‘Aile içinde olur böyle şeyler!’ dendi


Hepinize iyi bayramlar. Bayram bayram canınızı sıkmak istemezdim ama bu kepazelikleri aşmadıkça, şiddet toplumun her alanına yayıldıkça ağız tadıyla bayram kutlayamayacağımız da kesin. Geçen hafta ben de o meşhur videoyu izledim, tüm sosyal medyada dolaştı. İzlediğimiz şeye inanamadık, sinirimiz tepemize çıktı, kınayan mesajlar yazdık. Eeee sonra? Hayat her zaman olduğu gibi aynen devam etti. Ama o 9 tokadı yiyen Gaye Akıl için devam etmiyor. Beni aradı ve kendisiyle röportaj yapmamı istedi. Ben da yaptım…

Geçen hafta sosyal medyayı salladı o görüntüler. Hafızamıza darp edilen, tokat yiyen kadın olarak kazındın… Ne hissediyorsun?

Öfkeliyim. Çünkü şiddet görüyorsun bu ülkede, dayak yiyorsun, darp ediliyorsun ama edildiğinle kalıyorsun… Hiçbir şey olmuyor! Adam elini kolunu sallaya sallaya dolaşıyor. Çaresiz de hissediyorum kendimi ama yine de vazgeçmeyeceğim, pes etmeyeceğim. Bu yaptığı suç. Yanına kalmamalı. Cezasını çekmeli…

O görüntüleri sen mi sosyal medyaya verdin?

Evet, darp edilen diğer arkadaşlarımla… Kendimizle gurur duyuyoruz. Susmadık, hakkımızı arıyoruz. Ama tabii hırslanıyorum da…

Kime?

En çok kendime! “Niye ben de ona karşılık vermedim?” diye. Gerçi doğru olanı yaptım. Haklıyken haksız duruma da düşmüş olurdum. Ama yine de defalarca izledim, izledikçe de delirdim. Adam 9 kere tokat atmış bana! Olabilir mi böyle bir şey?

Gerçekten rezalet! Öfkelenmekte o kadar haklısın ki… Şiddetin herhangi bir gerekçesi olamaz ama sen o tokatları hangi sebeple yedin?

Ayağa kalkmadığım için! Şahin Şeker o kadar “mühim”, o kadar “önemli” bir şahsiyet ki… Oraya girdiği zaman ayağa kalkmamız gerekiyormuş! Tek sebebi bu! Masaya vururken de bana vururken de arkadaşıma vururken de sürekli aynı şeyi söylüyordu, “Ben girince ayağa kalkacaksınız!”

Peki sen niye “Ne hakla bana tokat atıyorsunuz!” diye tepki göstermedin?

Gösterdim aslında. İlk vurduğunda, “Kendinize gelin, bana bu şekilde vuramazsınız!” dedim ama böyle dedikçe daha çok vurdu… Düşününce kendime kızıyorum, bir de adama iyi niyetli bir şekilde, “Geldiğinizi görmedim” diyorum. Dayakçı adama izahat vermeye çalışıyorum. Resmen girişti bana!

Tanıyor muydun önceden?

Evet. Mekânın mal sahibi. Bir yıldır karşılaşıyoruz, selamlaşıyoruz. Hiçbir zaman saygıda kusur etmedim. Hiçbir zaman aramızda bir gerginlik filan olmadı. Kim olduğumu biliyor, ismimi de biliyor. Ben marka sahibi Münir Atamer’in yanında çalışan bir insanım. Onun sahadaki destekçilerindenim.

Gerçekten 9 kere mi tokat atmış!

Evet, bir televizyon kanalı saymış. Ben üç tokattan sonrasını sayamadım… Zaten sinirim bozuluyor izleyince. Saçımdan tutup kafamı duvara vurmasını saymıyorum, onlar o 9’un içinde değil…

Aile içinde olur böyle şeyler dendi

O sırada “Ya n’apıyorsunuz!” diyen yok mu? Bu adamı niye kimse durdurmuyor?

Yanımdaki arkadaşım beni korumaya çalıştıkça ona da saldırmaya başladı. Adamın gözü dönmüştü. Hamle yapmaya kalktıkça daha da saldırganlaşıyordu…

O videoda başka insanlar da var…

Bir tanesi otopark görevlisi. Kendi personeli. Kapıdan sonradan giren de kendi oğlu, aynı zamanda işletmenin ortağı. Bak onun geldiğini görünce, seslendim, yardım istedim. Yüzüme baktı ama hiç müdahale etmedi. Babasını tutabilirdi, “Yapma!” diyebilirdi. Demedi. Muhtemelen babasından korktu. Zaten onun da geçmişte babasından dayak yediğine tanık olduk.

Peki niye kalkıp gitmediniz?

Ben kendimi korumak, dışarı çıkmak için hamle yaptım. Bu sefer arkamdan hakaretler, tehditler savurmaya başladı. Küfür etmeye başladı. Gayriihtiyari döndüm. O anda tekrar saldırdı. O hamleyi beklemiyordum, aslında hiçbirini beklemiyordum. Şok da yaşıyorsunuz. Aklınız almıyor, almak istemiyor. Anlatırken bile hâlâ titriyorum, sinirlerim bozuluyor…

Peki nasıl bitti bu pespayelik?

Münir Atamer son dakikada olaya müdahil oldu. Arkadaşlar ona haber veriyorlar. O da olay yerinden beni uzaklaştırdı. Dediği tek şey, “Burada işimiz bitti, markamızla birlikte buradan çekiliyoruz!” Biz de on dakika sonra kendi personelimizle alanı terk ettik…

Sonra?

Hep birlikte hastaneye gittik, darp raporu aldık. Kamera kayıtlarını arkadaşlarımız hemen güvenlikten aldılar. Silmesinler diye. Kayıtlarla Beşiktaş Karakolu’na gittik darp edilen diğer arkadaşlarımızla birlikte. Ama o gece bizi darp eden Şahin Şeker, karakola gelmedi. Oğlunu gönderdi. Karakola oğluyla Nihat Yıldız adındaki otoparkta görevli adamı geldi.

Oğlu ne dedi?

“Haklısınız, yapmaması gerekiyordu” falan filan diye gevelemiş eşime. Otopark görevlisi bana döndü ve aynen şöyle dedi: “Abla, geçmiş olsun… Biz aileyiz. Aile içinde olur böyle şeyler!” “Unut gitsin” diyor yani. Ben de “Yok” dedim, “Ben sizin ailenizden filan değilim. Hiç olmadım. Ayrıca ailede şiddet-middet de olmaz! Kimse kimseyi darp edemez!”

Sen şiddet gördün, darp edildin ve şikâyette bulundun… Peki sonra ne oldu?

Hiçbir şey! Şahin Şeker’i üç gün sonra bir şekilde karakola götürüyorlar, ifadesini veriyor. Ama 15 gün geçti. Savcılığa gitmediğini öğrendik. Sonra avukatımızla beraber savcılığa gittik ve karakoldan dosyanın gelmediğini öğrendik. Öyle olunca, orada yeniden ifademizi yazdık. Kamera kayıtlarımızı da yanımızda getirmiştik. Savcıya teslim ettik. Sonra aradan 20 gün geçti. Gene bir şey yok! Normalde savcılığa da ifade vermesi gerekiyordu. Gitmemiş… Öyle olunca, havanda su dövmek yerine, “Bari başımıza gelen rezilliği, biz duyuralım…” dedik. Ve sosyal medyaya verdik. Yetkililer harekete geçsin diye, adli takibi hızlansın diye, bu adam ceza alsın diye…

Bu ülkede arkan sağlam değilse gücün yok gibi mi algılanıyor?

Aynen öyle! O zaman bu dayakçı, şiddet yanlısı erkekler cezasız kalıyor. Kalmasınlar!

OĞLUM KÂBUSLAR GÖRÜYOR

Neden kamu davası bile açılmadı?

Bilmiyorum. Açıklamalarının birinde “Sarhoştum” demiş, birinde “Tansiyon hastasıyım!” demiş. Bu mudur birilerini darp etmenin gerekçesi? Ama işte, sonuç sıfır. Adam “Günahsız bir kadına 9 tokat attım. Dünya âlem izledi. Ama bana hiçbir şey olmadı!” diyordur. Emin olun, başkalarını da darp etmeye devam edecektir…

İnsanları hak aramaktan vazgeçirmek mi istiyorlar?

Büyük ihtimalle öyle! Zaten görüyoruz, biliyoruz. Şiddet olayları yazılıyor yazılmasına ama pek çoğunda suçlular cezalandırılmıyor! Sonunda insanlar yılıyor, şikâyetçi bile olmaktan bile vazgeçiyor!

Sen ne istiyorsun, nasıl bir ceza alsın?

Ben bu adamın toplumdan soyutlanmasını istiyorum. Benim 13 yaşında bir çocuğum var. İster istemez öğrendi. Sabahları kâbuslar görüyor. Hem benim için hem ailemiz için endişeleniyor. Bu adamlar belalı insanlar, başımıza dert olurlar mı diye. Böyle böyle sindiriyorlar insanları. İki gündür okula göndermiyorum. Oğluma böyle bir şey yaşattığım için de üzülüyorum…

Yorum Bırak