Evrim Teorisi’ni müfredattan çıkarmak akla aykırı!


BİRBİRİ ardına o kadar çok şey yaşanıyor ki bu ülkede, artık hangi birine yetişeceğimizi şaşırıyoruz…
Bakakalıyoruz.
Daha birini, “N’oluyor?” diye kavramaya çalışırken, yeni bir tsunamiyle karşı karşıya kalıyoruz.
Evrim Teorisi’nin müfredattan çıkarılması benim için öyle bir şey!!!
Hâlâ ağzım açık, ne olacak şimdi diye duruyorum…
*
Ali Alpar Hoca
Dünya şahanesi bir bilim adamı.
Bilim Akademisi Başkanı.
Aynı zamanda eski Türk Astronomi Derneği Başkanı. Hayatını bilime adamış biri. Lisans eğitimini ODTÜ’de almış, fizik okumuş, doktorasını Cambridge’te yapmış, uzmanlık alanı nötron yıldızları ve pulsarlar. Boğaziçi’nde, Columbia’da, TÜBITAK’ta, ODTÜ’de ders vermiş. Hep çok sevilen bir profesör olmuş, İki kere öğrencilerin en sevdiği hoca seçilmiş.
Şu anda Sabancı Üniversitesi’nde çok sevilen bir hoca.
Sormak istediklerimi sorabilmek için en uygun kişi. Beşiktaş’taki Bilim Akademisi’nde karşısına dikildim. Sağ olsun kırmadı beni, sorularımı yanıtladı…

Hocam, nedir bu Evrim Teorisi’nin müfredattan çıkarılması olayı?
Sormayın, üzücü. Bence, daha geniş bir hamlenin bir parçası…

Nasıl yani? Devamı da mı gelecek?…
Bence gelecek. Aslında meselenin özü bilimsel düşüncenin, eğitimden, ortak değerlerimizden ve kültürümüzden tamamen çıkarılmaya çalışılması. Bu çok çok ciddi bir problem. Eğitimde, bilim açısından 60’lı yılların çok daha gerisine düşüyoruz…

Gerçekten mi?
Ne yazık ki öyle! Evrim, kamuoyunun dikkatini çeken mihenk taşı, daha gerisi var. Bakın, bilimin aslında çok basit bir tanımı var: Bilim, sağduyu demektir! O sağduyuyu dışlamak, bir şeyi denemeden, insanlığın tecrübelerine bakmadan, körü körüne bir yerde yazanların ya da birilerinin yorumlarının ya da bir hoca efendinin söylediklerinin peşinden gitmektir. Dünyada bunu yapan bütün toplulukların sonu tabii iyi olmuyor. Tecrübeyle, deneyle, sağduyuyla hareket etmek lazım. Evrim Teorisi’ni reddetmek, tüm bunlara sırt çevirmek demek…

Ne zaman yürürlüğe girecek?
Fiilen girmiş gibi. Müfredat konusundaki bu düzenlemeler aslında Türkiye’de eğitimin yıllardır geriye gitmesinin bir parçası. Ama son 10 yıl içerisinde, bu geriye gidiş çok daha hızlandı. Mesela biz, Bilim Akademisi olarak, şimdiki müfredat konusunda genel bir duyuru yaptık. Kavram olarak sunulan şekliyle ne kadar yanlışlarla dolu olduğunu yazdık, ki üyelerimiz Türkiye’nin en önde gelen bilim insanları, ayrıntılı analiz de yaptılar… Şöyle çarpıcı bir şey çıktı ortaya: Fen liselerine baktığınız zaman -ki Türkiye’nin en iyi öğrencilerinin gittiği liseler bunlar- bu liselerin müfredatını, 1960’ların sonundaki ilk fen liseleriyle karşılaştırdığımızda, biyoloji müfredatı yarı yarıya azalmış. Yarısı atılmış yani! O yarıda da evrim var, kalıtım var…

Nasıl yani? Fen liselerinin müfredatında artık bunlar yok mu?
Ne yazık ki yok! Siz, bir de düz liselerin halini düşünün. Dünyanın her tarafında insanlar gençlerine ellerinden geldiği kadar iyi eğitim vermek ister. Biz n’apıyoruz? Ezberin daniskasını öğretiyoruz. Dahası, artık büyük bir kavram karmaşası yaşatıyoruz. Biyoloji derslerinde, fizik dersinde, yerli yersiz, milli değerlerimiz ve din ahlak kültürü dersleri okutuyoruz. Bu derslerin içinde okutuyoruz. Bunların birbirinden ayrı şeyler olduğunu bile öğrencilere sunmuyoruz. “Sunmuyoruz” derken, tabii üstüme alınmıyorum. Türkiye’de bu yapılanlara itiraz edenler de var…

Hocam, bunlar kabul edebilir mi?
Tabii ki değil. Neden değil? Çünkü akla aykırı! Bilim dediğimiz şey, deney ve gözleme tabidir. Bilim, hiçbir şeyin peşinen doğru olduğunu iddia etmez. İdeolojinin ve dinin tersine, bir şeylerin yanlış olabileceğini kabul eder ve kendisini sürekli teste tabi tutar. Dahası dünyanın her tarafında, bağımsız olarak birçok bilim insanı, aynı hipotezin, doğru mu, yanlış mı olduğunu aynı deneylerle, defalarca sınar. Sınadıktan sonra, bu bir “teori” haline gelir…

Peki bizim günlük hayatta kullandığımız “teori”yle bilimsel anlamdaki “teori” aynı şey mi?
Hayır! Bilimdeki teori, günlük hayattaki gibi spekülasyona açık bir şey değil. Defalarca deneylerle ve gözlemlerle sınanmış, kanıtlanmış bir şey…

Evrim Teorisi’nden söz ederken, “Bu da bir teoridir bütün teoriler gibi neticede. Kaldırsak ne olur ki…” lafı doğru bir değerlendirme mi?
Tabii ki değil. Çok yanlış ve zararlı bir değerlendirme. Bizim Sağlık Bakanlığımız, artık antibiyotikleri eczanelerde reçeteli satıyor. Neden? Çünkü bakteriler ve mikroplar, antibiyotiklere karşı direnç kazandı. Nereden biliyoruz? Kendimizden. Ne demek direnç kazanmak? Bakteri evrim geçirmiş! 20 yıl önce mikropların yapısı başka türlüyken, o antibiyotik işe yarıyordu, şimdi yaramıyor…

Bu demektir ki, Sağlık Bakanlığı, Evrim Teorisi’ni kabul ediyor…
Sonuçları itibariyle öyle. Mikroplar, 20 dakikada bir bölünüyorlar ve bir gün içinde 20 bin nesil geçiyor. Bu değişim de mikroskop altında görülebiliyor. Sonuçlarını da biz yaşıyoruz zaten. 10 yıl önce aldığım antibiyotik aynı hastalıkta artık işe yaramıyor. Sağlık Bakanlığı da bu sonucu gördüğü için, antibiyotiği artık reçeteyle sattırıyor. Ama insan evrimi, milyonlarca yıl sürüyor ve gözle görülmüyor.

AKLINI KULLANMAK YERİNE BİAT ETMEK

Dünyada böyle bir şey var mı?
Evrimin, kendi din yorumlarına karşı olduğunu düşünen siyasi iktidarlar var. Onların din yorumuna karşı olabilir ama her din yorumuna karşı değil. Mesela Papa bile, evrimin pekâlâ dini inançla bağdaşır ve kabul edilebilir bir şey olduğunu söyledi. Ama Amerika’daki kökten dinci birtakım Protestan mezhepleri hâlâ okul müfredatlarından evrimin çıkarılması için çalışıyor. Gerekçeleri de bizimkilerle aynı: “İnancımızla çelişiyor…”

Eğitim sistemimizden evrim teorisi kaldırılırsa ne eksilmiş olur?
Bence aklı çekip almış oluruz! Ne olur, yeni jenerasyonlar aklını kullanmaz! Aklından vazgeçmek istemediği için burada yaşamaktan vazgeçebilir. Beyin göçü olur. Oysa, akıl iyi bir şey. İnsana zorluklar da getiriyor ama aklımızı kullanarak bilim yapıyoruz, sanat yapıyoruz, aklımızı kullanarak gelişiyoruz. Medeniyetler böyle oluşuyor. Bunu yapmayan bir toplum, çocuklarına, aklını kullanmak yerine, biat etmeyi öğretiyor. O zaman da üretken, verimli, dinamik bir toplum olamıyorsunuz. Hiçbir şeyi sorgulamayan bir topluma dönüşüyorsunuz…

Yorum Bırak