Heykeli dikilecek kadın oldum!


Tüm dünyada 23 müzesi bulunan Madame Tussauds’dan aradılar, “Balmumu figürünüzü yapmak istiyoruz” dediler. Önce inanmadım, “Şaka mı bu, benimle kafa mı buluyorsunuz?” dedim. Emin olduktan sonra üzerine atladım tabii. Tarihte sadece Rahibe Teresa defalarca teklif edilmesine rağmen reddetmiş. Onunla aşık atacak halim yok herhalde. Hemen uçtuk Londra’ya, ölçü vermeye…

Nasıl yani???
Londra’daki bildiğimiz Madame Tussauds mu?
Anlamadım, benim balmumu figürüm mü yapılacak?
Oha. Heykelim yani…
Ve İstanbul Madame Tussauds’da sergilenecek öyle mi?
Vayyy, Alya’ya ne havam olur! Ergen ya, her şeyimi küçümsüyor.
Ben küçükken götürmüştüm onu Londra’daki Madame Tussauds’ya.
Ama benim niye heykelim yapılsın ki? Şaka mı bu? Benimle kafa mı buluyorsunuz?!

***

İster inanın ister inanmayın, ilk tepkim buydu.
Beni arayan Pelin Özbay’ı bezdirdim. Kızcağız şaşırdı kaldı.
Çünkü genelde insanlar “Hay hay, tabii!” filan diyorlarmış.
Bense kuşkucu bir manyak olduğum için -bu ülke manyak etti beni- sorguladım durumu.
Merlin Entertainments’ın üst düzey yöneticisi Pelin dedi ki, “Ziyaretçilerimize hangi kadın rol modellerin balmumu figürünü görmek istersiniz?” diye sorduk. Sizin isminiz de geçen isimlerden biriydi. Biz de size böyle bir teklifle geldik Ama istemiyorsanız…”
Yo yoo… Hemen üzerine yattım tabii! Tarihte bir tek kişi defalarca teklif edilmesine rağmen reddetmiş: Rahibe Teresa.
Benim de onunla aşık atacak halim yok herhalde.

***

Hemen uçtuk Londra’ya. Sekiz ayda yapılacak balmumu figürüm için ölçü vermeye…
Yanlış okumadınız, sekiz ay sürüyor yapımı! Deli bir emek.

Bir gece önce uyku tutmadı tabii. Hayatta bir kere balmumu heykelim yapılacak ve ben 68 kiloyum, içimden “Keşke 65 kilodayken yapsalar!” diye geçti. Hatta gitmeden sıvı detoks mu yapsam?” diye düşündüm.
“Karnımı çekerim” dedim ama 3-4 saat zor. “Acaba korse mi giysem?” bile dedim. Tabii hiçbirini yapmadan gittim.

***
Londra, Baker Street.
O meşhur müzenin figürlerinin yapıldığı binanın önündeyiz.
Pelin Özbay ve Merlin Grup Genel Müdürü Sarper Hilmi Suner ile içeri giriyoruz.
Pek çok kapı geçiyorsunuz, kapılar kapılara açılıyor, kartınız yoksa ıh ıh, ilerleyemiyorsunuz. Manyak bir koruma var. Sanki Beyaz Saray. Çünkü orada yapılan şeyler sırmış.
Bunu duydukça yerin dibine girecek gibi oluyorum. Benim ne işim var burada, bu kadar ünlü figürün arasında?
Her katta sanatçılar var, güzel sanatlar öğrencileri çalışıyor, cıvıl cıvıl bir yer.
Sonunda bir odaya gidiyoruz, çok şeker bir ekip karşılıyor beni. Pek saygılılar, bense daha da mahcup oluyorum. Önce bir bilgilendirme yapıyorlar.

“Sizi biraz yoracağız!” diyorlar. Sonra getirdiğim kıyafetlere bakıyorlar. Kırmızı bir elbise seçiyorlar, tenime en uygun onu buldular, ayrıca Madame Tussauds’un rengi de kırmızıymış.
Sonra başımın ve gövdemin farklı yerlerinin 250 ölçüsü alınıyor.
Vay anam vay!
Döner bir platformda önce ayakta duruyorum, asla kıpırdamadan ve yüzümdeki gülüşü dondurarak. O platform yavaş yavaş dönüyor. Her dönüş bir ölçü ve fotoğraf. Üstelik farklı lens ve ışıklandırmalarla çekiyorlar, çekiyorlar, her açıdan…
Saçlarımı geriye yapıştırıyorlar. Bedenime noktalar çiziyorlar. Sonra o noktaların arasını ölçüyorlar.
Sonra üstümdekini çıkartıp kısa bisikletçi taytı ve atlet giydirip ölçü alıyorlar. O ölçüler tek tek yazılıyor.
Ellerimin kalıbı çıkarılıyor, saç numunelerim alınıyor, göz rengim eşleştiriliyor. Ten rengi için denemeler yapılıyor. O kadar titiz bir çalışma ki, aklım uçtu.

***

Kilit nokta, anatomi bilgisi. Madame Tussauds sanatçıları ileri derece anatomi bilgisine sahip. Her kemiğin, kasın ve tendonun poza göre birebir yansıtılmasında onların üzerine yok. Figürün oluşturulabilmesi için yaklaşık 150 kg. kil kullanılıyor.

***

Balmumundan yapılmış bir başın ağırlığıyla gerçek bir başın ağırlığı hemen hemen aynı, ikisi de yaklaşık 4,5 kg. Tamamlanmış bir figürün normal ağırlığı ise 25 kg. Tabii ben 25 değilim! 65 de değilim! Hep olmak istediğim kilo ama ne yazık ki 68’im!

***

Kaşların ve saçların tel tel başa takılması 140 saat sürüyormuş. Başın boyanması ise 50 saat.
Sanatçılar gerçekçi cilt tonları oluşturmak için 20 farklı renkten oluşan boya paletleri kullanıyor. Her bir çil, ben, kırışıklık, gamze ve dövme, birebir yapılıyor.
Gözler var sonra…
Göz rengime en uygun göz bulundu. Gözler akrilik reçineden yapılıyor, göz bebekleri guaj boya ile elde boyanıyor ve damarlar için gözlerin beyaz kısmına ipek lifler ekleniyor.
Delilik di mi?
Sonunda baş ve eller, fiberglas gövdeye monte ediliyor ve tamamlanan heykel giydiriliyor.
Sergiye yerleştirildikten sonra bakım ekipleri her gün, her heykeli inceliyor. Düzenli olarak tüm heykellerin saçları yıkanıyor ve makyajları rötuşlanıyor.
3-4 saatlik ölçü alım faaliyeti bitince müthiş bir alkış koptu. Kendimi bir yıldız gibi hissettim! Sekiz ay sonra beni İstiklal Caddesi’ndeki Madame Tussauds’da ziyaret edebilirsiniz.
Beklerim.

Tek bir figürün yapımı için heykeltıraş, moda tasarımcısı, ressam, stilist ve araştırma görevinden sorumlu 20 kişilik ekip çalışıyor. Bir figürün yaklaşık maliyeti 200 bin dolar. Sıklıkla karşılaşılan isteklerden biri, figürün daha zayıf görünmesiymiş.

SIRADIŞI KADIN SANATÇI TUSSAUD

Adı Marie Grosholds. Sıradışı bir kadın. 1761 Strazburg doğumlu. Altı yaşındayken annesi, Paris’te tanınmış bir doktor ve balmumu heykeltraşı olan Dr. Philippe Curtius’in evinde temizlikçi olarak çalışmaya başlıyor. Küçük kız doğuştan sanatçı ve Dr. Curtius balmumu heykeltıraşı olması için onu cesaretlendiriyor.

Heykeli dikilecek kadın oldum
Halk, soyluları onun sayesinde tanıdı
17 yaşında Marie, dönemin en tanınmış filozofu Voltaire’in balmumu heykelini yapıyor. Tıpkısının aynısı oluyor. Acayip beğeni topluyor. Düşünün bu figür, Madame Tussauds Londra’da hâlâ sergileniyor.
20 yaşında, kraliyet ailesinin yanında çalışmaya başlıyor. Kral 16. Louis’yle Kraliçe Marie Antoinette’in balmumu figürlerini yapıyor.
O dönem halk, soyluları asla göremiyor. Marie’nin figürleriyle onları tanıyorlar. Bir dönem Marie’nin tahta bağlılığı sorgulanıyor. Hatta bir süreliğine hapse atılıyor. Yeteneği sayesinde serbest bırakılıyor. Ama bir şartla… İhtilalde boynu giyotinle kesilen birçok kişinin, –ki pek çoğu Marie’nin yakın arkadaşı- balmumu kafalarını yapması isteniyor. Bu da onun sanat hayatındaki en zor dönem oluyor. Sonra François Tussaud ile evleniyor.
1801’de İmparator Napolyon’un figürünü yapıyor. İhtilalin sona ermesinin ardından ailesi ve eserleriyle birlikte bir yolunu buluyor, Londra’ya taşınıyor ve İngiltere’de inanılmaz büyük başarı yakalıyor. Tam 33 yıl boyunca gezici sergiler açarak Britanya’yı köşe bucak geziyor.
İki oğlu da annelerinin ölümünden sonra, ilk Madame Tussauds Müzesi’ni, Londra’da açıyorlar. Bu müze, 1925’de büyük Londra yangını ve 1940’ta II. Dünya Savaşı hava saldırılarında büyük hasar görse de dört kuşak boyunca nesilden nesile aktarılıyor. Müthiş değli mi?
2007’de Madame Tussauds’un telif haklarını alan Merlin Entertainments bünyesinde Londra’nın ardından 23 metropolde, ‘Yıldızlara yakın ol!’ sloganıyla yeni Madame Tussauds’lar açılıyor. İstanbul, bunlar arasındaki 21’inci merkez.
Madame Tussauds İstanbul, Kasım 2016’da, İstiklal Caddesi üzerinde yer alan Grand Pera binası içerisinde kuruldu. Günde bin kişi ziyaret ediyor.
İki bin metrekarelik alanda bulunan Madame Tussauds İstanbul’da tarih, kültür-sanat, bilim, spor ve eğlence dünyasından 60’a yakın ünlü ismin balmumu figürü var. Artık 61’inci de ben olacağım!

Madame Tussauds İstanbul’dan anekdotlar

◊ 10 Kasım’da Atatürk anıldı. Ziyaretçilerin saygı ve sevgilerini dile getirmeleri için Ata’nın yanına bırakılan yüzlerce sayfalık anı defterinin her yaprağı gözleri dolduran paragraflarla doldu taştı.

◊ Tolga Çevik, kendi şovunun galasını ziyarete gitti. Galaya katılan izleyiciler, birbirinin aynısı iki Tolga Çevik’le karşı karşıya geldi.

◊ Barış Manço, ölüm yıldönümünde her yıl düzenlenen anma törenine katıldı. Hayranlarıyla birlikte Barış Manço Vapuru’na binip kendi mezarını ziyaret etti.

◊ Yüzyılın en çok âşık olunan kadını ve erkeği Marilyn Monroe ilee Brad Pitt, Sevgililer Günü’nde Taksim’de hayranlarıyla buluştu.
◊ Hayranları tarafından defalarca öpülen Kıvanç Tatlıtuğ’dan 200 kez ruj lekesi temizlendi.

◊ Normal bir figür yılda 10 kez bakıma alınırken, genç kızların hayranlıkla boynuna sarıldığı ve dudağından öptüğü Justin Bieber 43 kez bakıma alınmak zorunda kaldı.

◊ Audrey Hepburn’ün kuaförü, topuzunu yenilemek için 27 kez İstanbul’a geldi.

◊ Beyonce’un saçına 110 kez maşa yapıldı.

Yorum Bırak