Dün Legion d’honneur nişanı alan Sani Şener: Bana ‘Laz Şövalye’ diyebilirsiniz!


O, Sani Şener.
TAV İnşaat ve TAV Holding’in kurucu ortağı ve CEO’su.

14 Şubat doğumlu bir Kova burcu.

Hızlı düşünen, hızlı karar veren ve hızlı hareket eden biri.

“Hız” onu tanımlayan bir kelime. Belki de eski rallici olduğu için. Enerjik. Tez canlı. Zeki. Sosyal. Esprili.

Veeeee fena halde Karadenizli.

Bundan da çok gurur duyuyor.

Şahane de Karadeniz fıkraları anlatıyor.

Benim de özel olarak sevdiğim biri. Kişisel tarihime de gurur duyacağımız havalimanlarına imza atan adam olarak geçti. Dünyanın dört bir yanında TAV markasını görmek eminim sadece benim değil, sizin de hoşunuza gidiyordur.

Dün Sani Şener, “Laz Şövalye” oldu.

Legion d’honneur nişanı aldı.

Evet, bir sürü olumsuz şey oluyor. İçimiz kararmış vaziyette.

Ama işte, olumlu şeyler de oluyor, ben de onlara odaklanmaya çalışıyorum, TAV göğsümüzü kabartan global Türk markalarından biri, CEO’sunun aldığı bu nişan mutluluk verici…

Tebrik ederim… Legion d’honneur nişanı aldınız! Sadece 150 Türk’e nasip olan bu nişanı almanız sizce normal mi?

Çok teşekkürler. Fransız Büyükelçisi Charles Fries’ın önerisi ve Fransa Devlet Başkanı François Hollande’ın onayıyla aldığım bu nişan benim için onur verici… Anormal değil tabii! Hak ettim demek ki…

Artık şövalye mi olacaksınız?

Bu, Fransa’nın verdiği en yüksek nişanlardan biri. Evet, şövalye derecesi. Doğrudur, ben de şövalye oluyorum…

Size “Laz Şövalye” diyebilir miyiz?

(Gülüyor) Neden olmasın? Diyebilirsiniz tabii! Hatta, lütfen deyin. Karadeniz’den ilk alan benim herhalde. Bu da ayrı bir gurur…

Bir Laz’ın şövalye olması normal mi?

Lazların olmadığı bir mevki kalmadı ki! Tabii ki çok normal… Bizler, Lazlar, zaten şövalye ruhlu insanlarız. Benim bu nişanı almamla da bu durum tescil edilmiş oldu. Aslında mikro milliyetçilik de yapmamak lazım. Bu, bir Türk işadamının aldığı bir ödül, tüm Türkiye’yi kapsar…

Peki şaşırdınız mı? Yoksa çoktan hak ediyordunuz ve bekliyor muydunuz?

Şaşırdım ama yaptıklarınızın bilinmesi de hoşunuza gidiyor. Gururunuz okşanıyor. Hak edip etmediğime Fransızlar karar vermiş zaten. Onun için ben yorum yapmayayım bu konuda…

KISKANMA NE OLUR ÇALIŞ SENİN DE OLUR!

Peki normal bir şey mi bir CEO’nun Legion d’honneur nişanı alması? Başka CEO’lar da var mı Türkiye’den alan?

Tabii tabii… Fransa’yla başarılı iş ilişkileri olan bazı işadamı ve CEO’lar aldı. Sanatçılarımızdan da var alan. Ama bu rakam çok yüksek değil. En önemlisi de Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün de aldığı bir nişan olması. Bu zaten çok değerli bir boyut benim için…

Şimdi sizi kıskanan CEO’lar olmayacak mı?

Yok canım! Bu ödülü aldığım için kıskanmazlar herhalde. (Gülüyor) Kıskanırlarsa, hani kamyonların arkasında yazar ya, “Kıskanma ne olur, çalış senin de olur!” derim onlara! Ama zannetmiyorum, hepsi dostlarımız, onur duyacaklardır…

TÜRKİYE’YE GELEN EN BÜYÜK YABANCI YATIRIM

Sizce bu nişanı size niye verdiler? TAV’ın hangi başarılarından dolayı…

ADP, Fransa’nın en önemli havalimanı şirketi. Bu şirketin TAV’a yaptığı yatırımın, Türkiye’ye gelen en büyük yabancı yatırım olması ve ADP ile birlikte, Türkiye ve Fransa’nın dışında 3. ülkelerde birlikte aldığımız projeler, yatırımlar ve buralardaki başarıların ve benim DEİK bünyesindeki Türk –Fransız İş Konseyi Başkanı olarak oradaki yönetim kurulundaki arkadaşlarımla birlikte yaptığım çalışmaların etkisi olduğuna inanıyorum…

Sizce en büyük başarınız neydi?

Bir Fransız şirketinin yaptığı yatırımı çok kurumsal yönettiğimize inanıyorum. Bu çok önemli. Birlikte başka ülkelerde başarılı yatırımlar yapmamız ve bunların iyi yönetilmesi de… Sonra Türk ve Fransız firmalarındaki exchange programlarıyla, insan kaynaklarında karşılıklı çapraz iyi ilişkiler geliştirdiğimize inanıyorum…

Yaptığınız işlerin toplam maddi hacmi ne?

Sadece ADP’nin Türkiye’ye yaptığı yatırım, 1 milyar Amerikan dolarına yakın. ADP, 25 havalimanı işletiyor, biz de 14; toplarsanız 39 havalimanı işletmesinin bilgisi ve toplam 250 milyon yolcunun bilgisinin yarattığı müthiş bir ekonomi de var aslında…

Ülke olarak gurur duyduğumuz global markalardan biri TAV. Dünyanın pek çok yerinde havaalanları yaptınız, denk düşünce, görünce inanılmaz mutlu oluyoruz. Türklerin de yapabildiğini bütün dünyaya gösteren bir şey. Eskiden kompleksliydik, şimdi şahane havaalanlarımız var, sayenizde kompleks mompleks kalmadı… Siz ve ekibiniz, bu ülkede büyük işler yapma vizyonunu mu değiştirdiniz?

Sadece tek başına biz değil tabii, ortaklarımız ve yol arkadaşlarımızla… 2000’li yıllardan sonra başlayan özelleştirmelerde TAV’ın çok ciddi bir yeri var. Büyük projelerin erken bitirilebileceğine, yurtdışından finanse edilebileceğine, çok iyi işletilebileceğine ve de ülkenizde marka olduktan sonra, küresel alanda da başarılı olabileceğine çok iyi bir örnek oldu. Tabii yolunuzu açan hükümetleri de unutmamak lazım. Siyasi irade bu dönemde ovaya yağmur yağdırırken, biz “Kendi tarlamızı suladık!” diyemeyiz. Ama biz de tarlamızı çamur etmedik. İyi ürünler çıkardık…

ÖNCE ATOM KARINCA’YDIM SONRA KIZILDERİLİ ŞİMDİ DE ŞÖVALYE

Şövalye olduktan sonra havanız değişecek mi?

Ben genç bir mühendisken, bana “Atom Karınca” diyorlardı. Sonra daha üst mevkilerde, şantiyeler arası deli gibi koştururken “Kızılderili” demeye başladılar. Demek ki yaşımız kemale erince, “Şövalye” diyecekler! Gurur duyarım ama havam mavam değişmez! Ödülü aldıktan sonra da yine aslanlar gibi işlerimiz arasında koşturup duracağım ekibimle birlikte…

Eşiniz nasıl karşıladı?

Evdeki herkes pek mutlu oldu. Eşim, “Ben ne oluyorum bu durumda?” dedi. “E sen de Madame Şövalye oluyorsun!” dedim…

Torunlar artık size “Şövalye Dede” mi diyecek?

Şimdi çok ufaklar! Herhalde biz gittikten sonra bu dünyadan “Dedem de şövalyeydi!” derler. Biz ailemiz ve tüm çalışanlarımızla bu ödüllerden onur duyarız, “Emeğimizin karşılığını aldık!” deriz, gururla taşırız. Ama konu, bizim için bu kadardır!

Yorum Bırak