Şehri Sessize Al

Sizden öncelikle bir şey isteyeceğim. Benim için iki dakikalığına evinizin ya da arabanızın penceresini açıp dışarıyı dinler misiniz?
Ne duyuyorsunuz?
Eğer sessizlik ve kuş sesleri duyuyorsanız ne mutlu size.
Çünkü büyük bir çoğunluğumuzun duyduğu pek de hoş olmayan sesler.
Büyük şehirlerde yaşayan bizler. Gün geçtikçe daha çok sinirli, daha çok tahammülsüz, öfkeli ve kavgacı oluyoruz.
Tüm bu negatifliğin ve rahatsızlığın sebeplerini düşündüğümüzde aklımıza hemen gelenler; trafik, hava kirliliği, stress ve yoğun iş temposu oluyor.

Peki hissettiğiniz bu stresin kaynaklarından birinin ‘’Gürültü‘’ olabileceğini hiç düşündünüz mü?
Klakson sesinden inşaatlardan gelen çekiç seslerine, musluk damlamasından ana caddelerdeki trafik gürültüsüne kadar pek çok gürültü kaynağına maruz kalıyoruz.

Ve o kadar da alışmışız ki rahatsızlığımızın bu olduğundan bile haberdar değiliz.

Pimapen ‘Şehri Sessize Al’ ismiyle nefis bir proje gerçekleştiriyor. Bizlere gürültünün kaynaklarını bir bir açıklayıp hangi tip gürültüden nasıl korunacağımız konusunda açıklamalarda bulunuyor.

Sehrisessizeal.com web sitesi, uzmanların gürültü hakkında bilgiler verdiği hatta İstanbul’da yaşayanların kendi muhitlerinin gürültü seviyesini ölçebildikleri harika bir kaynak site.

Projeye uzmanlığı ile destek veren Odyolog, öğretim üyesi Dr. Eyup Kara’yla birlikte elimizde desibel ölçerle İstanbul’u gezdik. Gürültülü yerleri birlikte belirledik.

Aklıma gelen her şeyi sordum. Gürültü nedir? Sesle gürültü arasındaki fark nedir? Gürültüden nasıl kaçarız? Hepsinin cevabını bulacaksınız.

Röportajın ikinci bölümünde İstanbul’un en gürültülü semti hangisi sorusunun cevabını arayacağız. Ayrıca günlük konuşmalarımıza bile giren desibel kavramının anlamını öğreneceğiz.

GÜRÜLTÜ KİRLİLİĞİNE KARŞI FARKINDALIK VE DUYARLILIK OLUŞTURMAYA ÇALIŞIYORUZ!

Pimapen’in başlattığı “Şehri Sessize Al” projesinde yer alan akademisyenlerden birisiniz. Proje, çok güzel bir farkındalık projesi. Önce sizi tanıyalım Hocam…
– Ben Eyüp Kara. 2017’de İstanbul Üniversitesi’nde Odyoloji alanında doktoramı tamamladım. Sonrasında da İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa, Odyoloji bölümüne öğretim üyesi olarak atandım. Halen ders veriyorum. İşitme cihazları, işitsel implantlar, işitme sağlığı ve işitme tarama programları alanlarında akademik çalışmalarım mevcut. “Sessizliğime ses ver” ve “Müzik sesim olsun” isimli Kalkınma Bakanlığı projelerinde de danışmanlık ve eğitim koordinatörlüğü yaptım.
“Dinamik vestibüler sistem algoritması geliştirilmesi” isimli TÜBİTAK projesinde, araştırmacı-danışman olarak görev aldım. “Şehri Sessize Al” da, yer aldığım bir başka farkındalık projesi.

Bu projenin temel amacı ne?
-Gürültü kirliliğine karşı farkındalık, aynı zamanda duyarlılık oluşturmak. Çünkü sadece “farkında olmamız” yetmiyor. “Gürültü kirliliğine karşı alabileceğimiz tedbirler neler?” “Üzerimize düşen vazifeler neler?” gibi soruları da yanıtlıyoruz. Hepimizin, kamusal ya da özel alan fark etmeksizin, davranışlarımızın kendimize ve başkalarına olan etkilerinin farkında olmamız gerekiyor. Çünkü kolektif biçimde ürettiğimiz gürültü kirliliği, hepimizi etkiliyor.

GÜRÜLTÜ KİRLİLİĞİNİN BEDENİMİZ ÜZERİNDE PSİKOLOJİK VE FİZYOLOJİK ETKİLERİ VAR

Şehirde yaşayan bizler, stresten şikayetçiyiz. Hızlı yaşamak, kafası kesik tavuk gibi oradan oraya koşturmak, trafik ve hava kirliliği, en çok şikayet ettiğimiz konular. Buna, bir de gürültüyü mü eklemeliyiz?
-Kesinlikle! Bilimsel araştırmaların sonuçlarına bakılırsa, mutlaka eklemeliyiz. Gürültü kirliliği bizi sadece bilişsel olarak rahatsız eden bir olgu değil. Aynı zamanda bedenimiz üzerinde fizyolojik etkileri de var. Tıpkı hava kirliği gibi.

HORMONAL SİSTEMİMİZİ, KAS SİSTEMİMİZİ, GÖRMEMİZİ, UYKUMUZU, REFLEKSLERİMİZİ ETKİLİYOR. HASTALIKLARA OLAN DİRENCİMİZİN DE DÜŞMESİNE SEBEP OLUYOR

Nedir o etkiler?
-Nörolojik etkileri var. Hormonal ve kas sistemlerimiz üzerinde etkileri var. Görmemizi, uykumuzu, reflekslerimiz etkiliyor. Hastalıklara olan direncimizin de düşmesine sebep oluyor. Gürültü kirliliğinin, tek mağduru insanlar da değil. Hayvanlar ve diğer canlılar da bu kirlilikten eşit derece mustarip. Biz insanlar her türlü koşula kısa zamanda adapte olabiliyorken, onların habitatları bozulduğunda işler karışıyor.

GÜRÜLTÜ KİRLİLİĞİ YÜZÜNDEN GİTGİDE DAHA KIZGIN, DAHA ÖFKELİ, DAHA KAVGACI BİREYLER HALİNE GELİYORUZ!

“Doğma büyüme şehirde yaşayan bizler, maruz kaldığımız gürültünün farkında değiliz” diyebilir miyiz?
-Evet. Bilinçli olarak farkında olmayabiliriz. Gerçekten rahatsızlık verici bir seviyeye ulaşmadığı müddetçe, tepki göstermiyor olabiliriz. Fakat fizyolojimiz ve psikolojimiz, aslında duruma tepki veriyor. Düşünsenize, renk keskinliği becerimiz zayıflıyor. Görsel dikkatimiz dağılıyor. Kan şekerimiz, kan basıncımız yükseliyor. Kalp atışlarımız hızlanıyor. Konsantrasyon eksikliği, uyku bozuklukları yaşıyoruz. Stres seviyemiz artıyor. Gitgide daha kızgın, daha öfkeli, daha kavgacı bireyler haline geliyoruz. Tüm bunlar da yaşadığımız toplumun, genel olarak hoşgörüsüzlüğe ve karamsarlığa doğru evrilmesine sebep oluyor.

sehrisessizeal.com’da hem İstanbul’un gürültü haritası var hem de bazı testler yapılabiliyor…
-Evet. Bir gürültü testimiz var mesela. Bulunduğunuz ortamdaki, olası gürültü kaynaklarının verisini girdiğinizde, size ne şiddette gürültüye maruz kaldığınızı söylüyor. Aynı zamanda size olan etkilerini. Şimdilik sadece İstanbul için geçerli. Ama diğer kentlerimizi de kapsayacak şekilde veri toplamaya devam ediyoruz.

Ben oturduğum yer itibariyle yüksek gürültüye maruz kalıyormuşum. Sizin testten bunu öğrendim. Peki n’apacağım?
– Gürültüye maruz kalmamak için alabileceğiniz önlemleri öğrenin. Bir kısmı basit tedbirler: Örneğin, ilk olarak gürültü kaynağının kendisini yalıtabilirsiniz. Eğer bu mümkün olmuyorsa, gürültünün ortama nüfuz etmesini önlemek amacıyla ses yalıtımlı pencere, kapı ve duvar gibi çeşitli akustik yalıtım malzemeleriyle ortamı sessizleştirebilirsiniz. Gürültü kaynağını yalıtamıyorsanız, olumsuz etkilerin önlenmesi noktasında, özel kulaklıklar ya da filtreli tıkaçlar çözüm sunabilir. Bu sitenin ve projenin amacı da, insanlara, bu saydıklarım ve bunlara benzer neler yapılabileceklerini göstermek.

Gürültü nedir?
– İstenmeyen ve rahatsız edici seslerin tümü olarak tanımlanabilir. Kimi zaman trafikteki araç sesleri, kimi zaman damlayan bir musluğun sesi, gürültü anlamına gelebilir. Ses, ölçülebilir ve varlığı kişiye bağlı olarak değişmeyen nesnel bir kavram iken, gürültü, öznel bir kavramdır. Gürültü ve genel olarak ses kavramını birbirinden ayıran süreç, kişi tarafından ona atfedilen anlam ya da rahatsızlık düzeyine göre değişiklik göstermesidir. Şıpırdayan musluğun sesi sizi çileden çıkarırken, benim için ortam seslerinden biri olabilir mesela…

TIRNAĞIN, CAMA SÜRTMESİ YA DA SEVİLMEYEN BİR MÜZİK TÜRÜ DE, BEYNİMİZ TARAFINDAN
GÜRÜLTÜ OLARAK SINIFLANDIRILABİLİR

Bir sesi gürültü olarak tanımlamak için ille de yüksek bir frekansta mı olmalıdır?
-Yoo hayır. Kimi durumlarda işitsel hafızamızdaki olumsuz deneyimlerle eşleştirilmiş sesler de gürültü ya da rahatsız edici sesler olabilir. Örneğin; tırnağın cama sürtmesi, sevilmeyen bir müzik türü ve benzeri sesler de gürültü olarak beynimiz tarafından sınıflandırılabilir…

Şehri Sessize Al projesi kapsamında, İstanbul’u Odyolog Dr. Eyüp Kara’yla gezdik
GAYRETTEPE VE MECİDİYEKÖY İSTANBUL’UN EN GÜRÜLTÜLÜ SEMTLERİ

İSTANBUL ÜLKENİN EN GÜRÜLTÜLÜ ŞEHRİ

Hocam, Türkiye’nin en gürültülü şehrinde yaşıyoruz demek ki biz…
– Evet. Ekonomi ve nüfus yoğunluğu düşünülünce, kaçınılmaz bir durum bu.
Özellikle ana arterler, yani E5-TEM çevresi ve toplu ulaşım akslarının kesişim noktaları, yani Gayrettepe ve Mecidiyeköy en gürültülü yerler. FSM ve 15 Temmuz Şehitler Köprüsü, giriş yolları, Sabiha Gökçen ve İstanbul Havalimanı çevresi de yüksek gürültülü noktalar…

İstanbul’da köprüye yakın oturanların ya da ana caddelerde evleri olanların temel problemi, arka plandaki bitmeyen gürültü… İnsanda nasıl bir etkisi oluyordur?
-Vücutta gerilim yaratır ve anksiyete oluşturur! Psikolojik ve fizyolojik etkileri var. Bir de tabii şu var: Sessiz bir yerde uyumak ile arka plan gürültüsünde uyumak aynı değil. Sürekli gürültü içinde uyurken, işitsel sistemimiz, gelebilecek tehlikeleri sezebilmek için gürültünün içinde farklı bir uyarıcı varlığını, refleksif olarak taramaya devam eder. Böyle bir işitsel zemin içinde olmak, yorgunluğa ve uyku kalitesinin düşük olmasına neden olabilir.

Pahalı cadde ve bulvar üstlerindeki evlere taşınırken aslında hata mı yapıyoruz?
-Bulvarınız ya da caddeniz gürültülü ise pahalı olması durumu değiştirmez!

Gelelim gürültünün çeşitlerine…
– Temelde 3 tür gürültü göze çarpmakta. İlki Kararlı Gürültüler. Durağan, yavaş değişen, zaman içerisinde çok büyük şiddet değişimi olmayan gürültüler. Örneğin; Makina çalışması, klima, fan sesi. Bir de Kararsız Gürültüler var. Aralıklı, hızlı değişim gösteren gürültüler. Örneğin; yağmur sesi, trafik gürültüsü, ofis gürültüsü, restoran gürültüsü gibi. Son olarak bir de Darbeli Gürültüler diyebileceğimiz bir kategori var. Ani değişim gösteren gürültü türü bu. Örneğin; silah patlaması, çekiçle çivi çaktığımızdaki gürültü, düzenli aralıklarla bir yere çarpma sesleri… Hepsinin etkileri, yarattığı tahribat ve stres farklılık gösterebilir.

100 DESİBELDE 1 SAAT VE ÜZERİ BULUNMAK, İŞİTME PROBLEMLERİNE YOL AÇAR

Gürültüye maruz kalmanın zaman sınırlaması var mıdır?
-Sağlığımızı ve işitmemizi etkileyen değerler belirlenmiş durumda. Örneğin; 85 desibelde 8 saat, 90 desibelde 4 saat, 95 desibelde 2 saat, 100 desibelde 1 saat ve üzeri bulunmak geçici ya da kalıcı işitme problemlerine yol açabiliyor.

Elektrik süpürgesi reklamında bile bir desibel değeri veriliyor. Nedir bu desibel?
-“Desibel”, ses şiddetini tanımlamak için kullanılan birim. Belirlenmiş şiddetlerin üzerine çıktığımızda, her 5 desibellik artış, maruziyet süresinin yarıya indirilmesini gerektiriyor. O yüzden, kullandığımız her cihazın, ses şiddeti, kullanıcıya verilmeye başlandı. Bu durum, işitme sağlığımızın korunması önlemleri kapsamında yer alıyor.

Kaç desibelden sonra bizi strese sokuyor?
-70 desibel ve üzeri seslere, 7.5 saatten fazla maruz kalmak, bizi strese sokmaya başlıyor. 85 desibel ve üzerine çıktığımızda ve uzun süre maruz kalındığımızda, kalıcı işitme ve sağlık problemleri de ortaya çıkıyor.

TRAFİKTE DAHA AZ KLAKSON KULLANMAK, GEREKMEDİKÇE ARACIMIZLA TRAFİĞİ İŞGAL ETMEMEK, ÇOK YÜKSEK SESLE MÜZİK DİNLEMEMEK, BİZİM YAPABİLECEĞİMİZ KÜÇÜK AMA ETKİN ÖNLEMLER

Gürültünün etkilerini azaltmak için birey olarak neler yapmamız gerek?
-Gürültü yapmamak en temel önlem olabilir! Çünkü tüm o gürültüler birleşerek, bu yıpratıcı çevresel ortamı oluşuyor. Trafikte daha az klakson kullanmak, gerekmedikçe aracımızla trafiği işgal etmemek, çok yüksek sesle müzik dinlememek, bizlerin yapabilecekleri küçük ama etkin önlemler. Gürültünün bizim üzerimizdeki etkisini azaltmak için belirgin bir reçete yok tabii. Ama gürültü kaynağını yalıtmak, gürültünün bizim bulunduğumuz ortama girmesini engellemek diğer yararlı yöntemlerden. Örneğin; Yapı akustiğinin ayarlanması, gürültü geçirmeyen pencereler, vb…

NASIL Kİ, BİNALARIN ISI YALITIMINA DİKKAT EDİLİYORSA, SES YALITIM STANDARDI DA, EVLERDEKİ HER ODA İÇİN BELİRLENMİŞ DURUMDA

Gelecekte inşa edilecek binalarda, örneğin; pencere sistemlerinde belirli bir standarda uyulması zorunlu olacak mı?
-Bu konuyla ilgili özel regülasyonlar mevcut. Nasıl ki, binaların ısı yalıtımına dikkat ediliyorsa, ses yalıtımı standardı da, evlerdeki her oda için belirlenmiş durumda. Gelecekte buna özgü yalıtımlı malzeme ve pencereler kullanılmaya başlanacak. Belirli geçiş aşamalarından sonra, bu bir zorunluluk olacak.

Gürültü kirliliği konusunda yerel yönetimlere de görev düşüyor di mi?
– Elbette! Trafiğin yoğun olduğu noktalarda, nasıl klakson çalmamak bizim görevimizse, genel araç gürültüsünün çevreye yayılımını engellemek için “gürültü panelleri” sistemlerinin kurulumu da yerel yönetimlerin görevi kapsamında. Ama her şeyden önce, bizim gürültü kirliği konusunda farkındalığımızın artması gerekiyor.

Yorum Bırak