Atman kadınlarına filmin hikâyesini sordum… Hâlâ oynuyor, kaçırmayın: Bizim için Şampiyon


BENCE son zamanların en etkileyici Türk filmlerinden biriydi ‘Bizim için Şampiyon’.
Efsane yarış atı Bold Pilot, onun efsane jokeyi Halis Karataş, büyük aşkı Begüm, Atman ailesi ve Türk halkının istediğinde nasıl kenetlenebildiği, nasıl tek yürek olduğu ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi…



Emeği geçen herkesi kutluyorum. Ekin Koç’u, Farah Zeynep Abdullah’ı, Fikret Kuşkan’ı ve yönetmen Ahmet Katıksız’ı… Gerçekten çok güzel bir iş çıkarmışlar.

İzlememiş olanların bir an evvel izlemesini diliyorum. Hâlâ oynuyor. Kaçırmayın. Umudun, azmin, çalışmanın, zaferin ve aşkın hikâyesi. Nedense bana çok dokundu. O kadar çok ağladım ki kendime şaşırdım. Filmle insana geçen ‘biz olma duygusu’ da beni çok duygulandırdı. Milletçe ‘biz’i özlediğimiz günlerdeyiz…

“Geç olması, hiç olmamasından iyidir” dedim. Bu efsane ailenin kadınlarını (Zeynep Atman, Esra Atman, Lale Atman) arayıp buldum. Atman kadınları adına Lale Atman’a merak ettiklerimi sordum. Buyurun buradan okuyun…

– Film şahane! Ben hem çok mutlu oldum hem de dağıldım, çok ağladım. Sizler izleyince neler hissettiniz?
Biz de çok ağladık. Çok duygulandık. En yakınlarınızın hayatlarının oyuncular tarafından canlandırılması insanda karmaşık duygular yaratıyor…

– En çok nesi etkiledi?
Kavgalar, çatışmalar ve sertliklerle dolu bir dünyada yaşıyoruz. Çoğu zaman umut, sevgi, pes etmeme gibi olumlu duyguları unutuyoruz. İşte bu film, hepimize bu güzel değerleri yeniden hatırlattı. Seyirci de galiba en çok galiba bu yanını sevdi…

– Neticede sizin ailenizin hikâyesi! İnsanın hayattayken ailesinin filminin yapılması zordur. Beğenmesi ayrıca zordur… Bu film projesi nasıl ortaya çıktı? Nasıl gelişti?
Türkiye Jokey Kulübü eski başkanı Yasin Ekinci, Ayyapım’dan Kerem Çatay, Pelin Diştaş ve yönetmen Ahmet Katıksız bir gün bize geldi. Bir sinema projeleri olduğunu söylediler…

– Şaşırmadınız mı?
Şaşırmaz olur muyuz? Yılmaz Özdil 2014’te ailemizin hikâyesini yazmıştı. Ve yazıyı “Niye hâlâ çekmek için senaryo ararlar?” diye bitirmişti. O geldi aklımıza…

– Sonra?
Okumamız için bir sinopsis verdiler. Ama bunun bir belgesel olmadığı, sinema filmi olduğu bilinciyle okumamızı istediler. Sonrasında senaryo geldi. Sık sık buluştuk. Onlara babamı, Begüm’ü, Bold Pilot’ı anlattık. Fotoğraflar paylaştık…

– Hiç tereddüt etmediniz mi?
Ettik ama onlara güvendik de. Ailemizin doğru yansıtılması, at yetiştiriciliği ve yarışçılığın doğru anlatılması konusunun çok önemli olduğunu düşünüyorduk. Tek beklentimizin bu olduğunu söyledik. Gerçekten çok emek verildi. Senaryonun son halini alması bir buçuk seneyi buldu…

‘BİZ’ DUYGUSUNU YAŞATAN FİLM

– Milyonlarca insan bu filmle “biz” duygusunu yaşadı. Uzun zamandır ihtiyacımız olan, çok özlediğimiz bir duyguydu…
Evet. Günümüz dünyasında hâkim olan bireyselliğin ve “ben”ciliğin aksine, bu film “biz”in toplumsal olarak ne kadar önemli ve birleştirici olduğunu vurguluyor. Bunu çok önemli buluyorum. Özellikle bu dönemde…

– Bu film bize en çok ne anlatıyor?
İnsanların en zor zamanlarda bile umutlarını kaybetmemeleri gerektiğini, sevginin etrafında birlik olunca her şeyin üstünden gelebileceklerini…

– Farah Zeynep Abdullah, rahmetli kız kardeşiniz Begüm’ün ruhunu ne kadar yansıtmış?
Biz ailece bayıldık! Çok başarılı ve duygusal bir oyunculuk sergiliyor. Zaten Begüm’ü onun oynamasını özellikle istemiştik, ilk görüşmemizde biz önerdik…

HALİS VE BEGÜM’ÜN AŞKI GERÇEK HAYATTA BABAMIN ÖLÜMÜNDEN SONRA GELİŞTİ



– Babanız, Begüm ve Halis Karataş aşkına hiçbir şey demedi mi? En başından beri destek miydi?
Babam, Halis’i insan olarak çok severdi ama onların aşkları babamızın ölümünden sonra gelişti.

– Nasıl bir aşktı Begüm ve Halis’inki?
Tutkulu. Birbirlerine her zaman bağlı ve destektiler. Halis, Begüm’ü çok mutlu etti. Dünyalar güzeli iki çocukları oldu.
– Kız kardeşinizin kaybı ailenizde ne kadar büyük bir acı yarattı?
Büyük bir yıkım oldu. 4 sene boyunca hastalığıyla mücadele etti, o sürecini hep birlikte yaşadık. O umutlandıkça biz de umutlandık… Bazen hiçbir şey söyleyemeyeceğimiz anlar oldu. Ve ne yazık ki çok erken kaybettik. Geride kalan iki küçük çocuk… Acılı bir eş… Bu kayıpla başa çıkamayan bir anne ve bir yarılarını kaybetmiş kardeşler…

– Halis Karataş’ın hâlâ Begüm’ün yüzüğünü çıkarmaması çok etkileyici, sanki başka bir yüzyıla ait bir davranış biçimi… Onları birbirine bu kadar bağlayan neydi?
Aşk! Birbirlerine duydukları güven, çocuklarına duydukları sevgi ve sınırsız at sevgisi…

FİLMDE İZLEDİĞİMİZ AT BOLD PİLOT’UN OĞLU GANESH



– Ailenizin bütün kadınları için at bir tutku mu?
Evet. Dedemizden bu yana gelen bir tutku.

– Herkes at biniyor mu bu ailede?
Bir dönem herkes bindi. Halamız Esin Zembilci dünyanın ilk kadın jokeyi ve milli binicisi. Şimdi de ailemizdeki binicilik geleneğini Begüm ve Halis’in kızları Azra sürdürüyor. Bizler ise yarış atı yetiştiricisi ve at sahibiyiz…

– Gerçekten filmdeki at, Bold Pilot’un oğlu Ganesh mi?
Evet! Bu hikâye de ayrı bir film olacak kadar ilginç. Cumhurbaşkanlığı Süvari Birliği’ne hediye ettiğimiz Ganesh, bu film sürecinde Bold Pilot’a benzer at aranırken tesadüfen bir çiftlikte bulundu ve sonradan Bold Pilot’un oğlu Ganesh olduğu ortaya çıktı!

Yorum Bırak