Saffet’in PİRİ’siyle dünyayı gez!

O artık cebimizde, hem de ücretsiz…
Saffet Emre Tonguç…
Türkiye’nin tanıtım elçisi gibi çalışan adam.
Robert Redford’dan Calvin Klein’a, Oprah Winfrey’den Martha Stewart’a, Kevin Spacey’den Billy Crystal’a, Bill Gates’in oğlundan Prens Edward’a kadar gezdirmediği kimse kalmadı. Amerika’nın ilk kadın Dışişleri Bakanı Madeleine Albright’a da anlattı bu toprakları, İtalyan Cumhurbaşkanı Carlo Ciampi’ye de…
15 kitap yazdı, 17 ödül aldı. Kitapları yabancı dillere çevrildi. Sadece ‘İstanbul Hakkında Her Şey’ kitabı 100 bin sattı. ‘En iyi rehber’ ödülünü dört kere alan tek kişi. Yaptığı televizyon programı da en iyi program ödülüne layık görüldü, seyredilme rekorları kırdı… Böyle bir adam. Eğlenceli ve bilgili. Ama kimseyi bilgisiyle bunaltmıyor. Boğaz turunda yalıları anlatırken kırıp geçiriyor, dedikodu da anlatıyor, güldürüyor da…
Sürekli yeni projeler peşinde. Bir dakika boş vakti yok. Boş turu da yok. Ve işte yine karşımızda ama bu defa çok sıkı bir numarayla…
Bir sivil toplum örgütü olan YGA (Young Guru Academy) ile geliştirdiği ‘Piri’ ile huzurlarımızda…
Artık İstanbul’u da dünyanın pek çok şehrini de kulağımızda Saffet’in sesiyle gezeceğiz… Bir tıkla cep telefonumuza inen, ücretsiz bir aplikasyonla hayatımıza renk katacak…

Saffet, duydum ki bir de başımıza Piri çıkarmışsın!
– Sorma, çok heyecanlıyım…

Nedir bu Piri?
– İnsanlara, müthiş bir seyahat özgürlüğü sağlayacak bir uygulama. Çığır açacak bir sesli yürüyüş aplikasyonu…

Nasıl işliyor?
– Artık her şeyi akıllı telefonlarımızla yapabiliyoruz. Seyahate mi çıkacağız? Uçak biletini, hatta oteli bile cep telefonundan halledebileceğimiz pek çok uygulama var. Ama internette bilgi kirliliği olduğu için, gideceğimiz şehirleri bize doğru bilgilerle, eğlenceli bir şekilde anlatacak bir uygulama yok. İşte Piri, bu eksikliği tamamlamak için ortaya çıktı! Telefonuna indireceksin. İstanbul’da ya da dünyanın bir sürü yerinde özgürce gezerken, kulağında ben olacağım, beni dinleyeceksin! Önünden geçtiğin camiyi, kiliseyi, müzeyi ya da görülmeye değer nereler varsa, oraları, çarpıcı bilgilerle ben sana anlatacağım. Gittiğin her yerde cebinde beni taşıyacaksın!

Valla şahaneymiş! Nerden esti? Kimin aklından çıktı?
– Bir sivil toplum kuruluşu olan YGA’lı gençlerden. Çılgın fikirli, zehir gibi gençler. Ben önce Çağlar ile tanıştım. Çokuluslu bir teknoloji şirketinde çalışırken, istifa edip dünya turuna çıkmış bir dâhi. 26 ülke gezdikten sonra bu uygulamanın eksikliğini hissetmiş. Türkiye’ye dönünce, YGA’lılarla Piri’yi hayata geçirmeye karar veriyor. Sonra ulaştılar…

Bu işin piri olduğun için mi?
– Bilmiyorum artık. Dediler ki “İstanbul’u senden daha iyi anlatan yok. 40’tan fazla turla İstanbul’u bize ve dünyanın dört bir yanından gelenlere anlatıyorsun. Bir Ayasofya’dasın, bir Boğaz turundasın, erguvanlara ve dolunaya insanları âşık ediyorsun. Böyle bir işe var mısın?” Ben de “Tamam” dedim. Hemen heyecan içinde İstanbul kayıtlarını yaptık…

Her şey önce İstanbul’la başladı…
– Evet, evet. Telefonuna sadece bir kere indiriyorsun. Sultanahmet’i mi gezmek istiyorsun? Ya da Balat’ı, Karaköy’ü mü? Tak kulaklığını kulağına ve başla arşınlamaya İstanbul’u. Sonra da Moğolların Meryemi Kilisesi’ni, Fener Rum Patrikhanesi’ni ya da Ahrida Sinagogu’nu dinle benden. Telefonunda da en özel fotoğraflar dönecek…

ayasofyaROMA’DA 68, LONDRA’DA 52, AMSTERDAM’DA 48 YERDE KAYIT

Peki sadece Türkçe mi?
– Yok canım, olur mu öyle şey! İngilizcesi martta yayında olacak. Almanca, Rusça ve Arapça olmak üzere diğer dillerdekiler de yolda. En güzeli de, bu programın bir de görme engelliler versiyonunu hazırlıyoruz. Görmeseler de, orayı yaşamaları için, anlatırken bir yandan da etrafta gördüğüm her şeyi betimliyorum…

Güzelmiş… Peki nasıl oldu da sonra İstanbul’dan bütün dünyaya sıçradınız?
-YGA, bir telefon şirketine sundu bu uygulamayı. Onlar da beğendiler. Ve başladık. İnternet bağlantısına bile gerek bırakmayan bir uygulamadan söz ediyoruz. Gezginlere bir hizmet bu. En sık ziyaret edilen beş şehirle yola koyulduk: Londra, Paris, Roma, Barselona ve Amsterdam. Şimdi devamı geliyor. Türkler artık dünyanın her köşesinde oldukları için uçsuz bucaksız bir proje bu…

Roma’yı seninle nasıl gezeceğim mesela? Bütün Roma’yı görecek miyim?
– Valla, Roma’daki yüzlerce yapıdan titiz bir çalışmayla en özel 68 yeri seçtik. Ve dört günlük bir gezi planıyla, dört ayrı rotayı sıraladık. Evet, önerilerim doğrultusunda, hiçbir yeri atlamadan, tüm Roma’yı gezebilecek ve çok özel bilgileri en eğlenceli haliyle dinleyebileceksin! Tek yapman gereken, oraya gidince telefonunun ekranındaki düğmeyi tıklamak…

68 yer mi? Bayağı çok… Londra ya da Amsterdam’da kaç noktada kayıt yaptınız?
– Londra’da 52, Amsterdam’da 48 yeri, etraftaki doğal sesleriyle kaydettik. Gerçekten deli işi bu! Metinlerimiz, kelimelerle dans eden bir çılgına emanet: Serda Büyükkoyuncu. Herkesin telefon uygulamalarına sıcak bakmayabileceğini düşünerek, elimizdeki zengin içeriği kitaba da dönüştürüyoruz. İster Piri’den dinle, ister kitaptan oku…

Peki diğer seyahat kitaplarında olmayan neyi öğreneceğim ben senden?
– Bir kere, tarih dersi değil bu! İçinde dedikodu da var, magazin de! Bir arkadaşla, eğlenceli bir sohbet yaparken şehre dair bir şeyler öğrenmek üzerine kurgulandı olay. Efsanelere de yer verdik, Türkiye ve Osmanlı bağlantılarına da. Mesela Paris’te ‘croissant’ın hikâyesini anlatırken, Osmanlı hilalinden nasıl esinlenildiğinden bahsediyorum. Viyana’daki kahve kültürünü Osmanlı kuşatmasıyla ilişkilendiriyorum.

ANLATTIĞIM HER YER İÇİN ÖZEL MÜZİK BESTELENDİ

Başka sürprizler de var mı?
– Var. 15 kişilik bir ekiple çalışıyoruz. Ve Sezgin Gezgin, her anlattığım yer için özel müzik besteliyor. Bir Bizans kilisesinde Bizans ezgileri fonda çalarken, Roma’daki barok bir kilisede barok müziği eşliğinde konuşuyorum. Karaköy sahilinde dolaştığımda ise, martıların sesini duyuyorsun. Doğallığı bozmasın diye, kayıttan o sırada geçen ambulansın sesini bile çıkarmıyoruz…

Can alıcı soruya geleyim. Paralı mı bu aplikasyon? Kaç para?
– Uygulamayı indirmek ücretsiz. En büyük sürprizi de internetinden harcamıyor. Ne GPS gerekli ne de internet. Ama yine de, senin o an nerede olduğunu buluyor; o yerin önüne geldiğini anlıyor ve ben de sana anlatmaya başlıyorum…

Yorum Bırak