BRAVOOO!!! Çalışan, üreten kadınlara…

Sizi, hayat hikayeleri birbirinden farklı 4 kadınla tanıştırmak istiyorum. Dönem dönem çeşitli zorluklar yaşamış bu kadınlar şimdi, aldıkları eğitimlerle tam donanımlı birer meslek sahibi… Ekonomik özgürlükleri olan, kendilerine güvenen, geleceğe umutlula bakan kadınlar. Ayşe Ersoy, Seçkin Özdemir, Zeliha Ekin, Münevver Çağırkan
.
Aralarında evlere temizliğe giden de vardı, işlettiği kafesiyle birlikte 15 yıllık emeği sulara gömülen de…. Çocuğu olduktan sonra sahneleri bırakanda da üniversiteye hazırlanırken iş hayatına atılan da….
.
Hepsi, “Kadın Emeğiyle Güzelleşen Külahlar” sosyal projesiyle meslek edindiler. Veee hayatlarında ilk kez sigortalı oldular. Ben sadece dört tanesiyle tanışabildim. Ama yaklaşık 200 kadının hayatına dokunan çok anlamlı bir çalışma bu… Ve her yıl 150 kadına daha ulaşmak istiyorlar. Emeği geçen herkesi yürekten kutluyorum…
.
Şimdi hayat hikayelerini, ilk ağızdan, bu çalışkan, üreten kadınlardan dinleyelim… Yaşasın kadın emeği…. Yaşasın kadın enerjisi
.

Ayşe, 44 yaşında, 3 çocuklu bir anne. Silivri’de yaşıyor. Silivri Kadın Plajı’na kurulan Carte d’Or dondurma satış noktasında çalışıyor. Plaj yeni bir düzenlemeyle Temmuz ayında açılmış. Daha önce karma bir halk plajıymış. Ayşe, karma plajda etraftan topladığı şezlong ve şemsiyeleri çok uygun bir miktara gelenlere kiralıyormuş. Plaj, ‘Kadınlar Plajı’na dönüşürken, belediye Ayşe’ye projeden bahsetmiş ve Ayşe bu bilgi doğrultusunda başvurusunu yapmış. Şu anda satış noktasında kızıyla birlikte çalışıyor. Kızı 20 yaşında. “Anne-kız bu işi yapıyoruz ve çok mutluyuz” diyor.

Hikayeni kısaca senden dinleyebilir miyiz?
– Lise mezunuyum. Geçmişte düğün salonlarında şarkıcılık yaptım. Sonra evlendim, çocuklarım oldu. Gece hayatı ve evlilik bir arada yürümüyor. Yavaş yavaş uzaklaştım sahne işinden. Başka işler denedim. Kışın pazarda bir şeyler sattım. Temizliğe gittim, merdiven sildim. Evde tek başıma ip temizledim, otel malzemesi paketledim. Pandemiyle birlikte iyice zorlaştı iş bulmak. Eşimin uzun süren işsizlik dönemi oldu. Büyük bir tükenmişlik içinde Silivri Selimpaşa’da olan plajda, yazın sağa sola atılan, unutulan şemsiyeleri aldım, tamir ettim, birkaç da şezlong buldum kırık dökük. Şezlongları hafta sonu plaja gelenlere kiralamaya başladım üçe beşe. Bulunduğum yere, belediyenin kadınlar plajı açacağını duyunca yıkıldım. Şimdi beni artık orda tutmazlar, “Ne yapacağım” diye endişelenirken, belediyede Carte d’Or’un kadınlarla ilgili kampanyasını duydum. Ve kendimi bu işte buldum. Eğitimleri aldım ve başladım. Çok severek yapıyorum işimi, üstelik kızımla birlikte çalışıyoruz. Ve hiç olmadığımız kadar huzurluyuz!

Peki yolun, Cart d’Or ile kesişmeseydi neler olurdu?
-Bu işe başlamadan önce sürekli kendisiyle uğraşan, her şeyi kafasına takan, endişeli, moralsiz biriydim. Kendimi, bu dünyaya bulaşık, yemek, temizlik gibi ev işleri yapmaya gelmiş biri gibi görüyordum. Para kazanmak istiyorsam, beni yoran, bana uygun olmayan yerlerde çalışmak zorunda olduğuma inandırmıştım kedimi. Öyle değilmiş.

Dondurmayla ilgili hislerin neler…

-Dondurma hayata benzer benim için. Zaman gibi erir, erimeden yemek, yaşamak lazım. Tatlıdır, çeşitlidir, rengarenktir, zevklidir. Küçük bir çocuğu dondurma yerken gördüğümde, onun mutluluğu benim içimi ısıtır.

Erkek ağırlıklı bir sektör açık dondurmacılık. Erkek meslektaşlarınızın tepkisi ne oldu?
-Bu açıdan zorluk yaşamadım. Yiyecek sektöründeyiz, çocuklara da dondurma veriyoruz, biz de anneyiz sonuçta. Kadınların bu sektöre yakıştığını düşünüyorum.

Seçkin 49 yaşında. 2 çocuğu, 1 torunu var. Daha önce eşiyle birlikte ilçe merkezlerinde bir kafeleri varmış. Ama deniz kıyısında bulunan kafe, Şubat ayında büyük bir dalga sebebiyle sular altında kalmış. 15 yıllık emekleri uçmuş gitmiş! Seçkin’in söylediğine göre bitmişler. Maile perişan olmuşlar. “N’apacağım, n’apacağım?” derken ve tam içindeki çalışma azmini kaybetmek üzereyken, belediyeden gördüğü destekle Carte d’Or’un “Kadın Emeğiyle Güzelleşen Külahlar” projesine dahil olmuş. Tekrar belini doğrultmuş, hayatı kurtulmuş. Kendi kafelerinde herhangi bir sağlık sigortası yokmuş. Hayatında ilk kez sigortalı oluyor. Seçkin bu iş için, “Ayakta durmamı, nefes almamı, hayatın bitmediğini anlamamı sağladı!” diyor.

Online eğitimleri de alıp, işe başlayınca ne tür değişiklikler oldu hayatında?
-O profesyonel eğitimler sayesinde, dondurmacılığa her yönünden bakma şansı buldum. Eğer yolum bu projeyle kesişmeseydi, yaşadığımız felaketten sonra, bu kadar çabuk toparlanamazdık. Artık ekonomik özgürlüğü olan, kendi ayakları üzerinde durabilen bir kadınım.

Dondurmayla ilgili hislerin neler…

-Dondurma insanı mutlu eden bir şey. Dondurma yiyip mutsuz olan kimseyi görmedim! Dondurma servisi yaptığım zaman, renklerin içinde kayboluyorum. Güzel tepkiler aldığımda da mutlu oluyorum. Dondurma beni ayağa kaldırdı. Renkleri hayata bağladı, tadı ise yaşama sevincim oldu.

Sen de hayatında ilk kez sigortalı olmuşsun. Bu nasıl bir duygu?
-Harika! Bu zamana kadar eşimin sigortasından faydalanıyordum. Şimdi kendi sigortamın olması beni güçlü kılıyor.

Zeliha, 1993 doğumlu. Eskiden kardeşiyle birlikte fotoğrafçılık yapıyormuş. Sonra otellerde çalışmaya başlamış. Bir tanıdığı sayesinde, “Kadın Emeğiyle Güzelleşen Külahlar” projesini duymuş. Belediyeye başvurmuş ve dondurmacı pozisyonunda işe alınmış. Hayatından çok memnun. Carte d’Or’a teşekkür ediyor.

Online eğitimleri de alıp, işe başlayınca ne tür değişiklikler oldu hayatında?
-Eğitimler daha açık bir gözle bakmama ve kendimi sorgulamama yardımcı oldu. Epey geliştirdi beni. İnsan, eğitimini aldığı işle ilgili kendisini daha güçlü ve özel hissediyor. Kazanç da cabası. Hayatımda ilk kez sigortalı oluyorum. Bu da geleceğe dair güven veriyor bana.

MÜNEVVER ÇAĞIRKAN:

Münevver, 2004 doğumlu. Liseden yeni mezun olmuş. Üniversite sınavına bu sene girmiş. Sürekli gittiği bir kafenin yanında, kepenkleri kapalı bir Carte d’Or dondurma satış noktasını görüyor. Merak ediyor ve kafe sahibine soruyor. Konu hakkında araştırıp bilgi ediniyor. Belediyeden başvurusunu gerçekleştirip, dondurmacı olarak işe başlıyor. İlk iş tecrübesi olduğunu ve işe başlayalı bir ay olduğunu belirtiyor. Aldığı eğitimle, işe çok rahat adapte olmuş. Başlarda tek zorlandığı konu, dondurma miktarlarını ayarlayamayıp biraz fazla koymasıymış. Kısa sürede bu konuyu da çözdüğünü söylüyor. İşinden pek memnun.

Erkek ağırlıklı bir sektör açık dondurmacılık. Erkek meslektaşlarınızın tepkisi ne oluyor?
-Yorumlar ikiye ayrılıyor. Bir kısmı, “Bu iş aslında erkek işi! Dondurmalar sert, kol kası gerektiriyor” tarzında konuşuyor ve bizi dondurma koyarken gördüklerindeyse şoke oluyor. Diğer bir kısmı da bu işi aslında kadınların yapması gerektiğini söylüyor. Bizi gördüklerinde çok mutlu oluyorlar. Hijyen kısmında bu işi kadınların daha iyi yönettiğini ve yönetmeye devam edeceğini belirtiyorlar.

Dondurma almak için yaklaşanların, neli isteyeceğini, yaşlarına, tiplerine, cinsiyetlerine göre tahmin edebiliyor musun?
-Evet. Çocuklar genelde renkli dondurmaları tercih ediyor. Yaş ilerledikçeyse kesinlikle kaymak ve çikolataya olan ilgi artıyor.

Yorum Bırak