Barış Yarkadaş ile 115 hamile çocuk hakkında… Çocuklarla ilişki kurmanın adı tecavüzdür

 EVET, gün birlik günü.

Türk milletinin Afrin’de savaşan erkek çocuklarına destek olmalıyız. Evet ama bu milletin çocukları sadece onlardan ibaret değil ki. Harcanıp giden, arka çıkılmayan, göz göre göre hayatları yok edilen kız çocuklarımızı unutacak mıyız?

Onların daha oyun çağındayken o zamana kadar hiç görmedikleri bir adamla evlendirilmelerine daha doğrusu satılmalarına göz yumacak mıyız? Kendisi daha çocuk yaştakilerin doğurmalarına sesimizi çıkarmayacak mıyız?

Tabii ki hayır!

Daha yeni 115 çocuğun doğum yaptığı hastanenin bu doğumları gizlediği, bildirmediği ortaya çıktı. Sonrası daha da kötü, çünkü resmi makamlarca da örtbas edilmeye çalışıldı.

Hep böyle oluyor, ses çıkmazsa sürüp gidiyor. Sürmesin! Kız çocukları da insan gibi yaşayabilme şansına kavuşsun! Milletvekili Barış Yarkadaş, Meclis’e önerge verdi. Herkesin, hepimizin kız çocuğu var. Bu meselenin AKP’si MHP’si, CHP’si yok. O çocuklar bu milletin çocukları. Bu önergeye kulak verelim. Milletimizin kız çocuklarına yaşanabilir bir hayat vermeye çalışalım…

– Araştırma önergesi vermeye neden ihtiyaç duydunuz?
Çünkü korkunç bir rezalet yaşanıyor! Ve üstü örtülmeye çalışılıyor. 115 çocuğun hamile kaldığını ve bu skandalın üstünün devlet kurumları tarafından örtüldüğünü sizin gazeteden Dinçer Gökçe’nin haberiyle öğrendik. Sorun çok boyutlu. Biz de Meclis’in el atması gerektiğini düşünüyoruz. Önerge vermemizin sebebi bu. Bu sosyal bozulmayı ancak Meclis’teki tüm partilerin ortaya koyacağı bir irade tamir edebilir…

– AKP’nin tavrı ne olacak sizce?
Önergeyi reddedeceklerini düşünüyorum. Çünkü daha önce de benzerlerini reddettiler.

– Siz, AKP’nin 115 çocuğun hamile kalması rezaletini örtbas ettiğini mi düşünüyorsunuz?
Elbette! İstanbul Valisi Vasip Şahin’in skandal sonrası yaptığı açıklama, örtbas girişiminin en yüksek perdeden ifadesi! İktidar partisi, toplumda infial yaratan bu tür sapıklıkları önce görmezden geliyor, sonra kamu tepkisi artınca da, suçu birkaç kişiye yüklüyor ve böylece soruna yol açan sebepleri es geçiyor!

– Siz daha önce birtakım istismarların ortaya çıkmasını sağladınız, değil mi?
Evet. Bir yıl önce, Adıyaman’ın Gerger ilçesinde bir müstahdemin, 30 öğrenciyi istismar ettiğini ortaya çıkardım. İktidar ve ona bağlı medya, bu sorunu da günlerce yok saydı. Tek satır yazmadı. Ancak, sorunu yok saymanız, onu yok etmiyor! Tam bir yıl sonra yine Adıyaman’da bu kez bir tarikat yurdunda istismar yaşandığını belgeledim. Yine üstü örtüldü olayın. Ne acı ki, iktidar ve ona bağlı medya, artık bu olguların suç ortağı…

500 ÇOCUĞUN AYNI HASTANEYE GETİRİLMESİ TESADÜF OLAMAZ

– Hastanenin savcılığa ve polise bildirmemesi nasıl bir şey?
Adı geçen hastanenin, çocuk doğumlarını, kanunlara rağmen ilgili savcılığa ve polise bildirmemesi suç! Hastane yönetimi sizce bu özgüvene nasıl sahip olabiliyor? Sebebi çok açık. Suç duyurularına rağmen, İstanbul Valiliği soruşturma izni vermemiş. Bu rezaleti ortaya çıkaran memur ise ödüllendirilmesi gerekirken sürgün edilmiş ve hakkında soruşturma açılmış! Bu da hastane yönetiminin bizzat iktidar tarafından korunup kollandığını gösteriyor! Belli ki, bu hastane, bu tür bir suçun gizlenmesi için “paralel doğumevi” haline getirilmiş. Yaklaşık 500 hamile çocuğun aynı hastaneye getirilmesi hiçbir şekilde tesadüf olamaz. Çok açık ki bir mekanizma var ve bu “tıkır tıkır” işliyor…

– Valinin, “15 yaşından büyük hamileleri bildirme zorunluluğu yok!” demesi nasıl bir şey?
Bunu bir OHAL kararnamesine dayanak yaparak açıklamaya çalışıyor. Ancak dayanağı, hukuki ve vicdani temelden yoksun. 18 yaşından küçüklerin evlenmesi bile yasakken, doğum yapmaları yasal mı sayılıyor? Vali, suçu örtme telaşıyla davranıyor…

KORKUNÇ! HER YIL ORTALAMA 20 BİN ÇOCUK ANNE OLUYOR!

– AKP’nin izlediği sosyal politikalar yüzünden her yıl ortalama 60 bin çocuk evlendiriliyor. Düşünebiliyor musunuz, her yıl ortalama 20 bin çocuk, “anne” oluyor! Bu çocukların yüzde 65’i, evlendirildikleri kişileri, düğün günü görüyor. Olacak şey mi bu! Evcilik oynaması gereken çocukları evlendirmek cinayettir!

NEDEN Mİ İSTİSMAR VAKALARI PATLIYOR?

Çocuklara yönelik istismarı, bilinçaltında meşru gören bu zihniyet, istismar vakalarının patlama yapmasına sebep oluyor. Televizyonlarda çocuklara yönelik istismarı meşrulaştıran sözleri duyan ve bu kişilerin yönetim tarafından korunup kollandığını gören kişiler, istismarı, tacizi, tecavüzü ve çocuklarla cinsel ilişki kurmayı -ki bunun adı tecavüzdür- meşru görüyor.

SON 10 YILDA İSTİSMAR MAĞDURU 250 BİN ÇOCUK VAR!!!

– Bu konuda bir şeyler yapılacağına inanıyor musunuz? Yoksa her zamanki gibi çocuklarımız gürültüye mi gidecek?
Bu sorunlar AKP zihniyeti hüküm sürdükçe çözülemez! Çocukların erken yaşta evlendirilmesini engellemeye çalışan dernekleri bile KHK ile kapattılar. Köklü bir değişime ihtiyacımız var. Yoksa yazık olacak bu ülkenin çocuklarına, gençliğine ve dolayısıyla geleceğine… Ben aynı zamanda TBMM Güvenlik ve İstihbarat Komisyonu CHP Sözcüsüyüm. Bu yüzden emniyet ve adli kaynaklara ilişkin verilere özel bir ilgim var. Sadece 2011-2016 yılları arasında, 232 bin 313 çocuk, “gelin” oldu. Türkiye’de 2002’den bu yana 18 yaşın altında 440 bin çocuk doğum yaptı. Çocuk yaşta resmi nikâhla evlendirilen kızların (16-17 yaş grubu) yüzde 69.9’u, kendisinden 6 ve daha büyük yaşta bir erkekle evlendi. Şu an cezaevlerinde cinsel suçlardan hüküm giymiş 20 bine yakın kişi var. Ve bunların çoğu, son beş yılda suç işlemiş kişiler. İktidar toplumu zorla muhafazakârlaştırmaya çalıştıkça, cinsel suçlarda patlama yaşanıyor. Ya çocuk istismarına ne demeli? Bunu söylemesi anlatması bile zor! Ancak ne yazık ki son 10 yılda istismar mağduru 250 bin çocuğumuz var…

ÇOCUĞUN EŞOFMANINDAN NASIL TAHRİK OLUNUR!

– Diyanet’in “9 yaşındaki çocuk evlenebilir” fetvası da her şeyin üstüne gelince, istismar artık olağanlaştı. Konya’da iki öğretmen, çocukların giydiği eşofmandan tahrik olduklarını açıkladı. Bakanlık, bu öğretmenler hakkında bir hafta boyunca işlem yapmadı! İşte bu tavır, büyük bir toplumsal çürümeye yol açıyor. Hatırlayın, Aile Bakanı, Ensar Vakfı Yurdu’ndaki istismar sonrası, “Bir kere ile bir şey olmaz!” demişti. O vakıf ki, kapatılması gerekirken ödüllendirildi ve bir de devlet protokolüne 18. sıradan girdi.

Yorum Bırak