‘Kök hücreyi yanlış yere enjekte ederseniz şempanze yaratırsınız!’

Bu yeni trend…
Estetiğin doğalı.
Kendi hücrenle gençleşiyorsun, yenileniyorsun.
Evet, kök hücre tedavisinden söz ediyorum. Dr. Tunç Tiryaki bu işi Türkiye’de ilk uygulayanlardan. Babası Çapa
Tıp Fakültesi Hastanesi’nde, Türkiye’deki ilk çalışmaları yapıyor, oğlu da onu takip ediyor. Tiryaki şu anda İngilizlere bu işin tekniklerini öğretiyor. Gerçekten de İngilizler bir Türk doktordan kök hücre tedavisi öğreniyor. Bu durum Forbes’a haber oldu, ben de Tiryaki’ye sordum…


Fotoğraflar: Emre Yunusoğlu

Herkes genç kalmak istiyor! Kimi, küçük dokunuşlar tercih ediyor, kimi estetik cerrahinin nimetlerinden faydalanıyor. Bir de kök hücre var tabii… Siz bu konuda Forbes Dergisi’ne haber oldunuz. Londra’da kök hücre uygulamaları yapıyorsunuz bu işi İngilizlere öğretiyorsunuz. Ve üniversite de ders veriyorsunuz… Nedir bu kök hücre meselesi?
– Tıbbın nereden nereye geldiğine baktığınız zaman şunu fark ediyorsunuz: Biz bir şekilde, bir şeyleri tedavi etmeye çalışmışız ama bunu hep ilaçla yapmışız! Oysa bizi iyileştiren aslında kendi hücrelerimiz! İnsanların yaşlanmasının sebebi de yıpranmamız değil. Çocuklar da yıpranıyor ama kendilerini yenilemeye devam ediyorlar. Belli bir yaştan sonra vücudumuz kendini yenilemeyi reddediyor. Bunun da sebebi bilinmiyor. İşte kök hücre, bu yüzden önemli. İnsan bedenini yenileyen hücreler bunlar. Herhangi bir yerde, herhangi bir hasar olduğu zaman bölünüp orayı tamir ediyorlar.

Şahaneymiş…
– Daha da ilginci, karaciğerde oldukları zaman karaciğere dönüşüyorlar. Ya da deriye koyarsanız deriye dönüşüyorlar. Bukalemun gibiler.

Ebedi gençliğin formüllerinden biri kök hücre o zaman, öyle mi?
– Kesinlikle! “Kök hücre mucizesi” deniyor ya, gerçekten mucize. Vücudun her yerini yenileme kapasitesine sahipler. Nereye koyarsak, orayı tamir ediyorlar. Yüzünüze koyarsak, deriyi tamir ediyorlar. Kemiğe koyarsak, kemiği tamir ediyorlar. 2009’da öğrendik ki, bunlar en çok insanın yağ dokusunda var.

TEDAVİ ÇOK YAKINDA UCUZLAYIP YAYGINLAŞACAK

Sadece yağda mı? Kemik iliğinde yok mu?
– Var tabii. Ama yağ dokusunda kemik iliğine oranla 500 kat daha fazla var. Bu, şu demek: Ben 30 gram kemik iliği alacağıma 3 bin gram yağ hücresi alırım, bu da milyonlarca kök hücre demek! Onları yağ dokusundan ayırmak da artık bir-bir buçuk saatlik bir süreç. Bu da elimize inanılmaz bir imkân verdi. Çünkü litrelerce yağ dokusu alabiliyoruz ve bir saat içinde içindeki kök hücreleri ayırabiliyoruz.

Öyle bir anlatıyorsunuz ki, sanki yapılması çok kolay bir işmiş gibi.
– Valla, iş oraya gidiyor. Mekanik olarak yağdan kök hücreyi ayıran sistemler var artık. Ayırma işlemi yarım saate düşecek. E tabii o zaman bu tedavinin fiyatı da düşecek. Önümüzdeki seneden itibaren kök hücre tedavilerinin çok daha yaygınlaşacağını ve kolaylaşacağını göreceğiz.

O zaman şu anda bir sürü insan PRP’yi bize kök hücre diye mi yutturuyor?
– Aynen öyle! PRP dediğiniz şeyde ben sizden 20 gram kan alıyorum. Bu 20 gram kan içindeki hücrelerinize kalsiyum ilave edip içindeki büyüme faktörlerini artırmaya zorluyorum. Sonra da onları toparlıyorum ve size enjekte ediyorum. PRP enjeksiyonu birine, bir somun ekmek hediye etmekse, kök hücre nakli oraya bir ekmek fabrikası kurmak demek! Aradaki fark bu kadar büyük!

Yan etkisi yok mu?
– Hayır. Sadece pahalı bir yöntem.

Her önüne gelen kök hücre tedavisi yaptığını söylüyor. Hangi şartlar aranmalı?
– Kök hücrelerin alındığı yer önemli. Bunları nerede, hangi şartlarda çoğalttığı ve ayırdığı önemli. Ve tabii bu kök hücreleri nasıl enjekte ettiği de önemli! Doğru yere enjekte ederek hastanın yüzünü gençleştirirsiniz ama yanlış yere enjekte ederseniz bir şempanze yaratırsınız! Yani iş sadece hücrelerde bitmiyor, bu hücrelerin nasıl ve nereye verildiği de çok önemli.

SERTAB ERENER’E YAPILAN KÖK HÜCRE TEDAVİSİ DEĞİL

Ben bir de ‘konserve kök hücre’ duydum. O neyin nesi?
– O feci bir palavra. “Nerede yapıyorsunuz kök hücreyi?” diye soruyorsunuz, “Bunlar konserve!” diyorlar. “İsviçre’den geldi.” Böyle bir şey olamaz. Ben size başka birinin kök hücresini veremem çünkü ciddi alerjik reaksiyon yaratır. Kök hücreyi sizden almam lazım. Şu anda tıbbın geldiği noktada iki yerden alınıyor. Kemik iliğinden ve yağdan.

Almanya’da Sertab’ın kulağının arkasından doku aldılar. O nedir?
– O bambaşka, cildin kendini yenilemesi için yapılan bir şey. Hastanın kendi cildinden bir parça alıyorsunuz, bunun içinden cildi yenileyen hücrelerden 3-5 tane çekip, bu hücrelerin kültürde sayısını artırıyorsunuz. 3-4 hafta sürüyor. Sonra bu hücreleri tekrar cilde veriyorsunuz. Evet, derinin yaşlanmasını geriletmek mümkün ama bu volüm kaybı problemini çözmüyor.

Nasıl yani?
– Yaşlanmada en önemli problem kemik düzeyindeki erime. Oysa kulak arkasındaki deriden parça alınıp yapılan tedaviler, derideki ince kırışıklıkları açmak ve derinin kalitesini artırmak için faydalı. Halbuki kök hücreyle hem kemiği hem deriyi tedavi edebiliyorsunuz. Üç hafta beklemeniz de gerekmiyor.

Kök hücrenin etkisini ne kadar zamanda görüyor insanlar?
– Nerede kullandığınıza bağlı. Mesela yüzde kullanacaksanız, bir kısmını kemik üzerine veriyorsunuz, bir kısmını deri içine. Etkisini hemen görüyorsunuz, elmacıkkemikleri eski yerine geliyor, çene eski halini alıyor.

DÜNYADA GENÇ KAN TEDAVİSİ YÜKSELİYOR

Dolgu yerine neden kök hücre daha iyi?
– Dolgu dediğiniz yabancı bir madde. Ne kadar insan vücuduna uyumlu bile olsa, deri altına veremiyorsunuz. Çünkü reaksiyon yapıyor. Bir de miktarı sınırlı. Kök hücre nakli yaptığım zaman kemik üzerine 25 gram doku koyabiliyorum. 25 gram dolgu koysam, hasta evini satsın daha iyi! Normalde 3-4 gram filan koyarsınız en fazla. Onu da kemiğin üzerine yapmanız gerekir. Bir de tabii asıl önemlisi, dolgu gençleştirmiyor. Ama kemik üzerine yaparsanız dolgu da fena bir fikir değil. Zaten şimdi iş ‘canlı dolgu’ya gidiyor. Büyük firmalar, dolgularını biyolojik hale getirmeye başladı. Yani şu: “Ben hastanın kök hücrelerini alayım, onları dolguyla karıştırayım ve öyle enjekte edeyim!”

Genç bir kadının kök hücresi bana enjekte edilse ne olur?
– Şu anda kişinin kök hücresini sadece kendisine verebiliyoruz. Ama tabii sizin 18 yaşınızdaki kök hücreleriniz 35 yaşınızdakilerden çok daha güçlü ve etkili. Bu da neyi beraberinde getiriyor? Artık insanların dokularını bankalamaya başlıyoruz. Sizin 30 yaşındaki hücrelerinizi alıp depoluyorum, 45 yaşında kullanıyorum. Bir de genç kan tedavisi konsepti hızla geliyor.

GENÇ KANI, ERKEKLER DAHA ÇOK TERCİH EDİYOR

O nedir?
– Bundan birkaç sene önce yapılmış bir çalışma var. Bir genç fareyle yaşlı fareyi birbirlerine dikiyorlar. Kanları birbirine karışacak şekilde… Günler içinde genç fare hızla yaşlanıyor. Yaşlı fare de hızla gençleşiyor. San Francisco merkezli bir çalışma grubu bunu yapan, Avrupa’ya giriyorlar şimdi. İnsanlara 18-19-20 yaşındaki genç insanların plazmalarını ve kanlarını naklediyorlar. Vücuda verilen genç kanı, vücudu doğal olarak geriye doğru tetikliyor. Bu da bir çeşit kök hücre tedavisi aslında. Dünyada daha çok yeni. Ve en çok erkekler rağbet ediyor.

Yüzüne kök hücre tedavisi yaptıran erkek hastalarınız var mı?
– Var ama şuna dikkat etmek gerekiyor: Kadına enjeksiyon yaptığınız noktalara yaparsanız erkek feminenleşiyor. Erkeğin elmacıkkemiği aşağı doğru kuvvetlenir. Kadının elmacıkkemiği ise yukarı doğru gider. Bunlara dikkat etmek gerekiyor.

Yaptığınız iş, bilimsel olduğu kadar sanatsal bir faaliyet sanki.
– Kesinlikle öyle! Bir estetik müdahale fark ediliyorsa, kötü yapılmış bir iştir. O zaman o doktoru unutun!

İNGİLİZLERE KÖK HÜCRE ÖĞRETEN TÜRK

Forbes haber yaptı sizi. Bu İngiltere macerası nedir?
– İngiltere, pek çok konuda ileri olmakla birlikte özellikle sağlık konusunda son derece geri kalmış bir yapıya sahip. Kendi içine kapanmış, yurtdışına tamamen kapalı bir sistemleri var. Sağlık sigorta sistemi, doktorları çok yoğun çalıştırıyor. Dolayısıyla hiçbir doktorun dışarıda yenilikçi bir şey yapmaya vakti ve parası yok. Ben orada ameliyat yapmaya başladığımda bir baktık kimse kök hücre tedavisi yapmıyor. Niye? Herkes devlet hastanelerinde çalışmakla meşgul.

Şimdi siz orada da kök hücre tedavisi mi uyguluyorsunuz?
– Evet. Eşim yabancı olduğu için İngiltere’de denkliğimi aldım, orada ameliyat yapmaya başladım. Kök hücre ayırmak için kullandığımız sistemleri oraya taşıdık. Çok ilgi gördü. Forbes’un haber yapma sebebi de, bunu İngiltere’de yapan ilk kişi olmam. Eylülde de misafir profesör olarak ders vermeye başlıyorum.

İYİ YAPILMIŞ BİR YÜZ GERDİRMEYİ KESİNLİKLE ANLAMAZSINIZ!

Belli bir yaşa gelince, ufak dokunuşlardan vazgeçip toptan bir müdahaleden mi geçmek lazım?
– Bence öyle.

Ama onun da iyi yapılanını az gördüm ben, anlaşılıyor.
– Çünkü iyi yapılmış müdahaleleri anlayamıyorsunuz bile! Ne iz ne yüzde bir tuhaflık görürsünüz.

KADINLAR UMARIM ESTETİĞİ KENDİLERİ İÇİN YAPTIRIYORDUR

Mini karın germenin, normal karın germeden farkı ne?
– Eğer hastanın karın duvarı gevşekse, yani sadece alt kısmında hafif deri fazlası varsa, bu hastayı minik karın germeyle toplayabilirsiniz. Ama karın duvarında gevşeme ve göbeğin altında çektiğiniz zaman toparlayamayacağı bir cilt fazlası varsa, normal karın germe yapmanız lazım. Şu anda bu ameliyatlar bir buçuk saat sürüyor. İçeriden uyuşturulduğu için ağrı olmuyor, mini karın da olsa tam karın da olsa. Ve artık bütün kasları tekrar yapmak mümkün.

Nasıl yani?
– Çocuk doğurduğunuz zaman karın bir fıçı gibi genişliyor. Kenarda iki kas var, onlar da haliyle deforme oluyor. Dolayısıyla sonrasında ne kadar çalışırsanız çalışın, o kasları kuvvetlendirseniz de ortaya doğru daraltma yapamıyorsunuz. Bunu ancak bir cerrah yapabilir. Hamilelik sonrasında karında bir orta hat fıtığı meydana geliyor. Bu fıtığı bir araya getirip diktiğiniz zaman tekrar beli daraltıp o kasları çıkarmak mümkün oluyor. Zaten karın ameliyatının en önemli kısmı bu.

Kadınlar bu operasyonları daha çok kadınlar için mi erkekler için mi yaptırıyor?
– Umuyorum kendileri için yaptırıyorlardır! Bir kadın bu ameliyatı başkası için oluyorsa, olmasın zaten. Bugünkü teknolojide genç ve güzel olmak bir el uzaklığı mesafesinde duruyor. Buna uzanıp almak ya da almamak kişisel bir tercih.

90’INDA YÜZ GERDİR 65 GÖRÜN!

En geç estetik yaşı ne? En erken estetik yaşı ne?
– Ameliyatına göre değişiyor. Kepçe kulak ameliyatlarını beş yaşından itibaren yapıyoruz. Silikon, burun ameliyatı gibi prosedürleri gençler tercih ediyor. 18 yaşından itibaren yapıyoruz. 90 yaşında zımba gibi bir kadın çok rahat yüz germe ameliyatı olabilir. Ama 90’ında ilk defa yaptırıyorsa, 65 yaşında gözükür en fazla.

90 yaşındaki birinin narkoz alması iyi fikir mi?
– Artık yüz germe ameliyatlarını narkozsuz yapıyoruz. Sedasyonla oluyor ama bir gece hastanede kalıyorlar.

Hayalim şu: “Narkozu bir kez alacağım. Uyandığımda memem, karnım, kollarım, her şeyim düzelmiş olacak!” Böyle bir şey mümkün mü?
– Hayır, öyle bir şey yok. Çünkü vücudun kendisini yenilemesinin bir sınırı var. Bir hastaya aynı anda üç büyük ameliyat yapılmaz.

RADYASYON HASARI GÖRMÜŞ DOKULARI DA İYİLEŞTİRİYOR

Kök hücreleri nerede kullanıyoruz?
– Mesela radyasyon hasarı görmüş bir kanser hastasının meme derisinin tekrar toparlanması için kullanıyoruz. Radyasyon hasarını normale çeviriyoruz, arkasından sıradan bir hastaymış gibi implant koyup memesini tekrar yapıyoruz.

YAŞLANMANIZIN SEBEBİ YÜZ KEMİKLERİNİZİN ERİMESİ

İnsanın yaşlanmasına sebep olan şey ne?
– Yüzü taşıyan arkların ve kolonların yani elmacıkkemiği arkı ve çene kemiği arkının erimesi. Kök hücrelerini doğrudan bu kemiklerin üzerine ekerseniz, o kemikleri eski yerine doğru genişletiyorsunuz ve yüz yukarı doğru çıkıyor. Ama eğer kök hücreyi, kemiği hiç desteklemeden, sadece derinin altına verirseniz, deriyi daha da ağırlaştırırsınız. Yüz şişer ve sarkar.

O yüzden mi bazı kadınların yanakları şişiyor, yüzleri genişliyor.
– Evet! Kök hücre tedavisinde kemik üzerine verirsen hasta çok güzel oluyor. Derinin altına verirsem, deriyi ağırlaştırıyorum ve aşağı doğru sarkmasına sebep oluyorum.

LIPOSUCTION’DA PIHTI ATAR MI?

Kadınlar en çok ne talep ediyorlar?
– Yaş grubuna bağlı olarak değişiyor. Gençler daha çok liposuction ve meme tercih ediyor. Çocuk sonrasında çok miktarda meme toparlama ve karın germe oluyor.

Liposuction’ın tehlikesi yok mu? Pıhtı attığı söyleniyor. Ölen bile oldu.
– Bu soruyu sorduğunuz için teşekkür ederim. Şu anda bir karın germe ameliyatı veya liposuction’da pıhtı atma riski, bademcik ameliyatıyla aynı! Liposuction’ın kuralları, miktarları belli. Üç litrenin üzerine çıkmamanız lazım. Yedi litre liposuction yapmak, “120 kilometre hızla şu duvara bir vurayım, bakayım ölüyor muyum ölmüyor muyum!” demek gibi bir şey. Bu ameliyatlar kuralına uygun yapıldığı zaman güvenli.

Bu işte cerrahi yetenek ne kadar önemli?
– Çok önemli. Gereğinden fazla kendine güven de iyi değil. “Hiç merak etmeyin, uçarım da kaçarım da!” diyenlerden uzak durun. Doktorunuz size olabilecek şeyleri anlatmalı, risklerden söz etmeli. Ve en önemlisi ameliyat yapmaya çok da hevesli olmamalı. Doktor, karşısındakini müşteri gibi değil, hasta olarak görmeli!

Yorum Bırak