40.Hafta: Doç. Dr. Tarık Çavuşoğlu: Küçük dokunuşlarla da güzelleşmek mümkün!

18.yüzyılda kadınların bedenlerini inceltmek gibi bir dertleri yoktu. Siz bir estetik cerrah olarak, kendinizi bu yüz yılda yaşadığınız için şanslı hissediyor musunuz? 

-Evet. İşimi de çok severek yapıyorum. Doğru, güzellik anlayışı çağlar içinde değişti. Eskiden, şişmanlık, zenginlik olarak algılanırken; zaman içinde hımbıllık, tembellik olarak değerlendirilmeye başlandı. Bir zamanlar, etine dolgun kadın makbuldü, artık pek öyle değil. Zayıflık, neredeyse bu yüzyılın sırrı olarak algılanıyor…

Peki neden insanlar gittikçe inceliyor, incelmek istiyor. Neden böyle bir anlayış hakim?

-Medyanın, rol modellerin ve sanatçıların yönlendirmesi…

Neden yağlar, kıvrımlar, çıkıntılar bu kadar rahatsız ediyor kadınları?

-Aslında insanları rahatsız eden orantısızlık. Bizim de yakalamaya çalıştığım şey, o oran. Amaç, sıfır bedene ulaşmaya değil yani. Eskiden diyorduk ki, “Kilo ver ondan sonra gel!”Artık öyle demiyoruz. Onlara yakalayabileceğimiz oranı söylüyoruz. İrice bir hanımefendidir mesela, kolları ve bacakları kalındır, karnı biraz daha çıkıktır. Onu biraz törpülediğimizde bir oranı yakalayabiliyoruz. Eskiden “Spor yap öyle gel” diyordum. Artık demiyoruz. Çünkü onlar da bize, “Hocam bunları yapabiliyor olsaydım zaten size gelmezdim!” diyorlar. Ayrıca liposuction’ın şöyle bir ek yararı ortaya çıktı yıllar içerisinde. Ciddi bir motivasyon.Diyelim ki 5 litre yağ çekildi karnından, 5 litre de zaman içerisinde yavaş yavaş eriyor. Ediyor 10 litre. 10 litrelik bir kazanç elde edinen kadın kendine daha iyi bakıyor, sporunu ihmal etmiyor, tekrar kilo almamaya özen gösteriyor.

SEN ŞİMDİ BİZİM
BÜTÜN HATALARIMIZI GÖRÜRSÜN!

40hafta-107
Liposuction bir kilo verme yöntemi olarak düşünülür. Oysa değildir. Bölgesel yağlardan kurtulma yöntemidir. Yani bir oran düzeltme, kontur ameliyatı…

Sizin bir kadının “fazlalığını” küt diye görür müsünüz?

-Fazlalığını değil orantısızlığını! Basenleri çıkmış bir kadın gördüğümde anında fark ediyorum. Mesleki deformasyon işte! İşin kötü tarafı, bizim yanımızda hiçbir kadın arkadaşımız rahat edemez, “Sen şimdi bütün hataları görürsün” diye…

Eşiniz?

-Oranlı ve fit. Ama doğum yaptı. Karnının alt kısmında 2 santimlik bir kısım kaydı.“Veremiyorum ben de sana geleceğim!’’ diyor. Her halde ona da ufak bir işlem yapacağız.

Bu kadar korkulacak bir şey değil mi?

-Asla değil.

Bu kadar hızlı olan bir şey mi? Karar veriyorsun yapıyorsun, ertesi gün hayatına devam ediyorsun…

-Aynen öyle. Hem de sadece hafif yağlanmalar için değil. Daha geniş çaplı yaptığımız liposuctionlar için de öyle. Mesela geçenlerde bir hanımefendinin iki bacağından 5,5 litre çektik. Ertesi gün evine gitti. 4-5 gün sonra da masa başı işine devam etti.

UFAK BİR AYVA GÖBEĞİM VAR
ONU YOK EDER MİSİNİZ?

En çok talepler?

-“Ufak bir ayva göbeğim var, onu yok eder misiniz?” Ya da “Yanlarımı ve sutyen kenarlarındaki çıkıntıları alır mısınız?” Onlarda zaten hiç sorun yok, onları akşam gönderiyorum…

Peki insan bu minik düzeltmeleri yaptırınca, bambaşka biri mi oluyor?

-Hayır. Ama sürekli aynada basenlerine ya da karnına mutsuz bir şekilde bakan bir kadının hayatı ameliyattan sonra daha konforlu bir hale gelecek. Bize en keyif veren tarafı da bu.

Siz de çok ince değilsiniz, niye liposuction yaptırmıyorsunuz?

-Valla, ben orantılı olduğumu düşünüyorum.

Haklısınız da, öylesiniz. Ama bu kadar kolay bir şey ise, neden yaptırmıyorsunuz?

-Çünkü kendime yapamıyorum, bir tane daha benden yok!

LIPOSUCTION’IN KEŞFİ DRAMATİK

40hafta-106

Bu liposuction nerden çıktı başımıza?

– Keşfi hem ilginç hem dramatiktir. Bir balerin, diz kapaklarının arkasındaki minimal yağ birikintisinden rahatsız oluyor. Kurtulmak için bir Fransız cerraha gidiyor. O da ilk liposuction denemesini yapıyor. Amaç, o bölgedeki lokalize yağdan kurtulmak…

Peki n’oluyor?

-Sormayın! O dönem teknikler o kadar kötü ki, balerinin bacağını kesmek zorunda kalıyorlar. Tabi yıllar içerisinde çok gelişti. Asla böyle şeyler olmuyor. Günümüzde artık lazer yardımıyla yapılıyor.

LIPOSUCTION TEHLİKELİ Mİ?

Liposuction ve Lipoliz arasında ne fark var?

-Lipoliz yağların parçalanması. Lazer yardımıyla sıvı hale getiriliyor, sonra liposuction’la çekiliyor.

“Aman liposuction’ı hafife almayın!” diye uyarırlar. “En tehlikeli ameliyatlardan biridir. Pıhtı atabilir” denir, öyle mi?

-Evet, o ihtimal her zaman var. Hastayı uyarıyoruz. Diyoruz ki, “Ameliyat süresinin 3-4 saatin üzerinde olduğu tüm ameliyatlarda böyle bir risk var!” Ama ne kendi kliniğimde ne çalıştığım kliniklerde, ne de başka arkadaşlarımda böyle bir şey görmedim. Ama kitabına bakarsanız böyle bir tehlike vardır.

40hafta-105
ERKEKLER EN ÇOK MEME BÖLGESİNDEKİ YAĞLARI ALDIRMAK İSTİYOR

Erkek hastalarınız var mı?

-Evet. Meme ve karın bölgesi için talep var. Bir de yanlar için. Bu ara özel bir şey oldu. Karı koca çiftler geliyor. Önce hanımefendiye yapıyoruz. Kadınlar daha güçlü oldukları için, iki gün sonra kocalarına bakacak duruma gelebiliyorlar. Sonrasında mutlaka diyet ve spor öneriyorum. Lazerle parçaladığımız yağların bir kısmını orada bırakıyoruz. İki ay içerisinde peyder pey eriyemeye devam ediyorlar. “Bunların yakılması içinde lütfen spor ve diyet yapın diyoruz.” Eş olunca birbirlerini de motive ediyorlar.

ÖĞLE TATİLİNDE GÖZ KAPAĞI AMELİYATI

Öğle teneffüsünde gelip, düşmüş göz kapağını kaldırtan oluyor mu?

-Oluyor. Ama sonra işe değil, evine gidiyor…

O kadar hızlı yapılan bir şey mi?

-Tabi. Bir göz kapağı ameliyatından sonra 4’üncü gün işine devam edebilir. Hatta 5’inci gün dikişlerini alırım, dikişleri alınmış bir şekilde devam eder.

İyi yapılmış olanını da her zaman görmüyorum. Bazen ifadeler değişiyor…

-İşin sanat kısmı galiba bu. Teknik belki aynı ama ufak detaylar, sonucu etkiliyor. Lazer yardımlı cerrahilerde, göz kapağı ameliyatlarının en büyük avantajı kanamıyor. Kanamadığı için de o rakun gibi gözleri görmüyorsunuz. Çok çabuk günlük hayata dönebiliyor insanlar. Morluk vesaire yok. Teknolojinin nimetlerinden faydalanmak gerekiyor.

ÇOK SIK YAPILMAMALI

40hafta-103

Liposuction’la yağları aldığınız bölge bir daha kalınlaşmıyor. Ama kişi şişmanlarsa bu sefer başka bir yeri kalınlaşıyor… Doğru mu?

-Tam öyle değil aslında. Her yer kilo alıyor. Ama diğer taraflar 3 birim alıyorsa, liposuction yapılan bölge 1 birim alıyor.

Neden?

-Çünkü o bölgedeki yağ hücresi sayısını azalttık. Eskiden 10 milyon hücre varsa şimdi 7 milyon hücre var.

Bazı kadınlar her yaz başı, bikini giymeden bir kontur düzeltmesi yaptırıyor…

-Bu kadar da sık yapılmaması gereken bir işlem. Bence insan hayatı boyunca 1 ya da 2 kere yaptırmalı. Bunun da zamanlaması önemli. Kilo vermekse, ilk önce kilo verip, sonra istediği rötuşları yaptırabilir. Veya “Kilo veremiyorum, bana bir ivme gerekiyor” diyebilir, bu da bir başlangıç olabilir. Sonrasında diyet, spor vesaireyle devamını getirebilir.

40hafta-102
ESKİDEN NE LAZER VARDI ,NE SES DALGALARI

Siz mesleğe başladığınız beri ne tür değişmeler oldu?

-O oooo bir sürü. Bizim mesleğe başladığımızda ne lazer vardı, ne ses dalgaları ne de ultrasonik liposuction… Bir kere bunlar bizim işimizi çok kolaylaştırdı. Lazer çok ciddi bir silah ama ehil ellerde. Yanlış ellerde de, insan hayatını perişan edebilir. En basiti epilasyon. Dudak üstü epilasyon yaptırırken, dudağının üst kısmı yanan o kadar çok hasta var ki. Sebebi de, merdiven altı ve mahalle arası epilasyonu. Sırf bu yüzden Türk Plastik Cerrahi Derneği ile Dermatoloji Derneği ortak bir komisyon oluşturdu. Ben de bu komisyonun içinde yer alıyorum. IPL denilen hiç de masum olmayan cihazın ehli olmayan ellerde kullanılmasını engellemeye çalışıyoruz. Halk sağlığına ve doktorların repütasyonuna zarar veriyorlar.

40hafta-101

SENDE BİR GÜZELLİK VAR ,AMA NE?!

Lazer kullanmanın avantajı ne? Nasıl bir çığır açtı?

– Hani öğle arası işlemleri deniyor ya, işte onlar lazerle yapılıyor. Günümüzde lazer çok revaçta. Mesela yüz gerdirme. Eskiden de yapılırdı, şimdi de yapılıyor. Ama yarattığı ciddi sıkıntılar da var. Bir kere yüz felci riski var. Sonra yüzünüz şişiyor, ödem yapıyor. Ve çok ciddi bir cerrahi. Şimdi kadınlar, “Hocam ben yüzümü gerdirmek yerine, başka şeyler yaptırıp, küçük müdahalelerle biraz toparlansam olur mu?”diyorlar. Dolgu, lazer vesaire kombinasyonlarla gayet iyi sonuçlar alıyoruz. Hastalarımız 5-8, hatta 10 sene geriye gidiyor. Risk oranlarını kıyasladığınızda, bu lazerli işlemler büyük avantaj sağlıyor.

Yüzde, ifadenin değişmemesi neye bağlı? Estetik cerrahın becerisine mi?

-Öncelikle uyguladığımız yönteme. Bu ifade değişmesi sorunu, botoksta ve lifting’te karşımıza çıkıyor. Cerrahın uyguladığı teknik liftingte çok önemli, becerisi de. Botoks’ta kas balansıyla oynuyorsunuz. İkisi de ciddi uygulamalar.

Botoksun hiç anlaşılmayanı makbuldür? “Bir freshlik var. Yaylaya gitti geldi gibi…” mi?

-Aynen öyle! Hastalar şöyle tarif eder. Yakınları, “Ya sende bir güzellik var ama ben çözemedim ne oldu?” falan diyorlarmış. Bu benimi işimi iyi yaptığımın kanıtıdır, bunu ciddi bir kompliman olarak kabul ediyorum.

Bazı doktorların ellerinden çıkan kadınlar birbirine benziyor…

-Bize tıp fakültesinde ilk öğretilen şey, “Hastalık yoktur, hasta vardır. Ve her hastaya özel çözüm üretmeniz gerekir.” Sadece plastik cerrahide değil, tıbbın her dalında. Eğer ki bir şablona oturtursanız, hekimliğiniz de sanatçılığınız da tartışılır. O yüzden plastik cerrahide de, her hastaya özel ve farklı çözümler üretmemiz lazım. Çünkü her hastanın yüz yapısı, cilt yapısı, burnun şekli farklıdır. Her hastaya özel bir proje üretip, tıpkı bir mimar gibi özel çizim yapmanız gerekir.

Cerrahlar kendi ideallerindeki kadını mı, hastalarının hayal ettiği kadını mı yaratırlar?

-Ben kendi adıma hastamın beklentilerini iyi tartmaya çalışıyorum. O beklentilere yöneliyorum.

Ya olmayacak bir burun isterse…

-Asla yapmıyorum! Çünkü yaptığım şey benim imzam. Ve yanlış yapacağım bir şey benim repütasyonumu etkiler. Bencil bir yaklaşım olarak değerlendirilebilir ama doğru bir yaklaşım olduğunu düşünüyorum.

Bazı yüz gençleştirmelerinde kadınlar uzaylı gibi oluyor. Yüzü gerdirme operasyonu geçirmiş biri, “Ben sevmedim bunu, eskiye çevirir misiniz beni” derse, bu mümkün mü?

-Biraz zor. Yapılan uygulamaya ve kullanılan tekniğe bağlı. O yüzden agresif bir cerrahi olarak geliyor kadınlara. “Ben bunun yerine elmacık kemiklerime biraz dolgu yaptırayım, şuraları doldurayım, biraz da botoks yaptırayım, üzerine lazerle cildimi gençleştireyim, lekelerimden kurtulayım”ı tercih ediyorlar.

Günümüzde bunlardan hiç faydalanmamak sizce aptalca mı?

-Aptalca demeyelim ama bir nimet varsa bundan faydalanmak lazım. Mesela elektrik olduğu için, evinizde elektriği kullanıyorsunuz. Bu da onun gibi bir şey. Eskiden tabu olan bir sürü şey, artık günümüzde çok yaygın. Eskiden sadece film artistleri ve sanatçıların kullandığı estetik cerrahi operasyonları günümüzde banka memuresinin, öğretmenin, öğrencinin herkesin hizmetinde… Kredi alan da var, para biriktirip gelen de var. Mesela çok fazla üniversite öğrencisi var. Çünkü insanlar artık talep etmeyi öğrendiler. Özellikle kadınlar. Ben burnumu sevmiyorum, göz kapağımı sevmiyorum, kaşımı sevmiyorum diyebiliyorlar. Kader olarak görmüyorlar bazı şeyleri. Mesela burnu çirkin bir kız çocuğunun, eğer burnunu yapmazsanız, her sabah kalktığında aynada ve o burundan nefret edecek. Bunu durumu değiştirebilme imkanı varsa, neden değiştirmesin?

İyi de bizler günümüzde bedenimizle çok mu oynuyoruz? Bu işin bir de böyle bir tarafı yok mu?

-Evet, bu tarz hastalarımız da var. O hastaların taleplerini karşılama konusunda, az istekli davranmak lazım. Bunu hissettiğim anda o hastayı opere etmiyorum. Çünkü biliyorum ki hiçbir sonuç onu tatmin etmeyecek. Dolayısıyla ben de mutsuz olacağım…

EHİL OLMAYAN ELLERE GÜVENMEYİN

Biz kim iyi nasıl anlayacağız? Bir sürü doktor var… 
-Birincisi cerrahi uygulamaları plastik cerrahlar yapacak. Ehil olmayan ellere güvenmeyin. Mahalle arasında birilerine gitmeyin. 17 yaşında kuaförde çalışan genç bir kız size bir şey uygulayamasın. Düşünsenize bacağınızda veya yüzünüzde kocaman bir leke ile dolaşıyorsunuz.

BURUN AMELİYATIMI YAPAR MISINIZ DİYENDEN KAÇARIM

Gelelim burun estetiğine…

-“4’üncü burun ameliyatımı size olmak istiyorum” diyen hastayı kabul etmiyorum. Çünkü o hasta, en son ameliyat eden kişinin ismiyle anılıyor. Geçen hafta böyle bir şeyle karşılaştık. “Hocam” dedi, “Siz beni ameliyat etmek zorundasınız!” “Değilim” dedim. “Bozulmuş bir burnunuz var. Ben yüzde 30’unu onarsam bile, yüzde 40 deforme olarak ortaya çıkacak. Kimse benim onardığım o 30’la ilgilenmeyecek!” Kulaktan, kaburgadan veya burnun içindeki kıkırdaklardan aldığımız yedek parçalarla, o burnu onarmaya çalışıyoruz. Yapıyoruz da. Ama yaptığımız şey çok ciddi bir risk içeriyor. Ve burun ameliyatlarında özellikle ilk kurşun en iyi kurşun. İlk kurşunda eğer ki hedefi vuruyorsanız tamamdır. Ama 2’inci kurşunda şansınız yüzde 20, yüzde 30 azalıyor. O yüzden seconder dediğimiz 2’inci burun ameliyatları çok daha zordun. Üçüncüsü daha da zor.

Moda var var mı? Yani “Şunun kaşını, şunun gözünü, şunun dudaklarını istiyorum!”

-Olmaz mı? Loreal kutusunun üzerindeki fotoğrafı gösterip, “İşte bundan istiyorum” diyen bile oldu. Tabi ben koşarak oradan uzaklaştım. Çünkü o sağlıklı bir istek, sağlıklı bir talep değil.

Kendi fotoğraflarıyla gelip, “5-10 yıl önceme dönmek istiyorum…” diyenler…

-O makul bir talep. Biz zaten, “Eski fotoğrafınızı getirin!” diyoruz. Çünkü orjinaline uygun yapmak istiyoruz. Özellikle yüz gençleştirme ve yüz germe işlemlerinde. Ama ben daha çok şunu seviyorum. “Hocam, ben burnumdaki kemerden hoşlanmıyorum. Şu burnumun ucunu toparla. Şu göz kapağında çok balonlaşma var. Alttaki şu oluğu sevmiyorum” gibi net bir ifade. Çünkü ne istediğini bilen hasta o.

Botoksla terlemeye son

Aşırı terleme ne durumda?

-Popülasyonun yüzde 5’i. İnsanların çoğu da bunu kader olarak değerlendiriyorlar. Antiperspirantları ve bazı ağır metallerden oluşan kremleri kullanıyorlar. Genellikle çok fayda göremiyorlar. Oysa botoksla 6 ay gibi geçici sürelerle terlemeyi durdurabiliyoruz.

Neden mi cerrahiyi seçtim?


Son olarak estetik cerrahi seçmenizin özel bir nedeni var mı?

– Üniversite 2’den beri hep plastik cerrahi istiyordum. Bizim hastalarımız operasyondan operasyondan mutlu çıkıyor. Oysa beyin cerrahisi hastalarında ya da onkolojik cerrahisinde olay hem acildir hem de sıkıntılı bir süreçtir. Bizimki bir yanıyla cerrahi bir yanıyla sanat. Plastik cerrahinin en güzel tarafı; bir ameliyatın 5’ten fazla doğru yöntemi olması. Hangisini seçeceğiniz sizin yaratıcılığınıza kalmış. Ama safrakesesi ameliyatının tek yöntemi var. O şekilde yapmak zorundasınız…

 

 

Fotoğraflar: Emre Yunusoğlu

 

Yorum Bırak