AYŞE TÜKRÜKÇÜ 2

O kadar etkilendim ki, anlatamam. İstanbul’da, burnumuzun dibinde başka bir hayat yaşanıyor,  gidin, görün


Itır Erhart
’tan duydum Ayşe’yi.

Adım Adım Itır.

Bilgi’de doçent.

corba30

“Aaaa sen Ayşe’yi tanımıyor musun?” dedi, “Ayşe Tükrükçü müthiş bir kadın”. Yıllarca genel evde çalışmış vesikalı biri, şimdi çok saygı değer bir sivil toplumcu…

Nasıl yani?” dedim.

“Basbayağı” dedi.

Ayşe’yı tanıyınca Itır’ın az bile anlattığını anladım.

Şefkat-Der üyesi bir ateş topu. Her şeye yetişiyor. İnanılmaz bir enerjisi var. Komik, tatlı ve disiplinli. Herkes onun karşısında mum oluyor. Evsizlerle kurduğu ilişki de anlatılır gibi değil. Evsizler ona güveniyorlar, teslim oluyorlar, her birinin hikayesini biliyor, her birini şefkatiyle sarıp sarmalıyor.

Tam 240 gecedir, her gece, çorbaya çıkıyor. Yağmur, çamur dinlemeden. Yaptığı mercimek çorbasını onlara dağıtıyor, gecede 200-250 evsize ulaştığı ve doyurduğu oluyor.

Bazı geceler Adım Adım ona eşlik ediyor, bazı geceler Oy ve Ötesi, bazı geceler Anti Kapitalist Müslümanlar

42111corba48Böyle bir olayın varlığını duyduktan sonra gidip izlememek mümkün mü?

Geçen hafta iki gece Ayşe ve ekibiyle çorbaya çıktım.

O kadar etkilendim ki, anlatamam.

İstanbul’da, burnumuzun dibinde başka bir hayat yaşanıyor,  gidin, görün…

corba09

 

Şefkat-Der’in önünde buluşuyoruz.

Kalabalık bir ekibiz.

Çorba hazır.

Tekerlekli termoslarda 250 kişilik çorba taşıyacağız.

Mercimek çorbası.

Tadı şahane.

Kural 1. Kendin içmeyeceğin şeyi, asla bir başkasına ikram etmeyeceksin.

Kural 2. Evsizlere para vermeyeceksin. Sen onunla yemeğini paylaş, giysini paylaş, sevgini paylaş. Ona iş bul, onu topluma kazandırmaya çalış. Ama para vermek bir halta yaramaz. Vicdanını böyle rahatlamazsın.

Kural 3. Asla evsizlere izin almadan dokunma. Uyurken onlar parkta, bir bankamatikte, çeşmede, duvar dibinde, “Çorba veriyorum alır mısınız?” diye uyandırma. Çünkü ürkebilirler, korkabilirler ve istemeden sana zarar verebilirler.

corba11Ayşe bize yelekler giydiriyor.

Firuzağa’ya doğru yürüyoruz. Önce bir binanın izbeliğinde naylonlardan kendine ev yapmış eski bir Türk sineması oyuncusuna uğruyoruz.

Elektrik yok, hiç bir şey yok, karanlık.

Ayşe sesleniyor, nayonların içinden biri çıkıyor, “Abi nasılsın?” diyor Ayşe. Gırtlak kanseriymiş bu eski oyuncu, “Sana çorba getirdik”diyor, “Bak bu da Ayşe!”

Çorbayı ve ekmeği alıyor oyuncu, mahcup bir şekilde teşekkür ediyor.

Kural 4. Herkesi insan yerine koyacaksın. Herkese, evsiz de olsa hak ettiğin saygıyı göstereceksin.

corba13

corba12Biraz sohbet ettikten sonra yola devam ediyoruz.

Az ileride yerde yatan birini görüyoruz, Ayşe başucuna oturuyor, ona adıya sesleniyor, battaniyenin altından biri kafasını çıkarıyor, Ayşe’yi görünce gülümsüyor, “Hadi iç sıcak çorbanı!” diyor.

corba15

corba14

Sıraselviler’de Hasan Usta dürümcünün önünden geçiyoruz, burası Ayşe’ye her hafta ücretsiz erzak veriyor, her esnaf bu kadar cömert davranmıyor.

Ayşe oradan geçerken mutlaka bir çif kötfe de ağzına atıyor.

İstikamet Gezi Parkı.

Yanımızda evden getirdiğimiz giymediğimiz kıyafetler var.

Çorbayla birlikte onları da dağıtacağız.

O da ne!

Gezi’de bir sürü evsiz birikmiş.

Yaşlısı, genci, on yıldır sokakta, parkta yaşayanı, battaniyesi sırtında dolaşanı, kokanı, utananı, çok konuşanı, az konuşanı, hafif kafadan çatlak olanı, tinercisi, uyuşturucu bağımlısı, 6 yaşından beri sokakta büyüyeni, ailesi tarafından terk edileni…

corba17

corba18

corba19

Kimi ararsanız var…

Ne kadar evsiz varsa, o kadar ayrı hikaye…

Hepsi sıraya giriyor, hepsi sıcak çorbayı alıyor.

Sonra sohbetler ediliyor.

corba35

corba36

corba39

Hadi şimdi Fındıklı’ya diyor Ayşe

Stadın yanında aşağı Dolmabahçe’ye iniyoruz, oradan Fındıklı Parkı’na…

Suriyeliler de görüyoruz yolda, ama onlar çorba almıyor, para istiyor, Ayşe’in sözünden çıkmıyoruz vermiyoruz.

Sahilde parka evsizle karşılaşıyoruz, 15-20 evsiz de orada var.

Çocuk parkında kayacağın üzerini mesken yapmış bir evsiz aile var, bebekleri de olmuş, hani kayacağın üstü kule gibi olur ya, işte orayı ev yapmışlar.

Ayşe binlerce hikaye anlatıyor.

Sokaktakilerin bir kısmı da eğitimli, mesela elektrik müdehdisi bir amca var, mesela Amerika’da çalışmış biri var, çok iyi İngilizce konuşuyor…

corba40

corba43

Oradan Tophane’ye doğru ilerliyoruz.

Çeşmelerini içini ev yapmış olanlar var.

Her çeşme de birine ait, başka biri yerleşmeye kalkarsa kavga çıkıyor.

corba45

corba50

Hikayelerini anlatırken ağlıyorlar, sokakta yaşamanın zorluklarından anlatıyorlar.

Onlar konuştukça, insan hayatında ailenin ne kadar önemli olduğunu kavrıyorsun.

İnsanın içini acıtan görüntülerle karşılaşıyoruz.

Aynı anda bir ekip İstiklal’den Galataray’a gidiyor.

Şefkat-Der elinden geldiği kadar çok evsize ulaşmaya çalışıyor.

Artık saatler, sabaha karşı 3 oldu, bir başka çorba gecesinde buluşmak üzere dağılıyoruz.

———————

Fotoğraflar Tanla Özuzun

 

 

Yorum Bırak