Cumhuriyetin Kızları projesi, yelkenle buluşmak isteyen bütün kadınlara açık

‘Cumhuriyetin Kızları’ projesiyle, kadınları yelkenle buluşturan bu muhteşem ekibe büyük tebrikler!

‘Gelecek İçin Yelken Açıyoruz’ ekibinin kaptanı, milli yelkenci Murat Tan’la da keyifli bir röportaj gerçekleştirdik! O, sosyal faydaya inanan biri… Doğanın, kadının, hayvanların sesi olan ve olmaya devam etmek isteyen bir sporcu. Şu anda profesyonel olarak eğitmenlik yapıyor. Yüzlerce kadının hayatına dokunmuş, dokunmaya da devam ediyoooorrr…
.
“Gelecek İçin Yelken Açıyoruz” ekibi, iklim değişikliği ve doğa kirliliğinin dünya üzerinde yarattığı tahribata karşı bir ses olabilmek adına yola çıkıyor. Yolları, Kotex’le kesişiyor ve birlikte cumhuriyet kadınlarının istedikleri her şeyi yapabileceklerini göstermek istiyorlar. Proje her açıdan çok anlamlı.
.
 Son olarak da, 4. Cumhurbaşkanlığı Yat Yarışları Halikarnas 100. Yıl Kupası’nda elde ettikleri iki birincilikle, kadınların gücünü, azmini ve sınırsız potansiyelini gösterdiler.

Murat Tan’ın önderliğinde, denizle teması olmayan genç kadınlardan oluşan bir takımın başarıya ulaşması, gerçek bir ilham kaynağı.
.
Bir sonraki postta da ilham veren bu şahane kadınların kısa hikayelerini okuyacaksınız. Onlar, depremden etkilenen, deprem nedeniyle hayatları değişen kadınlar. Hataylı, Malatyalı, Adıyamanlılar… Hem kadının gücünü göstermek hem denizle temas etmek hem de depremin etkilediği hayatlarında yeniliklere yer açmak için ‘Cumhuriyetin Kızları’ projesinde katıldılar. Hepsi pırıl pırıl, hepsine selam olsun. Bu projeye daha nice kadının katılması dileğiyle…

GELECEK İÇİN YELKEN AÇIYORUZ EKİBİ OLARAK, GÜVENLİK KOŞULLARINI HİÇBİR ZAMAN ELDEN BIRAKMADAN, İNANÇ VE SABIRLA BAŞARIYA ULAŞIYORUZ


Tebrik ediyorum! Gelecek İçin Yelken Açıyoruz ekibi olarak, 4. Cumhurbaşkanlığı Yat Yarışları Halikarnas 100. Yıl Kupası’nda iki farklı kategoride birinci oldunuz. Hem de denizle teması olmamış genç kadınlardan oluşan bir takımla… Neler hissediyorsunuz?
-Gururlu hissediyorum. Çünkü Atamızın, “Ey kahraman Türk kadını, sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın.” cümlesini onlara hissettirmek için elimizden geleni yaptığımızı düşünüyorum.

Kadınları çok kısa sürede eğittiniz… Onlardan takım kurarak, zorlu bir yarışta böyle bir başarı kazanmak çok büyük iş. Nasıl başardınız?
-Tek profesyonel mesleğimiz olan yelken eğitmenliğimize güvenerek bir takım kurduk. Tabii ki tek başıma değil; profesyonel ekibimle, güvenlik koşullarını hiçbir zaman elden bırakmadan, sabır ve inancımızla başarıya ulaştık.

Birincilik bekliyor muydunuz?
-Bir derece bekliyorduk fakat birincilik bizim için de sürpriz oldu. Sonuçta bugüne kadar yapılmamış bir hamle ile 3 etapta da 17 farklı kadınımızla yarışa katıldık.

Yarışın zorlu bir yarış olduğunu yelken yapanlar bilir mutlaka… Bilmeyenlere nasıl anlatırsınız?
-Yaşarken zor ama kolay ifade edilen şekliyle söyleyelim… 46 ekibin birlikte başladığı ama yarısından fazlasının, hava koşulları gibi çeşitli nedenlerden bitişe ulaşamadığı bir yarış diyebiliriz.

Kaç ekip çekildi bu yarıştan…
-46 ekipten 24’ü çekildi.

Siz nasıl bir kuş konduruyorsunuz ki… Bu genç kadınları böyle zorlu bir şeye hazırlıyorsunuz?
-Nasıl bir etkim olduğunu bilmiyorum. Sadece öğrencilerimle yarışıp, başarılar kazanmanın verdiği yetkiye inanıyorum:)) Öğrencilerimizi psikolojik olarak hazırlıyoruz çünkü bütün başarıların inanarak geldiğini düşünüyoruz.

Ekiple tanıştım, hepsi pırıl pırıl genç kadınlar. Denizle teması olmayan kadınları yelkenci yapma fikri nasıl doğdu?
-Amacım, onları yelkenci yapmak değil. Dünya üzerinde kadınların başarmasının çok zor olduğu bir spor olarak kodlanan yelkencilikte, tamamı kadınlardan kurulu takımlarla her türlü başarıyı elde edebileceğimizi göstermek istedik. Daha önce hiç yapmamış olsalar bile… Yeter ki imkan tanınsın. Bunu ispat ettiğimizde yarıştığımız kadınlar, hem kendilerine hem de sesimizi duyurabildiğimiz herkese, başarılarının önünde hiçbir engelin olmayacağını gösteriyor.

Proje muhteşem! Sizin hayaliniz miydi? Yoksa Kotex’in miydi?
-Projenin ilk adımları, Gelecek İçin Yelken Açıyoruz (GİYA) ekibinin, kadınların hayatına dokunmayı planlamasıyla atıldı. Orjin’le birlikte proje son haline evrildi. Ve Cumhuriyetin 100. yılında Cumhuriyetin Kızları projesi ortaya çıktı.

Amaç ne? Neyi göstermek, kanıtlamak…
-Amaç, her canlının sesi olabilmek. Bu bir ağaç da olabilir, bir çocuk ya da bir hayvan da. Ya da şu an kendileri için canla başla çalıştığımız kadınlar da… Bunu, dünya üzerinde seyir yapılabilecek en doğa dostu ulaşım aracı olan yelkenle yapmak, amacımızı güçlendirdi.

Ekipte yer alacak genç kadınlar nasıl belirlendi?
-GİYA’nın ve Kotex’in sosyal medya hesaplarından proje tanıtıldı ve katılım talepleri alındı. 15 kişilik bir ekiple katılım başvurularını inceleyip, takımımızda yer alacak kadınları seçtik, seçmeye devam ediyoruz.

Bugüne kadar kaç kadını eğittiniz?
-Bu proje kapsamında ulaşmak istediğimiz hedef olan 100 kadının 70’ine dokunduk. Sene sonuna kadar da devam edeceğiz. Kariyer hayatımı soruyorsanız; 10 yıldan fazla sürede, yüzlerce kadın öğrencim oldu.

“Kadınlarla birlikte ben de tabuların karşısında olacağım!” diyerek, projenin temellerini atmışsınız…
-Evet. ‘Kır dizini evinde otur, elinin hamuru ile karışma’ gibi cümleler ya da bu tarz yaptırımlar, “Yapamazsın” tabusunu gösteriyor! Ve biz bu tabuyu yıkmak istiyoruz.

Yelken sporuna yıllarını vermiş bir sporcu olarak, sizce yelkencilik, erkek sporu olarak mı anılıyor?
-Evet. Dünyadaki neredeyse bütün sporlar gibi yelken de erkek sporu olarak anılıyor. Ülkemizde oran olarak, en çok kadını barındırmasına rağmen, yelken sporundaki aktif yelkenci kadın sayısı ne yazık ki hala 200’ü aşamıyor.

Deneyimli bir yelkenci ve milli sporcu olarak, antrenörlük görevini de üstlendiniz. Eğitimler nasıl geçti? Bu kadınlara, en çok neyi öğretmeye çalıştınız?
-Eğitimlerin hepsi süper geçti. Çünkü projeye dahil ettiğimiz kızları, en istekli ve en enerjik başvurular arasından seçtik. Biz “leb demeden Çorum diyebilecek” kadınlar ile bir araya geldik. Onlara dik durmaları gerektiğini, ne olursa olsun fikirlerinden ve davalarından vazgeçmemeyi, sabrı öğretmeye çalıştık.

Bir kısmının çok iyi yüzme bilmiyor oluşu, sizi endişelendirmedi mi?
-Hayır, endişelendirmedi. Biz eğitmen kadrosu olarak, daima güvenlik unsurları çerçevesinde, ellerimizi genç kadınların üzerlerinde tuttuk.

Cumhuriyetimizin 100. yılında kadınlara vermek istediğiniz mesaj neydi?
-Bir asırlık Cumhuriyetin, kadınlara sağladığı haklardan faydalanmak, bu hakları sürdürmek için kimseye muhtaç olmadıklarını anlatmak ve göstermek…

29 Ekim’de yani Cumhuriyetin 100. yılında, denizle teması olmayan 100 genç kadın, yelken sporunu yapmış, hatta zorlu yarışlara katılmış olacak… Bu nasıl bir gurur sizin için?
-Büyük gurur. Kotex ile birlikte bugüne kadar eşi olmayan bu projeyi hayata geçirmek ve kızların hayatına dokunabilmek, tarif edilemez bir duygu.

SOSYAL SORUMLULUK VE FARKINDALIK PROJELERİ YAPMAYA, DOĞANIN, KADININ, HAYVANLARIN SESİ OLMAYA DEVAM EDECEĞİM

Bugüne kadar sizin elde ettiğiniz en önemli başarılar neler?
-Profesyonel kariyerimde, sayısız başarı ve ödüle sahip oldum. Ama son 2 yıldır yaptığım projeler, bence en önemli başarılarım.

Sivil topluma kaymanızın özel bir sebebi var mı?

-2021 yılındaki büyük orman yangınlarının, artık geminin batmakta olduğunu hissettirmesiyle başlayan STK bilinci, daha dikkatli yaşamama neden oldu. Bu esnada ‘Gelecek İçin Yelken Açıyoruz’ oluşumunun tohumlarını da atmış olduk. Doğanın, insanların ve hayvanların katledildiği bir dünyada, olmamız gereken noktanın burası olduğuna karar verdik. Tabii ki herkesin maddiyat düşüncesi olmalı. Ama gemi batarsa zengin-fakir ayrımı olmayacağının bilincinde de olunmasını gerekiyor. Bu yüzden ‘Gelecek İçin Yelken Açıyoruz’un kapısı, ortak hayal ve amaçla bir araya geldiğimizde yarar sağlayabileceğimiz herkese açık bir oluşum. Ortak bilinçle sosyal sorumluluk ve farkındalık projeleri yapmaya, doğanın, kadının, hayvanların sesi olmaya devam edeceğim.

Yorum Bırak