Analı-kızlı kuzey ışıkları
(Cumartesi)
Allah’ım yoksa ölecek miyim ben!!!
Hayallerimi bir bir gerçekleÅŸtiriyorum. Kuzey ışıklarını görmek, gökyüzündeki o inanılmaz renklere bakıp büyülenmek, bir masal ülkesinde olduÄŸunu hissetmek, eksi 20’lerin sonsuz beyazına dalıp gitmek, cup cup karlara girip çıkmak, gülmek, kahkaha atmak, rengeyiÄŸi safarisi yapmak, Husky’lerle yakınlaÅŸmak, kızaklarda kaymak, bir igloo’da kalmak en büyük hayallerimden biriydi.
Geçen hafta sonu gerçekleÅŸti. Ben sevinmeyeyim de kim sevinsin? Bir çentik daha… Gerçi, bunları sevgilimle yaparım diye düşünmüştüm. 10 yaşındaki kızımla yapmak nasip oldu. İkimiz için de inanılmaz bir deneyim oldu. Alya da havalara uçtu. Ben Adana’da doÄŸdum, Alya Dubai’de, ayıptır söylemesi kar ve soÄŸuk konusunda biraz görgüsüzüz ama aynı zamanda korkusuz.
Arada sırada trafik kazası olmuyor deÄŸil. Husky’ler koÅŸarken kolay duramıyor ya da sürücüsü durduramıyor. Arkadaki kızak bana bindirdi. Allah’tan bacağım kırılmadı ama mosmor oldu. Yine de her ÅŸeye deÄŸerdi…
Orada yapılabilecek her çılgınlığa atladık. Bu yaÅŸlarda bir çocuÄŸunuz varsa, olabilecek en güzel kış seyahatlerinden biri. Hem romantik hem nostaljik hem de insanın serüven yaÅŸama duygusunu tatmin ediyor. Biz, Miles and Smiles kredi kartıyla Hürriyet’in gerçekleÅŸtirdiÄŸi bir sosyal proje için Finlandiya’ya uçtuk. Önce Helsinki. St. Petersburg’u andıran Helsinki’de kalmadık, hoooop direkt meseleye girdik, bir buçuk saat daha kuzeydeki Rovaniemi’ye uçtuk.
HoÅŸ geldin -20. SoÄŸuk bile demiyorlar eksi 20’ye! Gelecek perÅŸembehürriyet.com.tr/kelebek /Yarım Kalan Hayatlar‘dauzun uzun geziyi ve Laponya’yı anlatacağım. O büyülü diyarın adı Laponya. Bölge adı, ülke zannetmeyin. Finlandiya, İsveç, Norveç ve Rusya’nın da topraklarının olduÄŸu Avrupa’nın en kuzey kısmı. Çatısı yani. Ve Kuzey Kutup Dairesi, iÅŸte bizim gittiÄŸimiz Rovaniemi’den itibaren baÅŸlıyor. 180 bin kiÅŸi yaşıyor, 200 bin de rengeyiÄŸi.
Husky’ler müthiÅŸ köpekler. Laponya’da çiftlikleri var. İşte orada safari yapıyorsunuz. Muazzam bir his. Kızakları çeken köpeklerin en arkasında iki erkek köpek var, onlar en kuvvetliler. Ortalarda orta kuvvette köpekler var. En önde kim var dersiniz? İki diÅŸi Husky. Çünkü diÅŸi köpekler daha iyi liderlik yapabiliyormuÅŸ. Pek hoÅŸuma gitti.
Çok içli, çok hisli hayvanlar… RengeyiÄŸiyle yapılan safari bölgenin olmazsa olmazlarından. Aynı ÅŸekilde Husky safarisi. Onlar da dünya güzeli köpekler. Nasıl hızlılar anlatamam. Kelimenin iki anlamıyla da bizi uçurdular. Tepesi cam igloo’da gökyüzünün, yıldızların ve kuzey ışıklarının altında uyumak unutulacak gibi bir ÅŸey deÄŸildi. Ve tabii oralara kadar gitmiÅŸken Noel Baba’ya uÄŸramadan olmazdı. Santa’nın kasabası orada, üstelik Türkçe de biliyor, “Merhaba” diyebiliyor. Yanağından makas aldık, öyle geldik…
Igloo’lar uzay gemilerini andırıyor. İçine neredeyse ancak iki kiÅŸilik bir yatak sığıyor. Tavan yerine gökyüzüne bakmak çok etkileyici.
Safarilerde, üşümemeniz için astronot giysilerine benzer kalın tulumlar giyiyorsunuz.
Ama yine de bir saat sonra her tarafınız donuyor. En güzeli ateşin etrafında ısınmak.
Aurora Borealis… Yani kuzey ışıkları… Bir büyücünün gökyüzünde yaptığı sihir sanki. Ama öyle deÄŸil, doÄŸanın ta kendisi. Renkten renge bürünen ve insanın aklını alan bir görüntü. Fakat yakalamak kolay deÄŸil. Kaldığınız otellerde kuzey ışığı alarmları var. Basarsanız, “Gece Aurora çıkarsa, beni uyandırın!” anlamına geliyor. Üç gece kaldık. Bir gece denk gelebildik.
Noel Baba’nın kucağına oturmak 30 Euro! FotoÄŸraf çekmek yasak. Ancak onlar çekiyor. Allah’tan bir de minik film veriyorlar. Noel Baba’nın kasabasında (Santa Claus Village) size Kutup Dairesi’ni ziyaret ettiÄŸinize dair bir de sertifika takdim ediyorlar. Ne iÅŸimize yarayacağını bilemedik ama aldık.