Çocuklar, sebebi olmadıkları bir sorunla karşı karşıyalar: İKLİM KRİZİ… Kendi gelecekleri için yaşadıkları bu gezegen için bir ÇÖZÜM bulunmasını istiyorlar!!!


Dile kolay, 20 yıla yakın bir süredir ‘’Kirlenmek Güzeldir’’ diyor OMO.

Dr. Yankı Yazgan rehberliğinde, ‘Çocuklarınızı, doğaya salın, hayatı keşfetmelerine imkan tanıyın ve bu dijital çağda biraz doğayla baş başa bırakın!’ dediler. Aktif Yaşam Derneği’yle birlikte Okul Dışarda Günü’nü kutladılar. Açık havada eğitim çalışmaları yaptılar.

Şimdi ise, ‘’İyilik İçin Kirlenmek Güzeldir ‘’ diyorlar ve çocuklarımızı çevre kirliliğine alınacak önlemlerde, başrole oturtuyorlar. Belirlenmiş pilot okulların önlerine koydukları plastik atık toplama kutularıyla, topladıkları plastiklerin çocuk oyun parkı olmasını sağlıyorlar.

Ne kadar güzel bir amaç!!!Ama esas güzel olan bu plastiklerden geri dönüşüm ile elde edilecek yeni plastikler ve onlardan yapılan oyun parklarının ihtiyaç sahibi dezavantajlı bölgelere yerleştirilecek olması💫

Unilever Türkiye Çamaşır Bakım Pazarlama Direktörü Duygu Dal, çocukların sadece farkındalık kazanmalarını değil, sürecin içerisinde olmalarını da hedeflediklerini söylüyor.

İngiltere ve Türkiye’de yaptırdıkları araştırma sonuçları da bunu destekler şekilde. Çocuklarımız bu dünya için birşeyler yapmaya çok hevesliler. Ne olur onların hevesini kırmayalım.
Onlara örnek olalım. ‘’Tıpkı annesi gibi, bisiklet sürmeyi sever benim oğlum’’ dediğimiz gibi
‘’Tıpkı babası gibi, hafta sonları ormanda plastik çöpleri temizler benim kızım‘’ diyelim.

Yanılmıyorsam, “Kirlenmek Güzeldir” aşağı yukarı 20 yıldır var. Benim de çok sevdiğim bir slogan. Altında yatan felsefe ne?
-Doğru hatırlıyorsunuz, “Kirlenmek Güzeldir” OMO olarak, neredeyse 20 yıla yakın süredir benimsediğimiz bir yaklaşım. Çok sevilen, bizim de vazgeçemediğimiz, belki de modern zamanların en güzel mesajlarından biri. İlk gününden beri hikâyemiz çok netti: Anne – babalara, çocuklarının gelişiminde, yeni keşiflere, yeni deneyimlere ve bunun doğal bir sonucu olan “kir”lere yer vermeleri için ilham olduk. Kıymetli Yankı Yazgan Hocamızla birlikte, yıllardır, bunun çocukların zihinsel, fiziksel, bilişsel gelişimleri için ne kadar önemli olduğuna dikkat çektik. “Aman, üstü başı kirlenmesin diye çocukları kısıtlamayın. Onlar kirletsin, OMO en zorlu lekeleri bile çıkartır!” dedik. Sonuçta o kirler, çocukların öğrendiklerinin, keşiflerinin bir göstergesi. Bu hikâyeyi desteklemek için de pek çok kampanya yaptık.

Mesela çocukların daha çok “dışarıda” zaman geçirmesini ve çevreyi keşfetmesini desteklediniz…
-Aynen öyle! 2018’den beri tüm dünyada kutlanan ve ülkemizde Aktif Yaşam Derneği’nin düzenlediği “Okul Dışarıda Günü”nün destekçisiyiz. Çocukların, açık havada oynayarak öğrenebileceği fırsatların değerli olduğuna dikkat çekiyoruz birlikte.

Peki ne oldu da “Kirlenmek Güzeldir” şimdi ‘’İyilik için Kirlenmek Güzeldir’’e dönüştü?
-Dünya değişti! Mevsimlerdeki dengesizlikler, seller, felaketler, giderek yükselen sıcaklıklar, orman yangınları derken, iklim değişikliği bir “kriz” halini aldı. Hâl böyle olunca, sadece biz yetişkinlerin değil, çocukların bile gündemi değişti. Hatta, en çok sesi çıkan da çocuklar oldu! Çünkü onlar, şu anda sebebi olmadıkları bir sorunla karşı karşıyalar. Ve kendi gelecekleri için yaşadıkları bu gezegen için bir çözüm bulunmasını istiyorlar. Gezegenin iyiliği için harekete geçmemizi bekliyorlar. Markamızın hikâyesi de buna paralel bir değişimden geçti ve “İyilik için Kirlenmek Güzeldir” oldu. Çocukların hayalini kurduğu o “temiz gelecek” için herkesi kolları sıvamaya ve gezegenin iyiliği için kirlenmeye çağırıyoruz şimdi.

Yankı Hocadan öğrendiğimize göre, bu felsefeye geçmeden önce bazı araştırmalar yaptırdınız…
-Evet, Türkiye ve Birleşik Krallık’ı kapsayan bir araştırma bu. 7-18 yaş arası 900 çocuk ve gencin, çevrelerindeki insanları ve yaşadıkları gezegeni ne kadar önemsediğini, başkalarının da önemsediğini düşünüp düşünmediklerini anlamaya çalıştık.

Ne çıktı?
– “İyilikseverlik” kavramı, tüm çocuklar ve gençler için en önemli değer çıktı! Bu çok mutluluk verici. Hemen hemen hepsi, doğayı ve sosyal faydayı önemsiyor. Çocuk yaşlarda, başkalarının da kendileriyle aynı hissi taşıdığını, hem doğayı hem de başkalarını önemsediğini düşünüyorlar. Ama üzücü bir yanı da var.

Nedir o?
– Bu oran, yaşları büyüdükçe düşüyor ve yüzde 75’ten yüzde 14 seviyelerine kadar iniyor. Yani çocuklar büyüdükçe, umutsuzluğa kapılıyor! Çünkü çevrelerindeki insanların, hatta ailelerinin doğayı umursamadığını ve bir şey yapmadıklarını düşünüyorlar. Bir başka üzücü şey de ebeveynlerin korumacı tavrı. Ebeveynler, çocukları üzülmesin, olumsuz etkilenmesin diye onları büyük küresel sorunlardan korumaya çalışıyor. Oysa, çocuklar artık her şeyden haberdar! Her şeyi okuyor, duyuyorlar. Ebeveynlerinin tavrını da “umursamazlık” gibi yorumluyorlar. Bu da onların, “eylemsizliği” tercih etmelerine sebep oluyor. Buna “değer-algı uyumsuzluğu” deniyor bu arada. OMO olarak yaptığımız bu araştırmayla, ilk kez çocuklardaki değer-algı uyumsuzluğunu ortaya koyduk diyebiliriz. Çocukların görmek istediği tek şey, yetişkinlerin harekete geçmesi ve gezegenin geleceği için üzerlerine düşeni yapmaları… İşte “İyilik için Kirlenmek Güzeldir” projemiz böyle doğdu.

“İyilik için Kirlenmek Güzeldir” kapsamında ne tür aktiviteler yapacaksınız?
-Çevre kirliliği ve iklim değişikliğinin en önemli sebeplerinden biri “plastik atıklar.” Amacımız, onların geri dönüşüme gönderilmesi ve döngüye yeniden dahil edilmesi. Bunu sağlamak için uğraşıyoruz. Bunun için ilk aşamada, Ümraniye, Üsküdar ve Beykoz belediyelerindeki ilk ve ortaöğretim okullarının önüne “OMO İyilik için Kirlenmek Güzeldir Geri Dönüşüm Kutuları” yerleştirdik. Herkesi, harekete geçmeye, kolları sıvamaya ve plastik atıklarını ayrıştırarak, bu kutulara atmaya çağırıyoruz. Çünkü gerçek bir değişim için kirlenmek gerek ve görmek istediğimiz değişim ancak hep birlikte harekete geçersek mümkün. Hatta, bu yüzden kampanyamızda da “Değişim Sensiz Olmaz” diyoruz! Bilgi eksikliği, davranış değişikliği açısından bir engel. Bunu bildiğimiz için de Aktif Yaşam Derneği’yle birlikte, çocuklara yönelik bilgilendirici içeriklerle öğretmen ve ebeveynler için kaynaklar hazırlıyoruz. Ayrıca, EBA TV için de bir içerik çalışmamız var.

Peki okul bahçelerindeki kutularda toplanan plastik atıkları, geri dönüştürdükten sonra nerelerde kullanacaksınız?
-Çocuklar için oyun parkına dönüştürüyoruz! Yani oyun parkında çocukların oynayacağı salıncakları, kaydırakları, geri dönüştürülen bu plastikleri kullanarak üretiyoruz. Projenin bir “iyilik” katmanı da bu. İstanbul’da yaşayan bir çocuk, bu kutulara biriktirdiği plastikleri attığında hem gezegenin iyiliği için bir adım atmış oluyor hem de hiç tanımadığı ve belki hiç tanışamayacağı bir arkadaşını da mutlu ediyor! Yani “iyilikseverlik” ve “şefkat” temelleri üzerine kurulu; çocuklara, kendi geleceklerinin şekillenmesine katkının yanı sıra, bir başkası için de bir şeyler yapma fırsatı veren anlamlı bir iş.

ŞİRKET OLARAK DAHA İYİ PLASTİK, DAHA AZ PLASTİK VE PLASTİKSİZ ÇÖZÜMLER YAKLAŞIMIYLA, 2025 YILINA KADAR KULLANDIĞIMIZ PLASTİK AMBALAJ MİKTARINI 100 BİN TON AZALTMAYI HEDEFLİYORUZ!

Bence yaptığınız müthiş! Tebrik ederim. Merak ettiğim bir başka şey, sizin gibi büyük kurumların kendi plastik atıkları için bir şey yapıp yapmadığı… OMO deterjanlarının paket ve şişeleri geri dönüşüme uygun mu mesela…
-Çok uzun yıllardır bu yönde bir dönüşümden geçiyoruz. Unilever’in bu yönde iddialı global taahhütleri var. Şirket olarak daha iyi plastik, daha az plastik ve plastiksiz çözümler yaklaşımıyla, 2025 yılına kadar kullandığımız plastik ambalaj miktarını, 100 bin tonun üzerinde azaltarak ve tüketim sonrası geri dönüştürülmüş plastik kullanımını artırarak, toplam birincil plastik kullanımını yarı yarıya azaltmayı hedefliyoruz. OMO olarak biz de bu hedefe katkı sağlıyoruz. Toz ambalajlarımız ve sıvı şişelerimiz yüzde 100 geri dönüştürülebilir. Beyaz renkli sıvı deterjan şişelerimiz ise, yüzde 25 geri dönüştürülmüş plastik kullanılarak üretiliyor. Geri dönüştürülmüş plastik kullanarak üretilen şişelerimizle, yılda ortalama 70 ton saf plastik üretiminin önüne geçmeyi hedefliyoruz. Bunu, diğer ürünlerimize de yaymak için çalışmalarımıza devam ediyoruz.

Peki doğayı korumak adına, formüllerinizde değişikliklere gidiyor musunuz?
-Elbette! Aslında içinden geçtiğimiz dönüşümle, ürünü içten dışa ele alıyoruz. Ambalajlarımızla birlikte, formüllerimizi de doğaya duyarlı hale getirmek için çalışıyoruz. “Temiz Gelecek” adını verdiğimiz iş stratejimizle, formüllerimizden, fosil yakıtlardan elde edilen ham maddeleri çıkarmayı, bunun yerine geri dönüştürülmüş veya yenilenebilir ham maddeler kullanmayı hedefliyoruz. Hedefimiz, 2030 yılına kadar bunu başarmak ve gezegen için iyi, performansı iyi ve fiyatı iyi ürünlerle tüketicilerimizle buluşmaya devam etmek.

Yankı Hocanın da sizin de altını çizdiğiniz gibi araştırmada çocuklar, ebeveynlerini eleştiriyor…
-Aynen öyle, eleştiriyorlar…

Peki siz ailelere yönelik neler yapıyorsunuz?
-Siz de bir annesiniz. Ben de bir anneyim. İkimiz de çok iyi biliyoruz ki; çocukların, anne-babaları üzerinde inanılmaz bir etki gücü var. Okulda bir şey öğrendiklerinde, onu hemen eve taşıyorlar. Bizim de uygulamamızı bekliyorlar. Dolayısıyla, bu projede, biz çocuklar aracılığıyla ebeveynlere de ulaşmak istiyoruz. Farkındalığı bu şekilde de yaygınlaştırmak istiyoruz. Kısacası, “İyilik için Kirlenmek Güzeldir” projemizin, yetişkinlerin de gezegenimizi önemsediğini çocuklara göstermek ve onların umudunu güçlendirmek için iyi bir fırsat olduğuna inanıyorum.

Yorum Bırak