Bravooooo ASLI FİLİNTA!!!

Dünya şahanesi bir kadın. 10 numara. Yüzünden anlıyorsunuz. Gözlerinden. Konuşmasından. Ürettiklerinden. Hayata bakışından. Yaşantısından. Anneliğinden. Bir de Adanalı. Nefis insanlar çıkıyor ayıptır söylemesi memleketimden. Aslı da öyle. Ya soyadının güzelliği: Filinta.

Bilkent Ekonomi mezunu. Ama New York’ta gerçekten yapmak istediği şeyi keşfediyor. 2006’da Parsons of Design’da moda tasarımı eğitimi alıyor, o günden beri bu alanda çalışıyor. Markasını 2008’de kuruyor. Ödüllü bir tasarımcı. Nevi şahsına münhasır biri. Tasarımları tüm dünyada satışta. Ama bu röportajı onunla tasarımlarını konuşmak için yapmadım.

Aslı, sosyal dayanışmanın en güzel örneklerinden birini verdi, veriyor Corona günlerinde. Bizim için hayatlarını riske eden sağlık personeli için ne gerekiyorsa dikiyor. Küçük atölyesinde başladı, dikmeye… Başka tasarımcılara da örnek oldu, şimdi hepsi bir oldular, üretime tam gaz devam ediyorlar. Helal olsun!

ÇAPA ACİL’DEKİ DOKTORLAR İÇİN TULUM VE ÖNLÜK DİKTİK

New York, Paris ve Hong Kong Moda Hafta’larına koleksiyon yetiştiren atölyen, şu anda hastanelerin Acil Servisi için tulum, önlük yetiştiriyor. Valla ne diyeyim, müthişşşş! Şahane bir şey yapıyorsunuz! Avuçlarım patlayıncaya kadar alkışlıyorum. Harika bir sosyal dayanışma örneği… Nasıl karar verdiniz böyle bir şey yapmaya?
-Virüs dünyaya yayıldığı anda, yurt dışı siparişlerimiz iptal oldu. Sonra Türkiye’de satış yaptığımız mağazalar kapandı. Ekibimizle, atölyede birbirimize ve elimizdeki kumaşlara bakakaldık. Corona’nın yayılma hızı arttıkça, herkes gibi biz de bir şeyler yapabilmek, bir işe yarayabilmek istedik. Derken her zaman iyiliği etrafına yayan, canım arkadaşım Tanem Sivar’ın paylaşımını gördüm. “Malzeme eksiği var, yardım lazım!” diyordu. Hemen Çapa’yla iletişime geçtik.

Elinizde kumaş var mıydı?
-Evet, hem de su geçirmez kumaşlar. Onlarla Çapa Acil’deki doktorlar için tulum/önlük diktik hemen teslim ettik. Bir yandan da bütün çevreme sormaya devam ediyordum. “Başka ne yapabiliriz? Virüsten koruyan kumaşı nerden bulabiliriz? Nereye gönderebiliriz?” diye. O sırada tuhaf bir şey oldu…

Nedir?
– Hiç beklemediğim insanlar, “Ya Aslı, saf olma! LC Waikiki, milyonlarca adet dikiyor. Sağlık Bakanlığı da gereken her şeyi yapıyor. Sen 30-40 tane dikeceksin, n’olacak?” dediler.

CORONALI HASTALAR İÇİN ÇARŞAF, PİKE, YASTIK KILIFI DA DİKTİK

Sen ne dedin?
-“İyi ki varlar, harikalar! Ama biz de küçük müçük, elimizden geleni yapalım. Niye yapmayalım ki?” dedim. Biraz da şaşırdım bu yorumlara. Hepimizin çorbada tuzu olabilir, olmalı. Ben devam ettim araştırmaya. Bu sefer sevgili Yeşim Yaşar sayesinde Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Acil’den Prof. Dr. Oktay Demirkıran’la tanıştık. Her an, hasta sayısı arttığı ve temiz bakılmaları gerektiği için çarşaf, pike ve yastık kılıfı eksikleri varmış. “Dikebilir misiniz?” dedi. “Tabii” dedik. Hızlıca keten/pamuk karışımı kumaşlarımızdan, nevresim takımlarını ürettik ve teslim ettik.

SONRA CERRAHİ ÜNİFORMA DESTEĞİ VERDİK

Sonra?
-Sonra… Sormaya devam ettikçe, cerrahi üniforma eksiğini keşfettik. Hani astronotlar gibi giyiniyorlar ya, Covid koruyucu beyaz tulum, gözlük, eldiven… Sahada, kan ter içinde kalıyorlarmış. Üstelik o beyaz tulumlar, virüsten sadece 4 saat koruyormuş. Her 4 saatte bir de içlerine giydikleri sırılsıklam olmuş doktor- hemşire üniformalarını değiştirmeleri gerekiyormuş.

Eve götürüp yıkamak da ayrı bir problemdir…
-Evet, bu durumda eve bulaştırma riski de artıyormuş. Fazla üniforması olmayan, içine kendi kıyafetini giyiyormuş. Ve durum, gittikçe zorlaşıyormuş. Bu arada, satın almak isteyenler bir de ne görsünler! İki katı fiyata satılmaya başlanmış. Fırsatçılar, böyle bir işgüzarlık yapmış. Biz de Covid’e karşı bir koruma özelliği sağlamıyor olsa da cerrahi üniformalara, üretim desteği veriyoruz. Hayatlarını tehlikeye atarak, en ön safta canla başla çalışan sağlık emekçilerimize çalışma konforu sağlamak için…

300 ADET DE DOKTOR-HEMŞİRE ÜNİFORMASI TESLİM ETTİK

İki gün içinde 300 adet doktor-hemşire üniforması da teslim etmişsiniz, öyle mi?
-Evet. Hemen üniformaların kalıbını çıkardık ve elimizdeki pamuklu kumaşlarla üretmeye başladık. Tabii elimizdeki kumaşlar, yeni sezonun renkleri; nar çiçekleri, bejler, maviler. Yolladığımız hastanelerin acil bölümleri biraz renklenecek…

ÜNİFORMALARA NAZAR BONCUĞU DİKTİK!


Bir de üniformalara nazar boncuğu dikmişsiniz, bayıldım! Bu son dokunuş, senin içinden mi geldi…
-Evet, sağlık çalışanlarımız için cidden gönlümüzden gelendi. Çok zor şartlarda çalışıyorlar. Biz, evde bile kalmaktan şikayet ederken, çocuklarını evde bırakıp, salgınla, ölüm riskiyle boğuşuyorlar. Üniformalara dikmekten büyük mutluluk dulduk. Bir nazar boncuğunun daha uygun kullanıldığı bir yer olamaz herhalde!

HADİ, BİRLİK OLALIM HEPİMİZ İŞİN BİR UCUNDAN TUTALIM!


Bir aydır devam ediyormuş bu çabalarınız. Biz yeni öğrendik…
-Yardımları ve özel hayatımı gizli yaşamayı seven biriyim. Bu yaptıklarımızı da paylaşmadım. Ama çevremde bu çabalarımızla ve hatta, o minicik nazar boncuğuyla kalbi hızlı çarpan, umut dolan, bizden ilham alan o kadar çok kişi oldu ki… Herkes, paylaşmam konusunda ısrar etti, biz de sonunda paylaştık. Tanem’le Instagram’da bir canlı yayın yaptık. Söylemek istediğimiz, ‘’Biz, bir iyilik yapıyoruz bakın!” değildi, “Hadi birlik olalım, hepimiz işin bir ucundan tutalım’’ çağrısıydı.

Bu çağrıya nasıl bir yanıt geldi…
-İnanılmaz olumlu geri dönüşler aldık. Nasıl mutlu oldum anlatamam. Türkiye’nin her noktasından cerrahi üniformaya ihtiyacı olan sağlık çalışanları aradı, mesaj attı, teşekkür etti. Binlerce mesaj geldi. Destek olabileceğini söyleyenler de aradı. Bana ilk ulaşanlardan sevgili Ferhat Ferhangil, Saide Tekstil olarak, 15 bin adet karşılıksız üretebileceklerini söyledi.

SİZ DE DESTEK OLABİLİRSİNİZ… TERİKOTON/PAMUKLU KUMAŞ ARIYORUZ

Şimdi sırada ne var? Yeni hedefler neler?
-Şimdi kumaş arıyoruz. Bir yandan da Türkiye’deki pandemi hastanelerinin acil servislerine öncelik vermek üzere bir liste hazırladık. Yetkilileri tek tek arayarak, adetleri belirliyoruz. Cerrahi üniformalar üretildikçe, bekletmeden, hızlıca teslim edeceğiz. Tabii bu sırada, ekibimizi de maksimum çabayla koruma altına almaya çalışıyoruz. Onların emeği bizimkilerden fazla, sosyal mesafeyi koruyarak, özel araçlarla ulaşımlarını sağlıyoruz.

NAZAR BONCUĞUNA DA İHTİYACIMIZ VAR…


Biz, sana nasıl destek olabiliriz?

-Terikoton/pamuklu kumaş, dokuma üreticisi ve nazar boncuğu üçgenindeyiz. Birinden birini bulunca, diğer yeterli olmayanları tamamlamaya çalışıyoruz. Sandığımızdan çok fazla ihtiyaç olduğunu gördük. Bu üçü konusunda da desteklere açığız.

ŞİMDİ DE GÜÇLERİ BİRLEŞTİRDİK! ZEYNEP TOSUN, SERLİ CLOSH, MEHTAP ELAİDİ BİRLİKTE ÜRETİYORUZ…

15 bin adet üretim sözü almış olmana rağmen, kendi atölyende üretime devam ettin öyle mi?
-Evet. Çünkü ille de yüzlerce makineye ve binlerce çalışana gerek yok. Az insan gücüyle de yapılabiliyor birtakım şeyler. Biz de yapıyoruz. Sonra sevgili Zeynep Tosun, yine Tanem’le konuşup bana ulaştı. Onunla, var olan kumaşlarımızı paylaştık ve dün dikime başladı. Serli Closh’a da destek olmak istediğini söyledi. Ona da Mehtap Elaidi’den gelen kumaşları kendi atölyemizde keserek teslim ediyoruz. O da üretmeye başlayacak. Yani İTHİB (İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği) binlerce kumaş desteği sağlıyor diye, biz elimizdeki 50 metreyi kullanmıyor değiliz. Sanki yardım, büyük firmalar tarafından, büyük adetlerde yapılınca işe yarar diye yanlış bir algı var. Hayır! Herkes, gücü kadar iyilik veya kötülük yapabilir. Bunun değeri daha fazla ya da az değil. Hatta, küçük çaplı olan yardım daha kıymetli bile olabilir, çünkü büyük çaplı olana yol açabilir!

Peki, hayat kurtaran insanlara destek olan bir şeyler dikmek, hazırlamak… Bir moda tasarımcısı olarak neler hissettiriyor sana?
-Uzun zamandır modanın daha faydalı olabileceği bir halini arıyorduk, sanırım bulduk!

Yorum Bırak