyım. Onun da temelinde sadelik vardır. Artık hayatımdaki her ÅŸey sadeleÅŸmek üzerine.

DEMIR-DEMIRKAN-5

Ailemle vakit geçiriyorum artık

Bu da çok iyi geldi bana. Annem-babamla, kardeşlerimle görüşemediğim zamanları kayıp gibi görüyorum. Kendimi başka türlü konumlandırıyordum, hiçbir şeye vaktim yoktu, telefonla konuşuyordum ama gidip göremiyordum. Şimdi onlara vakit ayırıyorum.

YENİ MİSYON EDİNDİM ROCK DEVRİMİ YAPACAĞIM

Peki müzik?

– Tekrar gitar çalmaya baÅŸladım. Sonuçta heavy metal ve hard rock gitarcısıyım. Deliler gibi gitar çalıyorum ÅŸimdi. Bir rock konçertosu yazdım, elektrogitar konçertosu. Bu, beni biraz daha rock tarafına doÄŸru itiyor. Türkiye’deki müzik sektörü mitini yıkmak üzere misyon edindim kendime, rock devrimi yapacağım. Müzik sektörü sürekli rock’çıları yok ediyor. Bütün rock’çılar, müziklerini ya biraz yumuÅŸatmak zorunda kalıyor ya da “Türkçe ÅŸeyler koyun bunun içine falan” diye manipüle ediliyor. Ben bunun aksini ispatlayıp “Türkiye’de rock da var, rockçı da var, metalci de var; metal de var” demek istiyorum. İnsanları gazlayıp adam gibi ÅŸeyler üretilmesini saÄŸlamak istiyorum. Tanıdığım birçok rock, hard rock ve heavy metal müzisyeni plak ÅŸirketlerinin doÄŸrultusunda müziklerini manipüle ediyorlar ve baÅŸka yollara sapıyorlar. Ben bunun böyle olmaması gerektiÄŸine inanıyorum.

DEMIR-DEMIRKAN-6

‘BaÅŸkası için Sertab’ı yüzüstü bıraktı’ en büyük iftira!

En büyük iftira bence, “BaÅŸkası için yıllarca birlikte takıldığı sevgilisini yüzüstü bıraktı!” iftirası. Bu kadar can acıtan bir ÅŸey yok. Yeni single’ım ‘Günahı Boynuma!‘da bunun acısını haykırıyorum. İçimden bu geldi, bu ÅŸarkıyı yaptım.

Sevgilim çalışmıyor Özgür bir ruh o, dünyayı geziyor

Aynı zamanda belgesel de yapıyorsun…

– Evet, cam belgeseli. Geçen kış gitmeye baÅŸladım cam ocağına. İnanılmaz gerçekten! Ben aslında klip çekecektim var olan bir ÅŸarkıma. Ama o kadar etkilendim ki, klibi bırakıp belgesel çekmeye baÅŸladım.

Konserler devam mı?

– Evet. “Prodüktör mü, gitarist mi, söz yazarı mı, ÅŸarkı yazarı mı, ÅŸarkıcı mı… Ne bu adam?” diye bir soru var ya, hepsini yapabiliyorum diye bundan böyle hepsini yapacağım diye bir ÅŸey yok. Åžu an yapmak istediÄŸim ÅŸey: Beni sevenlere konserler verip Türkiye’yi ve mümkünse dünyayı gezmek. Ben artık varımı yoÄŸumu buna koymak istiyorum.

YaÅŸlanmak bir rock’çıyı korkutur mu?

– Bence yaÅŸlandıkça, rock felsefesi oturuyor insanda. Ben ÅŸimdi 10 yıl öncesinden çok daha iyi bir ÅŸarkıcı ve gitaristim. Bence ÅŸarap gibi rock’n roll. Mayan iyiyse, içeriÄŸin iyiyse, yıllandıkça her ÅŸey daha da oturuyor. Ben de iyi olduÄŸuma inanıyorum…

Sevgilinin mesleÄŸi ne?

– Çalışmıyor ÅŸu anda. Reklamcılık yapmış daha önce… Åžimdi dünyayı geziyor. Yaşıyor. Özgür bir ruh, ÅŸahane bir insan…

DEMIR-DEMIRKAN-4

TEKRAR KONSERLERE BAÅžLADIM

Geçen Mart’ta tekrar konser vermeye baÅŸladım. 2-3 senedir sahneye çıkmamıştım. Çanakkale’den Diyarbakır’a kadar kulüpleri gezdim. Karşımda kemik bir seyirci vardı. İnanılmaz güzel geçti. Yüzümü kara çıkartmadılar. Bunu tamamen onlara borçluyum.

Eriyip yok olmaktır aşk ruhunda sevgilinin

 ‘Günahı Boynuma’ single’ı çıkarken sevinebildin mi?

– Hayır. Türkiye’nin çok zor bir dönemine denk geldi. Åžehit haberleri hepimizi yıktı. Sevinemedik tabii. Hiçbir tanıtım yapmadık single’la ilgili. İçimizden gelmedi. YaÅŸanan acıların tamamını biz de yüreÄŸimizde hissettik.

Bu şarkı ne ifade ediyor senin için?

– Bana yaÅŸatılan haksızlığın acısını haykırıyorum ben bu ÅŸarkıda. Sadece kendimi de anlatmıyorum. İftiraya ve haksızlığa uÄŸrayan bence bir sürü insan vardır. Hepimizin başına gelmiÅŸtir. O duyguyu ortaya çıkarıp, insanlarla paylaÅŸmak istedim.  

Peki Sertab haksızlığa uğradığını hissetmiyor mudur?

– Olabilir ama ben kendi hayatımdan sorumluyum.   

“Eriyip yok olmaktır aÅŸk ruhunda sevgilinin” diyorsun bu ÅŸarkıda. Sen ÅŸu anda o halde misin?

– Evet, bir süredir o haldeyim. Ama ÅŸunu yapmıyorum: Kendimi artık yok etmiyorum. O hatayı bir daha yapmayacağım. O bütün meditasyonlar, UzakdoÄŸu içsel sanatları falan egonun yok edilmesi gerektiÄŸinden bahseder ama burada yanlış anladığımız bir ÅŸey var. Gönül olarak eriyip gidebilirsin ama insan olarak kendini tüketmemen gerekiyor. Bunu kendine yapmamalısın. Bu insanın kendine yaptığı çok büyük bir haksızlık, hatta günah!

Yorum Bırak

seventeen + 18 =